Rusça bir kelime olan "Odnoliub", hayatı boyunca tek bir kişiyi sevmiş olan, aşkı sadece bir kez tatmış, kalbini sevdiğine açmış kişiye denir.
•Hoş geldiniz.
•Medyadaki şarkıyı yeni keşfettim ve eminim ki kimse dinlememiştir daha önce çok güzel.
•Hayalet okuyucular o kadar üzüyor ki beni, kırgın bitireceğim bu kitabı... Neyse.
•İyi okumalar.
~
Namjoon
"Namjoon. Namjoon nolur uyan... Namjoon eğer uyanmazsan kanatlarını fark edecekler. Namjoon... Namjoon!"
Efendimin sesiyle gözlerimi aralarken yüzümdeki soğuk ellerle yüzümü buruşturdum.
"Tanrım, Namjoon uyandın!"
Hoseok hyungun yüzüme doğru eğilerek söylediği şeyden sonra diğerleri de başıma toplandığında nolduğunu anlamaya çalışıyordum.
Başımı tutarak usulca doğrulduğumda Hoseok hyung ellerini yüzümden çekti.
"Namjoon... Beni çok korkuttun..."
Efendimin sesiyle bakışlarımı sanki göz göze gelecekmişim gibi tavana dikmiştim.
"Hyung eğer gördüğün şey beyaz ışık ise sakın gitme!"
Jeongguk'un lafıyla bakışlarımı çevirdim.
"İyi misin?"
Hoseok hyungun elini omzuma koyarak titreyen sesi ile sorduğu soru karşısında sadece başımı salladım. Hepsine kırgındım, bu yüzden konuşasım gelmiyordu.
"Hyung neden bayıldın?"
Duyduğum soruyla bakışlarımı Jimin'e çevirdiğimde dolu gözleriyle bana bakıyordu.
"Bir mel- bir insan neden bayıldığını nasıl bilebilir ki Jiminie?"
Dudaklarını mahçupca birbirine bastırarak bakışlarını çevirdi.
Neden dolu gözleri kalbimi acıtmıyordu? Neden küçücük bir sızlama bile olmuyordu içimde? Jimin'in tek göz yaşına bile dayanamayan birisiydim halbuki...
"Namjoon, konuşmalıyız. Ayrıl yanlarından..."
Solumdaki koltuğa tutunarak kalkarken Yoongi hyung ve Taehyung'un koluma girmeye yeltenmeleriyle duraksayarak onlara baktım.
"Gerek yok. Kendim kalkabilirim."
Çekingen bir tavırla geriye çekildiklerinde başımı hafifçe ovalayarak kalktım.
"Tuvalete gidiyorum. Elimi yüzümü yıkamaya..."
Arkamı dönerek adımımı attığım anda Hoseok hyungun kolumu tutan kolu ile bakışlarımı çevirdim.
"Namjoon seni böyle tek başına bırakamam."
Kolumu sert olmayacak şekilde çektim.
"Gerek yok."
Hoseok hyungun gözlerimin içine bakarak çekingenlikle geri çekilişini izliyordum. Hepsi karşıma sıralanmış dik dik yüzüme bakarken ben ise hiçbir şey hissetmiyordum...
Beni, bu hale getiren onlardı...
Tuvalete adım atar atmaz kapıyı kapatıp kapıya dayanarak, uzulca yere kaydım. Bakışlarımı, sanki görecekmişim gibi efendime, yani tavana diktim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Commuovere | Taekook | ✔
Fanfictaekook, yoonmin soulmate au. Commuovere: İçini ısıtan ve gözlerini yaşartan hikaye anlamına gelir. (İtalyanca) Ruh eşinin isminin teninde kazılı olduğu bir dünya hayal edin. Tanrı Jin ruh eşlerini çok sevdiği için onlara kavuşmaları için bir şans t...