Sanskrit dilinde Rang Ukharnā, eskiden sevdiğimiz bir şeye ilgimizi kaybetmeye, büyüsünün bozulmasına, artık eskisi gibi etki yaratmamasına deniyormuş.
•Öncelikle hepiniz hoş geldiniz...
•Başlamadan önce söyleyeceğim ilk şey 10. bölümden devam ediyoruz şu an.
•İkinci söyleyeceğim şey ise bu bölüm Tanrısal bakış açısı ile yazılmıştır-nedenini anlayacaksınız-.
•Beğeneceğinizi umuyorum...
•Medyadaki şarkıyı şiddetle tavsiye ediyorum...
•Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum.
•İyi okumalar.
<3 <3 <3
Taehyung
Adımlarım birbirine takılırken gözyaşlarımdan yolu göremiyordum. Burnumu çekmeme, gözyaşlarımı silmeme rağmen asla durmuyorlardı.
Az önce olanlara, hayatımı adadığım insanın bana olan laflarına, birbirimizi görmeden önce kaderimizde yazılan ruhlarımızın birbirlerine nasıl kırıldıklarına inanamıyordum.
Acıyı bedenimde değil, resmen zihnimde ruhumda hissediyordum...
Ruhum kanıyordu, ağlıyordu, parçalanıyordu.
~~
Taehyung'un adımları sürekli tökezliyor asla düzgün bir adım atamıyordu. Tanrı ona bir kıyak geçmiş gibiydi. Çünkü etrafta onu bu halde -iyi ki- gören yoktu. Darmadağın gözüküyordu. Yanındaki banka oturduğu an elleri resmen pes etmişcesine yanlarına uzandı. Umursamazca kafasını yere eğerken kamburu belirginleşmişti. Gözlerinden hala yaşlar akıyordu...
Gözleri kanlanmaya dakikalar önce başlamıştı bile. Gözlerinde birkaç saniye öfke beliriyor sonrasında yerini hüzüne bırakıyordu. Belki kendisine belki de Jeongguk'a sinirliydi. Aslında sinirli de değildi.
Sadece, kanıyordu...
Elleri titreyerek yüzüne uzanıyor, sanki eller başkasının eliymiş gibi gözyaşlarını narince siliyordu. Birilerine ihtiyacı vardı. Gözyaşlarını silen ellerin kendisine değil başkasına ait olmasına istiyordu.
Daha çok, Jeongguk'a ait olmasını istiyordu.
Taehyung böyleydi işte. Kendisini kanatana hala muhtaçtı.
Omzundaki yazının her gözyaşında daha da yok olduğunun farkında olmadan ağlamaya devam ediyordu. Hem de gözyaşlarının nedeni de onu kanatan insan olmasına rağmen.
Bazen zihni bulanıklaşıyor, bakışları donuklaşıyor olanları inkar etmeye başlıyordu.
Olanları zihni asla kabullenmiyordu...
Bedeni gerçeklerin bilinci ile titremeye başladığında hava da bedeni ile birlikte titremeye başladı. Hava birden kapanmıştı. Hava, Taehyung'un ruh haline uymuş gibiydi.
Dakikalardır küçük hareketlerle titreyen alt dudağı donmuşcasına duraksadığında Taehyung nefeslerini de kesti. Gözünden -bilmem kaçıncı- gözyaşı akarken titreyen sağ elini kaldırıp büyük bir uğraş ile yazının olduğu omzuna çıkarttı. Elleri sanki yazıyı saklamak, tutmak istiyor gibi yavaşça kapanırken tekrar bedeni titremeye başladı. Dizlerini çekip kendisine bastırdı. Bedeninin titremesi ile bulutlar sanki olanlara daha fazla dayanamamış gibi yağmaya başladılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Commuovere | Taekook | ✔
Hayran Kurgutaekook, yoonmin soulmate au. Commuovere: İçini ısıtan ve gözlerini yaşartan hikaye anlamına gelir. (İtalyanca) Ruh eşinin isminin teninde kazılı olduğu bir dünya hayal edin. Tanrı Jin ruh eşlerini çok sevdiği için onlara kavuşmaları için bir şans t...