. . ✧ * . ✷
· .Yüzündeki gülümsemeyle çıkışa doğru yürüyordu. Dakikalardır çalan telefonu umrunda değildi. Sadece biraz uzaklaşıp yalnız kalmak istiyordu. Derin bir nefes aldı ve otoparktaki arabasına nerdeyse koşar adımlarla ilerlerdi.
Aynı hızla kendini arabaya atınca derin bir nefes daha aldı. Saçlarını geriye tarayarak cebindeki telefonu çıkararak arayana baktı. Tahmini gibiydi, yine sevgilisi arıyordu. Daha fazla bekletmeden açmak istedi. Çünkü, eğer açmazsa genç kızın aramaya devam edeceğini biliyordu.
"Felix, dakikalardır arıyorum neden açmıyorsun bir şey olmadı değil mi?"
Başını yana salladı gözlerini kapatarak. Gülümsemeye çalışarak araladı gözlerini. "İyiyim Chiyu, bugün aklım biraz karışıktı sadece. Sen neler yaptın?"
Emniyet kemerini bağlamadan önce telefonunu arabanın bluetoothuna bağladı. Daha sonra kemerini bağladıktan sonra çalıştırdı arabayı. "Boşver beni Felix. Zaten televizyonda da yorgun görünüyordun. Neden seninle yaşamam izin vermiyorsun ki?! Kendine bakamıyorsun bile." Kız isyan ederek konuşunca, Felix her zamanki şeyleri dinlediği için gözlerini devirdi.
"Birincisi ben yalnız yaşamıyorum Chiyu, ikincisi kendime gayet iyi bakabiliyorum ve üçüncüsü ben değil baban buna izin vermiyor." Sesine katmaya çalıştığı neşeyle yoluna bakıyordu.
"Sen evet desen babam da evet diyecekti biliyorsun değil mi sevgilim? Ve ayrıca abin Avustralya'dan yeni geldi. Yani bu zamana kadar yalnızdın, bana bahane sunma lütfen." Kız konuşurken dudaklarını büzdüğünü hissedebiliyordu Felix.
Felix pes etmiş bir şekilde başını yana salladı. "Evet, evet... Ama bu konuyu kapatalım lütfen olur mu? Seni eve geçince ararım biraz başım ağrıyor." Kızın kısa onaylamasından sonra kapattı telefonu. Derin bir nefes alarak önce markete uğramak için direksiyonu kırdı sağa doğru.
Chris ile güzel bir akşam yemeği her şeyin üstesinden gelirdi, yani... kısmen?
***
"Acıktım!" Felix mutfağa bağırarak girdi. Eve gelir gelmez elindeki malzemeleri Chris'e verip duşa atmıştı kendini. Düşünecek çok anısı vardı, fakat bunu yapmak canını her zaman acıtmıştı.
Yine de şu an abisiyle biraz olsun mutluydu.
"Masaya geç, iyi bir abi oldum ve bifteğini sıcak sıcak yemen için iki dakika önce pişirmeye başladım." Başıyla kalın cam bardakları göstererek gülümsedi. "İçecekleri doldur."
Felix masanın üzerindeki beyaz şarabı alarak gülümsedi. Birazcık içmekten zarar gelmezdi. Kapağı çoktan açılmış şişeyi kaldırarak bardaklara doldurdu.
"Hyung," Diğer barağa geçerken kıkırdadı istemeden. "Bir de iki tane mum koysaydın, romantik bir akşamı yiyecek olurduk."
Chris küçüğün söyledikleriyle kahkaha atarak eti çevirdi. "Hmm, kardeşimle romantik bir akşam yemeği..." Başını iki yana sallarken et kokusunun çıkması için camı açan Felix'e baktı.
"Hiçte iç açıcı değil." Felix'in kıkırtısı genişleyerek kahkahaya dönüştüğünde sandalyesine oturdu ve şarabından bir yudum aldı. Bu sırada Chris eti almış ve hazırladığı servis tabağına yerleştirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
we | hyunlix
Fanfictionhwang hyunjin ve lee felix bir yıl önce ayrılmıştı. . . ✧ * . ✷ · . hyunlix#3 9.2.22 18.1.21 / 28.5.21