dokuz

6K 562 387
                                    

.   . ✧ * . ✷       
·    .

Beş yıl önce, Seul.

"Lanet olsun..." Felix çalan ama açılmayan telefona söylenerek kulağından uzaklaştırdı ve telefonun ekranına baktı. Telefon çalıyordu ama açan yoktu. Hyunjin telefona bakmıyordu.

Derin bir nefes alarak bir kez daha aradı aynı numarayı. Bir kez çaldı, iki kez çaldı, üçüncü kez çalığında açıldı telefon. "Hyunjin," Kalbi deli gibi atıyordu. Önce iç çekme sesi duydu, ardından da belli bir hıçkırık.

"Felix–" Nefesi kesilerek konuştu büyük olan. Nefes almak zor geliyordu sanki. Felix dudaklarını açtı ve kapattı, kalbinin gümbürtüsünü kulaklarında hissediyordu.

"Hyunjin," Boğazına dizildi sanki tüm kelimeler. Sevgilisi gibi onun da nefesi kesildi. Ne olduğunu bilmiyordu ama içinde büyük bir korku vardı.

Hyunjin yeniden burnunu çekti ve derin bir nefes alamaya çalışırken hıçkırdı. "Araba–" Hıçkırıkları yükselirken Felix'in kalbi korkuyla atmaya başladı.

"Babam, annem..." Derin bir nefes aldı karşıdaki. Felix dudaklarını ısırıyordu, ne yapacağını bilemeyerek olduğu yerde yürüyüp duruyordu. "Jeongin," Hyunjin yeniden derin bir nefes aldı ve yutkundu.

"Yongbok," O görmese de gözyaşlarını sildi. Felix yanağını ıslatan yaşı fark edince dudaklarını ısırdı. "Sana ihtiyacım var." Sesi bir fısıltı gibi çıkarken titredi.

"Nerede olduğunu söyle," Derin bir nefes aldı o da ve kendini toparlamaya çalıştı. "Hemen geleceğim, bana nerede olduğunu söyle bebeğim." Gözyaşları yanaklarını ıslatarak süzülürken çenesi titredi.

"Hastane," Hyunjin yeniden çekti burnunu. "Şehir hastanesi."

"Geliyorum," Dedi anında Felix. "Hemen geliyorum."




Dışardalardı. Hastanenin ışıkları aydınlatıyordu etrafı. Hyunjin başını Felix'in omzuna koymuştu. Çenesi titreyerek ağlıyordu sessizce. Felix saçlarını okşuyor minik minik öpücükler konduruyordu. Diğer elleri ise birleşikti. Arada ellerine de öpücükler konduruyordu.

"Araba takla attı," Sesi bir fısıltı gibiydi. Derin bir şekilde izilen bacağı ve çenesinde bandajlar vardı. Felix onu öyle ağlarken görünce içi parçalanmıştı. Yalnız başına oturmuştu, kollarını kendine doğru çektiği dizlerine dolamıştı.

"Babam," Titrek bir nefes aldı. "Bizi uyardı, arabanın çarpmasından başka bir yol yoktu." Yutkundu ve gözlerini kapattı. Aynı sahneler gözünün önüne gelince hızla açtı ve elini kavrayan küçük eli hafif bir şekilde sıktı.

"Sağa gitse bariyerlere çarpıp aşağı yuvarlanacaktık," Başını Felix'in omuzunda hareket ettirdi ve kokusunu içine doldurdu. Felix yutkundu, kalbi parçalanıyordu, sanki canı yanıyordu.

"Sola gitsek tırın altına girecektik," Sessiz kaldı bir süre. Burnunu çekti ve elindeki peçeteyle burnunu sildi. "Büyük bir arabaydı, tümsekten indiğimiz için araba hızlıydı. Babam korna çaldı, selektör yaktı ama görmedi ve önümüze kırdı."

we | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin