. . ✧ * . ✷
· .Bir yıl önce, Avustralya.
Hyunjin elindeki telefonda oynayan videoları izlerken boş bir şekilde bakıyordu sanki. Heyecanlıydı. Kalbi yerinden çıkacak gibi hızlanıyordu arada. Midesine giren kramplarda cabasıydı...
Oluyordu, tek istediği şey, şimdiye kadar tek arzuladığı şey yaklaşık on saat sonra gerçekleşecekti. Hwang Hyunjin, Lee Felix ile evlenecekti.
Dudaklarını ısırırken boş boş gezindiği keşfeti yeniledi. Aklını dağıtmak istiyordu ama, aklına bir periyi andıran müstakbel eşi geldikçe zihni tamamen onunla doluyordu.
Bir videoya tıkladı ve izlemeye başladı. Sıradan komik bir videoydu, fakat öyle garip bir hal içerisindeydi ki videoya gülemedi bile, sadece küçük bir şekilde tebessüm etti.
Yatağın başlığından kaymış olan sırtını dikleştirdi ve boynunu kütletti. Felix'i görmek istiyordu ama, kardeşinin "düğünden önce damatlar birbirini görmemeli" adlı felsefesi buna engel oluyordu. Ki buna, nişanlı olan Jisung ve Minho ikilisi de katılıyordu...
Elindeki telefonu kilitleyerek kucağına attı ve kollarını kaldırarak yukarı doğru esnedi. Derin bir şekilde nefes alıp ayağa kalkacağı sırada kapısının olduğu taraftan gelen sese odaklandı. Üzerindeki pikeyi sıyırarak ayağa kalktı ve pijamasını düzeltti.
Bu sırada kapı açılıp, saçlarını düğün için lila yapan eşi, içeri girerek sessiz bir şekilde kapıyı arkasını dönerek kapatmıştı. Hyunjin şaşkınlıkla gülümserken az önce kalktığı yatağa oturdu.
Felix ona dönerek güzel bir şekilde gülümsedi. Hyunjin ellerini geriye, yatağın üzerine, koyarak sevgilisine baktı. Yüzünde tatlı bir gülücük vardı. "Jeongin seni görmemeli."
Felix kıkırdayarak parmak uçlarında Hyunjin'e doğru yürüdü. "Jeongin'in abime zaafı var. O oradayken biz umrumda bile değiliz."
Felix yavaşça yatağa oturdu onun gibi. Ellerini geriye yasladı o da. Hyunjin başını ona döndürdü gülümseyerek, Felix zaten onu izliyordu. Gözleri takılı kaldı, birbirlerini izlediler sessizce. "Seni seviyorum," Hyunjin kısık bir şekilde söyledi. Gözleri bir an olsun ayrılmıyordu Felix'ten.
Felix gülümseyerek başını eğdi ve ayaklarına baktı. Daha sonra kendini yatağa bırakarak kolları açtı. "Ama şimdi gitmen gerek, Jeongin bizi görür–" Sözü Felix'in onu bileğinden tutup yatağa çekmesiyle kesilmişti. Hyunjin başta ne olduğunu ablayamasa da kıkırdamıştı daha sonra.
Bir süre öyle yattılar. Sessizlerdi, Hyunjin heyecanlıydı fakat Felix belli etmemekte bir ustaydı. O aşırı gergindi, zihni her kurguyu çiziyordu önüne. Bunun düşüncesi bile berbat gibi hissettiriyordu. Dirseğinin üzerine doğrularak tavanı izleyen sevgilisinin dudaklarına düşünmeden bir öpücük kondurdu.
Hyunjin ise onu geri iterek savunmaya geçti kendini. "İnanmıyorum Felix... Bir gün daha bekleyemez misin?" Gözleri şaşkın ve neşeliydi. Felix gülümsedi ona.
Dudakları bu defa çenesini buldu büyük olanın. Tüy kadar hafif hissettiriyordu her bir öpücüğü. Hyunjin kıkırdamaya başladı. Çok çabuk teslim olmuşa benziyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
we | hyunlix
Fanfictionhwang hyunjin ve lee felix bir yıl önce ayrılmıştı. . . ✧ * . ✷ · . hyunlix#3 9.2.22 18.1.21 / 28.5.21