on dokuz 'ᵐ'

6.6K 366 408
                                    

.   . ✧ * . ✷       
·    .



"Felix birkaç saat sonra burada olur." Chirs kendini kanepeye atınca söyledi. Jeongin onun yanına geçti usulca. Hyunjin hemen karşılarında oturuyordu. Jisung, Minho'nun dizlerine uzanmıştı. Seungmin'in elindeki telefondan önemli bir iş yaptığı belliydi. Changbin ise başını kanepenin sırt kısmına yaslamış ve gözlerini kapatmıştı.

Uzun bir yolculuk değildi ama biraz olsun yorulmuşlardı. "Neden geç geliyor?" Jeongin geriye doğru esnerken söyledi. Hyunjin dudaklarını ıslattı ve oturduğu tekli koltukta kendini geriye attı.

"Uçağı rötar yapmıştı." Sesi normal düzeyde çıkınca Chris ona bakarak gülümsedi ve başını salladı. Aralarının düzelmesine sevinmişti. Jeongin başını sallayarak ayağa kalktı ve üzerini düzeltti.

Küçük bir tatil köyünde, iki katlı bir müstakil evdelerdi. Evin geniş bir oturma alanı vardı. Üst katta üç oda ve alt katta iki oda vardı. Yani, biraz geniş bir yapıydı.

"Gidip duş alacağım, Felix hyung geldiğinde bir şeyler içer miyiz?" Hyunjin omzunu silkti ve dudaklarını büzdü. "Bana uyar,"

Jeongin başını salladı. Changbin'de ayağa kalkmış ve kolunu küçük olanın omzuna atmıştı. "Hadi gidelim!" Elini öne doğru uzatıp söylediğinde küçük olan gülümsemiş ve Seungmin'de arkalarından ayağa kalkmıştı.

"Kısa bir görüşme yapmam gerek, hemen geleceğim." Hyunjin ona bakıp başını salladı. Biraz üzülmüştü, arkadaşı dinlenmek için geldikleri bir tatilde babası yüzünden çalışmak zorunda kalıyordu. Derin bir nefes alıp ayağa kalktığında, Minho'nun dizlerinde çoktan uykuya dalmış Jisung'u ve başını arkaya yaslamış bir şekilde uyuyan büyük olana bakıp gülümsedi.

Onları böyle bırakmak en mantıklı şeydi. Gözleri Chris'e kayınca masum bir şekilde gülümsedi. Chris ona bakıp şefkatle gülümserken ayağa kalktı ve küçük olana yaklaşarak güzel bir şekilde sarıldı.

"Yeniden iyi olmanıza sevindim Hyunjin." Hyunjin kollarını usul bir şekilde doladı büyük olana ve gülümsedi. "Teşekkürler hyung."

***

"Kanalda son anda bir aksilik çıktı. Sanırım izinim ile ilgiliydi. Bu yüzden henüz gelebildim." Felix derin bir nefes alırken söyledi.

Geniş oturma alanında oturuyorlardı. Hyunjin onun hemen karşısındaydı. Felix bakışlarını ona çevirdi diğerlerinden çekerek. Sanki onu aylardır görmemiş gibi hissetti yeniden. İçindeki özlem çoğaldı.

Hyunjin ona gülümsedi güzel bir şekilde, dudaklarını ıslatarak diğerlerine döndü. Fakat küçük olan onda takılı kalmıştı.

"Sorun değil Lixie, buradasın ya önemli olan o." Jisung orta sehpadaki üzümlerden birine uzanırken söyledi. Felix gülümseyerek arkasına yasladı. Bakışları Jeongin'i buldu.

"Ee, söyle bakalım Innie, okullara başvurmaya başladın mı?" Jeongin huysuz bir nefes alarak başını yana salladı. "Ahh hyung, hatırlatma bile, böyle şeylerden nefret ediyorum. Özellikle maillerden." Ciddi anlamada içi sıkılmış bir şekilde söylediğinde herkes gülümsedi ona. Chris'in bakışları bir süre taklı kaldı.

Changbin küçük olanın omzuna elini attı sakince. "Ben senin yerinde olsaydım youtube kanalı açardım, senin gibi genç ve fit bir hocanın milyonlarca takipçisi olurdu." Jeongin gözlerini aralayarak başını hızla salladı.

we | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin