on dört

5.6K 461 599
                                    

.   . ✧ * . ✷       
·    .



İçinde büyük bir huzursuzluk vardı. Duşa girerken, üzerini giyerken bile içinde bekliyordu o kötü his. Gözlerini araladı ve başını yana sallayarak derin bir iç çekti. Daha sonra çalan telefonunun sesi, sessizce oturduğu salonu doldurdu.

"Efendim," Sesi uyuşuk ve yoğun bir şekilde çıktı. "Babam akşam yemeğini bizde yemeni istiyor, konuşacağı bir konu varmış." Kızın sesi eski neşesini barındırmıyordu. Daha çok soluk ve sakindi. Sanki yeni tanıştığı biriyle konuşur gibiydi.

Felix o görmese de başını salladı sakince. Şakaklarını ovdu ve derin bir nefes aldı. Göğsünde hissettiği baskı başkaydı. Bir yılın yükünü taşıyordu içinde, umutsuzluk, huzursuzluk, mutsuzluk... Sanki bir yılı sadece bu yüklerle geçirmiş gibi. "Elbette," Sessizlik oldu iki hatta da kısa bir süre.

Felix gözlerini araladı ve ayağa kalkarak evinin camından dışarı baktı. Chiyu'nun sessiz nefeslerini işitebiliyordu. "Felix," En sonunda adı kulaklarını doldurunca yeniden gözlerini kapattı. Onun üzgün olmasına üzülüyordu, fakat bir yıl boyunca onunlayken mutlu olmamış mıydı Chiyu? Onu her gün mutlu etmeye çalışmamış mıydı..? Bir şey söylemedi ve bencil kendisine istemeden acıdı.

"Ben," Kızın sesi düşünceliydi. Her kelimesini seçiyordu sanki. "Sadece sana teşekkür etmek istedim," Titrek bir nefes aldı. Felix onun ağlamaya başladığını biliyordu. "Zor bir dönemden geçtim, geçtik. Özür dilerim, beni mutlu ederken senin üzgün olduğunu göremedim. Senin çektiğin acıyı göremediğim için üzgünüm," Kız hıçkırdı. "Sana yemin ederim, eğer bilseydim... Öğrendiğim an seni ona gönderirdim. Git derdim, mutlu ol." Felix bir şey söylemedi, onun burnunu çekme sesini dinledi. "Tanrı aşkına, sana aşıktım ben, aşığım... Sen mutlu olmazsan benim mutlu olmamın ne önemi var ki..?"

Başını cama yasladı. "Eğer akşam yemekte," Kız kendini toplamaya çalıştı, yutkundu ve burnunu çekti. "Babam sana herhangi bir şey söylerse, yanında olacağım. Tamam mı? Bunun için sakın endişelenme."

Felix başını salladı yeniden ve dudaklarını dişledi. "Teşekkür ederim Chiyu."

Kız titrek bir nefes bıraktı karşıdan. "Asıl ben teşekkür ederim Felix."


***


Minho elindeki kağıtları masanın üzerine koydu ve derin bir iç çekti. "Adam kapalı bir kutu gibi," Hyunjin ona dikkatle bakarken dudaklarını dişledi. Elleri az bir şekilde titriyordu.

"Araştırdım, hakkında bir sürü söylenti var fakat net bir kanıt yok. Bildiğimiz gibi kara para aklamış ama üzeri güzel bir şekilde örtülmüş. Ayrıca avrupaya gitmek isteyen fakir insanlardan gereğinden fazla para alıp, konforlu bir yolculuk sağlamamış," Minho dudaklarını büzdü ve geriye yaslandı. Ardından ayakta duran Jisung devam etti konuşmaya.

"Bu sabah Felix'in bana gönderdiği videolar ve ekran fotoğraflarını belgeledim. İşin içinde zorla alıkoyma ve tehdit var. Yani, adamımızın bu defa kaçış yolu yok gibi."

Hyunjin dudaklarını ıslatarak geriye yaslandı. Felix'le geçirdikleri gecenin üzerinden yaklaşık iki gün geçmişti. Kaien'in son seansını yaptığında kadın ona hiçte hoş olmayan bir şekilde bakmış ve kabaca bir teşekkürü savurmuştu. Bir şeyler oluyordu, bu oldukça belliydi.

we | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin