. . ✧ * . ✷
· .Hyunjin duş almıştı. Üzerine pamuklu pijamasını giymişti ve ellerine nemlendiricisini sürmüştü. Çalışma masasının üzerine çıkardığı dosyalarına baktı. Masasında göz gezdirdi, bakışları kitaplığında gezindi. Sonra küçük kutuya kaydı. En önemli eşyaları oradaydı. En güzel fotoğrafları. Adımları kitaplığına gitti, elleri metal renkli kutuya okşadı.
Kutuyu alarak çalışma masasının önüne gitti ve sandalyesine oturdu. Kapağı yavaşça açınca, karşısına bir fotoğraf çıktı. Bu fotoğraf ilk fotoğraflarıydı. Felix ağaca yaslanmıştı, Hyunjin onun göğsüne yatmıştı. Polaridin soluk renkleri üzerinde gezindi gözleri. Siyah saçlı sevgilisinin üzerinde parmaklarını gezindi. Yüzünden küçük bir gülümseme geçti. Hyunjin fotoğrafı biraz alttan çektiği için yüzü kiloluydu. Felix ise dişlerini göstererek gülümsemişti. Felix elini uzun olanın omzuna atmıştı, Hyunjin ise alttan tutarak birbirine kilitlemişti.
İçi titredi ve kalbi sızladı. Titrek bir nefes alarak fotoğrafı bıraktı ve ayağa kalktı. Ellerinin içi titredi.
Adımları hızlı bir şekilde mutfağı buldu. Kafasını dağıtmak için kahve yapmayı düşündü. Suyun kaynaması için ısıtıcıya bastı ve bardaklıktan bir kupa aldı. Dolaptan kahveyi çıkararak bardağına biraz koydu.
Suyun ısınmasını beklerken dudaklarını dişleyerek tezgaha yaslandı ve telefonuna bakmaya başladı. Bakıyordu ama aklı olduğu yerde değildi. Düğünceleri hâlâ Changbin'in evindeydi.
Saçlarını geriye taradı ve ekranda parmağını kaydırdı. Düşündüğü şeyler bir karmaşa halini aldı. Ne düşündüğünü bilemedi. Kaynayan suyun ses zihninde yankılandı. Kendini toplayamadı. Titrek bir nefes aldığında ısıtıcıdan suyun kaynadığına dair bir ses yükseldi. Aynı anda evin kapısı da çaldı.
Hyunjin zihnindeki yoğunlukla elindeki telefonu bıraktı ve kapıya yöneldi. Zihni karmakarışıktı. Kapıyı düşünmeden açtı ve gördüğü kişiyle nefesleri boğazına dizildi.
Felix ne yapacağını bilemeyerek "Hey," dedi. Hyunjin sakin kalmaya çalışarak omzunu silkti ve dudaklarını büzdü. "Hey," Bakışları tüy gibi geçiyordu birbirlerinden.
Bir süre, kısa bir süre birbirlerine baktılar. Felix yutkundu ve boğazını temizledi. "Changbin," Eliyle geriyi göstererek devam etti. "Bloğunu Changbin söyledi, daire numaranı da..." Hızla konuştu. Hyunjin sessizce ona bakmaya devam etti ve başını salladı.
Felix bakışlarını yere indirdi, sessiz kaldı. "Üzgünüm, rahatsız olmuş olmalısın."
Bakışlarını yeniden birleştirmeden birkaç adım geriledi. "Olmadım," Hyunjin sakin bir şekilde söyledi. Felix dudaklarını dişleyerek baktı ona. "İçeri gel, Yongbok." Hyunjin kapıyı biraz daha araladı ve eliyle içeriyi işaret etti. Bedeni kapının yanında duruyordu.
Felix önce gözlerine baktı büyük olanın. Ardından bakışları, sadece ayaklı lambanın yandığı eve kaydı. İçeride az ışık vardı. Mutfakta yanan ledlerin ışığı gözüne çarpıyordu. Adımları, sakin bir şekilde içeri yönlendi.
Hyunjin sanki bu her gün yaşanıyormuş gibi sakindi. Ya da duygularını bastırıyordu... Mutfağa yöneldi, Felix içeri girerek kapıyı kapattı. "Kahve ister misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
we | hyunlix
Fanfictionhwang hyunjin ve lee felix bir yıl önce ayrılmıştı. . . ✧ * . ✷ · . hyunlix#3 9.2.22 18.1.21 / 28.5.21