yirmi . ✧ . * son

6.7K 392 797
                                    

.     .  ✧   *      . ✷         
·     .


Kulaklarına dolan uğultuyla gözlerini araladı. Bakışları başta bulanıktı, sırtındaki ince sızıyla kesik bir şekilde inledi. Gözlerini birkaç saniyeliğine yeniden kapatıp, yan bedenini çevirip, sırtüstü uzandı.

Daha sonra zihnine dolan anlarla yutkundu ve gözlerini birkaç saniyeliğine kapattı. Ardından bakışları yanınada uyuyan sevgilisine kaydı. Kusursuz görünüyordu, uyurken bile harikaydı. Felix onu izlemeye doyamıyordu...

Bedenini yeniden yana doğru çevirerek başlarını hizaladı ve Hyunjin'i incelemeye devam etti. Bir eli arkasına dolanıp, sırtında usul bir şekilde gezinirden diğer eli de alnına dökülen saçlara gitmişti, onları usul bir şekilde yukarıya doğru attı. İşe yaramayacağını biliyordu, fakat bunu yapmayı seviyordu.

Sakin bir şekilde nefes aldı ve başını onun boynuna doğru sakladı. Diğer elini sırtından çekerek ellerini birleştirdi. Göğsünden yayılan kokuyu içine doldururken aşağıdan ellerine baktı. Hyunjin'in başta gevşek duran eli yavaşça kenetledi birbirine ellerini.

Felix saçlarındaki minik öpücükleri hissederken parmaklarını daha da sıkılaştırdı ve dudaklarını Hyunjin'in köprücük kemiğine bastırdı. Gözleri hâlâ kapalıydı. Mükemmel hissediyordu.

"Günaydın birtanem." Hyunjin'in sesi yeni uyandığı için buğulu çıkmıştı. Felix başını biraz geriye doğru yatırarak gözlerini birleştirdi. Hyunjin ona gülümsedi ve dudaklarına yumuşak bir öpücük kondurdu.

"Günaydın," Felix'in sesi de onunki gibi buğulu ve çatalalı çıktı. Hyunjin sakin bir şekilde gülümsedi ve yeniden minik bir öpücük çaldı dudaklarından.

Aralarındaki mesafe oldukça azken Hyunjin ellerini çözerek küçük olanın beline doladı ve kalçasını okşadı. "Canın acıyor mu?" Felix başını yana salladı, canı acıyordu fakat o kadar da abartılacak bir acı değildi.

Yutkundu, içinde binlerce kelime birikmişti sanki, böyle sevilmek, onun ilk önce kendini değil de onu düşünmesi midesini germişti. Kalbi heyecanla çarpmaya başladı. Bu sırada Hyunjin onun belini gıdıkladı gülümsedi.

Felix bedenine yayılan hoş hisle kıkırdamaya başladı ve Hyunjin'den uzağa gitmek için hamle yaptı. Fakat büyük olan onu tutarak kendine çekti ve üzerine geçti. Elleri belinde dolaşırken Felix'in kıkırdaması kahkahaya dönmüş, elleri onu itmeye çalışıyordu.

"Hyun–jin!" Kahkahaların arasında söylerken Hyunjin de kahkaha attı. Küçük olanın yüzünün her yerine minik minik öpücükler kondurmaya başladı. Felix yine kıkırdamaya devam ediyordu. "Bır–ak!" Gözleri kapalı bir şekilde kahkaha atmaya devam ederken bu defa Hyunjin onu dudaklarından öptü.

Gülücükleri birbirine karıştı ve dudakları titreşti. Felix'in elleri, büyük olanın göğüslerinden yukarı doğru kayarak boynundan saç diplerine ulaştı. Hyunjin başını biraz daha yana yatırdı ve gülümsemeye devam ederken küçük olanın alt dudağını dişleri arasına alarak usul bir şekilde ısırdı ve dudaklarını ayırarak alınlarını birbirine yasladı.

"Sabah kalkıp şeker mi yedin sen? Dudakların nasıl bu kadar tatlı olabilir?" Hyunjin gözlerine bakarak söyledi. Felix yeniden kıkırdadı ve başını yana salladı. Hyunjin onun gülüşüne gülümseyip bir kere daha uzandı aşık olduğu dudaklara.

we | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin