on sekiz

4.4K 383 300
                                    

.     .  ✧   *      . ✷         
·     .



Hyunjin dosyalarını kapattı ve kendini geriye attı. Dışarıya değen bakışları huzurla doldu, karlar çoktan erimişti, havalar o kadar soğuk değildi artık. İlkbaharın başlangıcını yaşıyorlardı.

İşinde ise iyi bir ilerleme kaydetmişti. Adı az da olsa biliniyordu, iyi bir doktor olmak istiyordu. Fakat güzel bir dinlenmeye ihtiyacı olduğunu düşünüyordu. Her bakımdan.

Çalan telefonuna uzandı, arayan kişinin ismine alışması biraz zaman alacaktı. Meleğim yazıyordu ekranda, arkada ise büyüleyici bir fotoğrafı vardı. Sakin bir nefes alarak açtı telefonu.

"Selam," Felix'in sesi kulağını doldurunca gülümseyerek dudağını dişledi ve geriye yaslandı. "Merhabalar beyefendi."

Felix'in kıkırdamasını işitince camdan dışarıya baktı yine. Yüzünde masum bir gülücük vardı, uzun süredir orada olmayı bekleyen bir gülücük...

"Günün nasıldı Hyunie?" Sesi yumuşak ve sakin çıktı. Hyunjin o görmese de omzunu silkti sakince. "Biraz hareketliydi, ama sonunda bitebildi. Sen neler yaptın bugün?"

"Çok bir şey yapmadım, yorulmuş olmalısın?" Hyunjin sandalyesinden kalktı ve odasının içinde birkaç adıma atarak bileğine baktı. Gümüş zincir yeniden oradaydı, aslında olması gerektiği yerde...

"Hayır," Sesi neşeli çıkıyordu. Felix gülümsedi ve yola bakmaya devam etti. Onun yanına gidiyordu. "Beni boşver de, sen bir şey diyecek gibisin?"

Bu küçük olanı kıkırdattı. Hyunjin onun gülücüğüne tebessüm etti sakince. "Beni iyi tanıyorsun Hyunie," Felix'in sesi alçak çıktı. Hyunjin yeniden gülümsedi sakince ve masasına yaslanarak elini geriye yasladı.

"Seni kendimden iyi tanıyorum." Sesi öyle pürüzsüz çıktı ki, Felix midesinin gerilmesine engel olamadı. Bedenini bir anda sıcak sardı, direksiyonu kavrayan eli terle kaplandı sanki anında. Yutkundu ve oturuşunu dikleştirerek yola bakmaya devam etti.

"Henüz hastaneden çıkmadığını umuyorum," Sesi daha çok soru sorar şekildeydi. Hyunjin kaşlarını çatarak bedenini dikleştirdi ve camın önüne yürüdü. Buradan ana yol görünüyordu. "Çıkmadım, burada mısın?"

Sesinde oluşan heyecan Felix'in içini gıdıkladı. Hyunjin hâlâ dışarıya bakmaya devam ediyordu. "Kısa bir süre içinde oradayım bebeğim," Sözü bir anlığına kesilse de devam etti. Hyunjin gülümsedi. Bu bir refleksti sanki, yıllar önce vücuduna işlemiş küçük bir tepki. Felix ise yeninden sıcaklamıştı, bu yüzden konuşmaya devam ederken arabanın camlarını açmıştı.

"Beni bekleyebilir misin?" Sesi daha kontrollü çıkınca kıkırdadı Hyunjin. Böyle temkinli davranmak, ona ilk yıllarını hatırlatıyordu. Boşta olan eli saçlarının içimden geçti.

"Seni her zaman bekleyeceğimi biliyorsun," Felix derin ve titrek bir nefes aldı. Hyunjin kıkırdadı ve başını eğerek cümlesini tamamladı. "...Bebeğim."

Felix hastanenin otoparkına girerken kıkırdadı, günü güzelleşmeye başlamıştı. "O halde aşağıda seni bekliyor olacağım," Hyunjin son kez dışarıya baktı ve gülümseyerek eşyalarını aldı. O görmese de başını salladı ve odasından dışarı çıktı.

we | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin