°2°

482 34 7
                                    

Ayaz Doğanay'dan

Odadan 5 dakikalığına çıkıp kelepçeyi almaya Lider Arel'in odasına gittim. İçimden 'Keşke bu kızı kurtarmasaydım.' diye geçirmiyor değildim fakat sebepsiz yere birşeyler beni bu kızı kurtarmaya itmişti ve sonuç olarak şuan bu baş belasını zapt etmeye uğraşıyordum. Hayatımda bu kadar bela, inatçı, kafa açan, çekilmez... Kahretsin, kötü özellikleri saymakla bitmiyordu! Kafamda birbirini öteleyen düşünceleri durdurarak asıl işime odaklanmaya çalıştım. Arel gizli olması gereken, herkesin ulaşamayacağı türdeki bilgileri barındıran önemli kitapları ve herkeste olmayan eşyalarını kitaplığın arkasındaki, sihirli duvardaki gizli odada saklıyordu. Kitaplığı duvara ulaşmak için kendime doğru çektim. Her Lider'in mutlaka özel eşyaları saklayan gizli bir odası bulunuyordu.

Sihirli duvarın içindekilere sadece Arel'in kızı Dila ve benim ulaşmama izin vardı. Diğer insanlar istese de bu eşyalara yapılan özel büyü sayesinde ulaşamazlardı zaten. Kendime çektiğim kitaplığın ardındaki duvara sağ elimi koydum ve bastırdım. Duvar iki yana kapı misali açılarak geçişime izin verdi. Dört bir yanı duvarla kaplı kasvetli odada, kitaplığın hemen yanında mini bir çekmeceden istediğim kelepçeyi aldığımda, odaya girdiğim yere yöneldim ve çıktığım gibi duvarlar kapanarak düz halini aldı. Bu kelepçeyi Asel'e takınca, tüm güçleri -eğer varsa-, bedeninde yeniden canlanacaktı ve biz bu kızın neyin nesi olduğunu rahatlıkla öğrenebilecektik. Bu tehlikeliydi ama bunu yapmak zorundaydık. Lider'in odasından çıkarak baş belası kızın kaldığı odaya ilerledim. Kapıyı araladığımda neyse ki kızıl bela yerli yerinde oturuyordu. Önüme gelip dizlerinin hizasına çöktüğümde,
"Uzat elini." dedim.

Tek kaşını hesap sorar biçimde yukarı kaldırdı. "Derken? Beni tutup buraya getirdin, şimdi de elime kelepçe mi takacaksın!"

"Sus ve dediğimi yap. Sen insan değilsin. Üzerinde ağır bir büyü var. Büyüyü bozmadan senin ne olduğunu anlayamayız!"

Sabır dilenircesine gözlerini arşa diktiğinde hırçınca bileklerini kavradım. "Ne yapmaya çalışıyorsun sen, bu bileklik de neyin nesi? Sana güvenmem için bana bir sebep ver!" Ben hala aynı sertlikte kelepçeyi takmak için oraya buraya hareket ettirdiği ellerini yakalamaya çalışırken aniden karnımın ortasına tekmeyi bastı.
Tekme beni fazla etkilememişti fakat sendelememe sebebiyet vermişti. Bu boşluğumu fırsat bilerek hızlıca odanın büyük kapısına koştu ve gözden kayboldu.
Geçirdiğim şok anını atlatarak ben de aynı hızla arkasından çıktım. Kızıl Bela tüm hızıyla dar koridoru arşınlarken, ardında bıraktığı hafif rüzgar yüzümü okşuyordu. Sinirle titreyen bedenim koşmamı zorlaştırsa da pes etmeyecektim!

Kız sarayın ön çıkışına açılan merdivenin başına geldiğinde ilerideki muhafızları gördüğüm gibi sarayı inleterek bağırdım. "TUTUN ŞU KIZI!"
İki tane muhafız bu lanet kıza koştu ve merdivenin başında kızı sıkıca tuttular. Hala hırçınca çırpınmaya devam eden kız hepimize büyük ve öldürücü bir öfkeyle bakarak, "BIRAK BENİ BIRAAK!!!" derken yorgunluğunun verdiği pes etmişlikle sarayın holüne hırıltılı soluğunu bıraktı. Ben de nefes nefese ona yaklaştım ve hoyratça kavradığım bileklerine kelepçeyi geçirdiğim gibi kapattım. Asel önce duraksadı. Bir anda gözleri şok geçirircesine fal taşı gibi açıldı. Bir dakika... Gözlerindeki o şey de neydi? Lanet olsun sağ gözünden alevler geçiyordu! İrislerinde beliren alevlerle beraber mavilikler gözlerini sardı ve gözleri far gibi parlamaya başladı. Ayakta dururken hafif titremelerle kasılmaya devam eden bedeni onu afallatıyordu.

Bedenindeki ani baskıya dayanamayan Asel aniden yere yığıldı ve titremelerinin şiddeti arttı. Şok geçiriyordu. Tüm bedeni elektrik çarpmışçasına titremeye başladı. Şaşkınlığımın verdiği etkiyle sesim holü titretircesine yankılandı.
"ASEL!"
Panikle Asel'in yanına koşup başını sanki mümkünmüş gibi onu sakinleştirmek istercesine ellerimin arasına alıp sarmaladım. Lider Arel de aniden yanımda belirdi. Asel hala titrerken güçsüz bedeni daha fazla direnemedi ve kızın gözleri usulca kapandı. Herkes ben dahil ilk defa böyle bir olaya şahit olduğundan dolayı şoktaydı ve etrafımıza yığınla bir sürü türden insan toplanmıştı. Arel bana şiddetle bağırdı. "AYAZ NELER OLUYOR?!"

KIZIL'IN DÖNÜŞÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin