*ATEŞTEN*
Dünden beri aklımda Defne vardı. Kendisi kadar kalbi de gerçekten çok güzeldi.
Sabah kalktım ve hemen üstümü değiştirip arabama bindim. Kahvaltı yapamazdım zaten. Dün eve gelince biraz da kendim Defneyi araştırmaya çalıştım. Ama cidden hakkında çok az şey vardı. Sanki birisi onu herkesten saklıyordu ve bu benim merakımı daha da arttırıyordu.
Soylu Koleji, babamın daha önce iş yaptığı birisinin yani Murat Soylunun okuluymuş. Araştırmıştım ve araştırırken dün Defnenin yanında olan çocuğunda Murat Soylunun oğlu olduğunu öğrenmiştim.
Okula geldiğimde bahçede az kişi vardı. Galiba ders başlamak üzereydi. Arabadan inince bahçedekiler bana baktılar. Sonraysa şaşkınlık ve korkuyla donup kaldılar.
Beni zaten çoğu kişi tanırdı. Ateş Sargındım ben. Daha küçük yaşta babamın yanında çalışmaya başlamıştım. Babamın 3 yıl önce ölmesiyle bütün işler bana kalmıştı ve bu da çevremizde tanınmama sebep olmuştu. Yaptığımız iş ise hakedene hakkettiğini vermek.
Bende gözümü onlardan çekip önüme dönmüştüm ki birisinin bana çarpması bir oldu. Tam ağzına sıçacakken Defne olduğunu görünce durdum. Yüzüme bile bakmadan bir ton saydırdı ve gitti. Bu beni gülümsetti. Demek başka birisine çarpsaydı da yüzüne bakmayacaktı. Hemen yüzümdeki sırıtışı sildim.
Bir yandan düşünürken bir yandan da yürüyordum. Koridorda birini durdurup müdürün odasını sordum. Önce korkudan dili tutulsada sonra odayı tarif etti. Direkt müdürün odasına girdim. Kapıyı çalma gereği duymamıştım. Hemen oturdum ve hangi sınıfta olduğumu sordum.
Bana beklememi söyleyip bilgisayara döndü. O sırada kapı çaldı ve içeri birisi girdi. Konuşmaya başlayınca bunun Defne olduğunu anlamıştım.
Defne konuşurken yavaşça ona döndüm ama dönüp bana bakmadı. Müdürün ona hanım demesiyle sinirli ve tuhaf bi şekilde müdüre baktı. Bende şaşırmıştım. Bu Defne kimdi ki? Önemli biri miydi?
Defne müdürle bir süre konuştuktan sonra ben gidiyorum dedi ama müdür onu durdurup aynı sınıfta olduğumuzu ve beni de sınıfa götürmesini söyledi. İşte o zaman ilk defa bana baktı. Ama gözünde hiç bir duygu yoktu.
Bana biraz çemkirdi. Ama bunun beni sinir etmesi gerekirken nedense mutlu olmuştum. Yani kendini koruyabilirdi. Bu iyi bir şey. Sonra birden yürümeye başladı. Bende yanında yürümeye başladım.
Sınıfın kapısını açıp içeri girmeden durdu. Bende arkasında kalıyordum. Hocanın sorusuna cevap verip, hocayı gebertmek istediğine dair bir şeyler mırıldandı bu gülmeme neden olmuştu. Uzun süredir gülmediğim için yanaklarım acımıştı. Hem Defnenin bakışından hem de yanaklarımın acısından sustum.
Sonra hocaya bir şey söyledi ve arkaya doğru ilerledi. Boş bir sıraya oturdu. Sınıfa kısaca baktım. Dün birlikte olduğu çocukta buradaydı ve yalnız oturuyordu. Çocuğun adının Demir olduğunu öğrenmiştim. Demir Soylu.
Hoca konuşunca ona baktım. Kendimi tanıtmamı istedi. Zaten çoğu kişi beni tanıdığı için sadece adımı söyledim ve Defneye doğru yürümeye başladım.
Yanına oturunca Demirin yanına gitmemi istedi. Bende sen git dedim ama zaten gitmek isteseydi de izin vermezdim. Hayır dedi. Demek ki aralarında bir şey olmuştu.
Birden bire sevgilin mi? diye sordum. O ise sanane diyip kafasını sıraya koydu ve uyumaya başladı. Bir süre ona baktım sonra ise bende kafamı sıraya koydum ve onun kokusuyla uyumuşum.
.
.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abilerim ve İkizim ||tamamlandı
ChickLit17 yıl önce verilen yanlış bir karar bir ailenin hayatını nasıl etkileyebilir? Ya da yapılan hatalar hangi aşamadayken kurtarılabilir? Defne, kötü ve acı dolu yaşadığı 17 yıldan sonra karşısına çıkan yeni kişiler, gerçek ailesi, tarafından hiç tatma...