12. Bölüm

67K 3.6K 1.5K
                                    

*DEFNEDEN*

Demirle bi yandan yemeğimizi yerken bir yandan da ben Berke yemek yediriyordum. Sabahtan beri bir şey yemediğim için açlıktan gebermiştim. 3 hamburger menümü gömmüş şimdiyse iskenderimi yiyordum ve Demir bana uzaylıymışım gibi bakıyordu.

"Ne var? Yediğim lokmaları mı sayıyorsun. Eğer öyleyse bu ilişki başlamadan bitsin." dedim alayla. O da yaptığım şeyi anlamış olacak ki oyunumu devam ettirdi.

"Aaa öyle şey olur mu sevgilim. Lütfen alınıyorum bak. Sen dünyayı yesen ben sana neden yedin diye sormam. O derece." dediği şeyle gözlerimi devirip tebessüm ettim.

"Sevgilim ne be? O ne? Yeniyor mu?" dememle kahkaha attı. Mal bu çocuk. Vallaha mal.

"Defne iyi misin?" değildim. İçimde kötü bir his vardı. Etrafıma bakındım. Sonra yeniden önüme dönüp Demire yaklaştım ve konuştum.

"Demir ben ne yapacağım?" bana noldu der gibi baktı. Bende konuşmaya devam ettim. "Kendimi kapana kıstırılmış gibi hissediyorum. Nasıl davranmam gerektiğinide bilmiyorum. Bir yanım size güvenip her şeyi oluruna bırakmak istiyor ama diğer yanım çok hızlı ilerliyorsun diyor. Ben ne yapacağım cidden?" ben konuşurken Berkte bana üzgün üzgün bakıyordu. Sonra Demirden önce davranıp konuşmaya başladı.

"Defne abla bence senin kafanı dinlemen gerekiyor. Her şeyi unutmuş gibi yap bir gün boyunca. Bazen çok üzüldüğümde bir gün boyunca başkası olmaca oynuyorum. Hem bunu oynarken aslında kim olmak istediğini öğreniyorsun. Gerçekten ne yapmak istediğini farkediyorsun." dediği şeyle saşkınca ona baktım. Bu çocuk 8 yaşında ya 8. Nasıl böyle düşünebilirdi. Ben bir şey diyemeden ayağa kalktı.

"Ben gitsem iyi olucak. Her şey için teşekkürler." diyip poşetleri alıp ışık hızında kayboldu. Ama onu eve bıraksaydık bari. Neyse gitmişti artık. Demire döndüm. O da şok olmuştu.

"Daha yeni olan şey... Bunu söyliyeceğim aklıma gelmezdi ama dünyada benden zeki insanlarda varmış ve bunlardan biri 8 yaşındaki bir çocuk." dediğim şeyle Demir yine kahkaha attı.

"Dedikleri doğru. Bence denemeye değer. Hatta yarın deneyebilirim. Sence?" onun düşüncesini de merak etmiştim.

"Sen istiyorsan bana laf düşmez. Ben senin her zaman arkandayım birtanem." dedi. Ona gülümsedim. Galiba ona alışıyordum...
.
.
.
Yemeğimizi yemiş yavaş adımlarla taksi durağına yürüyorduk. Telefonumun çalmasıyla cebimden çıkardım. Ama elimde dengeyi sağlayamayan telefon pat diye yere düştü. Şu an beni arayan kişiyi gebertebilirdim. Onun yüzünden aşkomun canı yanmıştı. Telefonumu yerden alıp arayan kişiye bakmadan açıp konuşmaya başladım.

"Lan sen hangi akla hizmet beni arıyorsun. Oraya gelirsem var ya ağzına F16' yla girerim. Sen daha ne olduğunu anlayamadan saçlarını kesip uçlarını birbirine bağlayarak boğazından asarım. Bi de üstüne babaannenin kırmızı donunu sana giydirip  boğaları üstüne salarım."

Kimi tehdit ettiğime dair en ufak bi fikrim yoktu. Ama benim telefonumun düşmesine sebep olan kişi cumhurbaşkanı bile olsa aynı tepkiyi ona da verirdim. Karşıdan önce kahkaha sesi geldi ve sonra birisi konuşmaya başladı.

"Sakin ol şampiyon. Kim kızdırdı seni?" telefonu kulağımdan çekip ekrana baktım. Poyrazdı.

"Sen kızdırdın. Niye haber vermeden arıyorsun oğlum? Senin yüzünden telefonum iç kanama geçiriyordu." dediğim şeyle gülmeye başladı.

"Gülünecek bir şey yok. Noldu? Neden aradın?"

"Annem arattı. Yemeğe bekliyoruz sizi. Nerde kaldınız?"

Abilerim ve İkizim ||tamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin