The War

41. Bölüm

Yanlış görmüyorsunuz evet yeni bölüm hahaha

Sehun gergince kıpırdandı oturduğu yerde. Chanyeol'un belki de yanında olma teklifini kabul etmeliydi. Babasının tabi ki de kendisine bir şey diyecek değildi. Ama Jongin'i öldürüp öldürmeyeceğinden emin değildi. Ve eğer Jongin'i talihsiz sonundan kurtarabilecek biri varsa o da beta anneden başkası değildi. 

"Seninle konuşmak istediğim bir şey var." Sehun konuştuğunda Kris başını önündeki kağıtlardan kaldırarak çalışma masasının önündeki deri koltuğun ucunda gergince oturan oğluna baktı.

"Evet, odaya girerken de aynı şeyi söyledin Hun. Bir sorun mu var?"

"Hayır, kesinlikle bir sorun yok." omega hızlı bir şekilde başını iki yana sallarken yanıtladı diğerini. Ancak bu hareketi Kris'in daha çok endişelenmesinden başka bir işe yaramamıştı. Alfa kaşlarını kaldırarak oğluna baktı.

"Beni endişelendiriyorsun." Kris hiçbir zaman diğer omegaların üzerinde baskıcı bir tutum sergilememişti. Dolayısıyla oğlunun onunla ne hakkında konuşmak için bu kadar gerildiğini anlamıyordu ve hiçbir fikri olmayışı da onu daha çok meraklandırıyordu.

"Baba..." Sehun, alfanın ona şefkatle bakan gözlerden kaçmak için kucağındaki ellerine çevirdi başını. Gergince parmaklarıyla oynamayı engellemeye çalışıyordu ama elinde değildi. 

"Ben eşimi buldum." omega tek nefeste söyleyerek sonunda kurtulmayı başardı içinde bulunduğu durumdan.

"Bu muydu?" Kris sakince konuşarak az önce masaya baktığı kağıtlara döndü.

"Ne?!" Sehun şaşkınca babasının yüzüne bakarken ciddi olup olmadığını anlamaya çalıştı. Belki de babası onu duymamıştı ya da yanlış anlamıştı. Belki de Sehun söylediğini düşündüğü şeyi söylememişti.

"Ne?" Kris kafasını tekrar kağıtlardan kaldırıp omegayla göz göze geldi. Kaşları yavaşça birleşene kadar çatıldı. "Bir dakika ne?!" Sesi birden öyle yükselmişti ki evin önünden herhangi birinin onu duyabildiğinden emindi. Pekala yalan söyleyecek değildi işte beklediği tepki buydu. 

"Bir daha söylememi ister misin?"

"Hayır küçük bey ne dediğinizi gayet iyi duydum. Çok küçüksün."

"Ama baba-"

"Aması yok. Konu kapandı." Kris sertçe konuşarak tekrar kayıtlarına döndü. Sehun bunun kolay olmayacağını biliyordu. Yine de kalbinin bin bir parçaya bölündüğünü hissedebiliyordu. Her parçası ciğerlerine batarak göğsünün sıkışmasına sebep oluyordu. Babasının eşine izin vermiyor oluşu ağlamak istemesine sebep olmuştu.

"Annemle evlendiğinde sen de çok gençtin."

"Senden 4 yaş büyüktüm. Ve başına geçeceğim bir sürü vardı." Kris bu sefer başını kaldırmaya tenezzül bile etmedi konuşurken. Sesi hala yumuşamadan tamamen uzaktı.

"Onun da var" Sehun dudaklarından çıkan kelimeleri çok geç olduğunda fark etmişti. Bütün bilgileri birden vermek yerine onu önce eşi olma fikrine alıştırmayı düşünüyordu.

Alfa şaşkınca başını kaldırdı tekrardan. Elindeki kağıtları sesli bir şekilde tekrardan masaya bıraktı. "Bu da ne demek?"

"Onun da başına geçmesi gereken bir sürü var."

"Oh, Hayır, Kesinlikle olmaz. Bütün insanların içinde kesinlikle o olmaz."

"Baba-"

"Başkası olsa. Sana daha iyi bir alfa bulurum. İçinde Kim'lerin kanı geçmeyen bir tane"