32. Bölüm

1.8K 185 145
                                    

Sehun Chanyeol'u ön kapılarında görünce şaşırmıştı. Evlerine gelmesini beklemediği için değildi. Beta son zamanlarda evlerini yeterince sık ziyaret ediyordu. Sehun sadece doktorun şimdiden yataktan çıkmasına izin vermesine şaşırmıştı.

"Beni gördüğüne sevinmiş gibi görünmüyorsun?"

Sehun betaya dik dik baktığını o anda farkına vardı. Hızla yüzüne samimi bir gülümseme otuttururken geriye çekilerek kapıyı sonuna kadar açtı betaya.

"Dalmışım üzgünüm."

Chanyeol her zamanki gibi yüzünden silinmeyen gülümsemesiyle karşılık verdi Sehun'a hatta omeganın yanından geçerken saçını karıştırmayı da ihmal etmemişti. 

Sehun bu harekete kıkırdayarak karşılık verdi. Bakışları merakla Chanyeol'un arkasından dışarıyı taradı. Esmeri bahçelerinin bir yerinde olmasını bekliyordu. Gözleri hiçlikle karşılaşınca neden bu kadar hayal kırıklığına uğradığını hiç bilmiyordu açıkçası. Tamam bir tarafı Jongin'i görmek istiyordu. 

Kapıyı usulca kapattıktan sonra Chanyeol'un peşinden salona doğru ilerledi. Luhan ve Kris futbol olduğunu düşündüğüm bir şeyi izliyorlardı televizyonda. Öyle odaklanmışlardı ki değil Chanyeol'un içeri girmesini kapıyı bile duymamışlardı. Sehun daha odasından inip kapıyı açmak zorunda kalmıştı bu yüzden. Jackson mı? O babası geldiğinden beri ortalıkta görünmüyordu. 

"Beyler" Chanyeol sahte bir öksürükle ikilinin dikkatini çekmeye çalıştı. 

"Hoşgeldin Yeol. Daha iyi misin?" Luhan başını televizyondan hiç çekmeden sordu. 

Kris sanki Chanyeol'un geldiğini kardeşinin ismini söylemesiyle farkına varmış gibi hızla betaya doğru döndü. "Senin yatağın dışında ne işin var?" 

Yüzünde aşırı ciddi bir ifade vardı. Kaşları çatılmış bir şekilde Chanyeol'un ona cevap vermesini bekledi. 

"Ben iyiyim. Kurtlar hızlı iyileşirler bunu biliyorsun. Hem Minseok'un sana ihtiyacı var."

Kris'in yüzünde bir mimik bile oynamadı. "18 yıldır olmadı. Şimdi olduğundan da şüpheliyim." 

"Kris..." Chanyeol'un sesi kırık geliyordu. Neredeyse ağlayacak gibiydi. "Minseok'un durumu hiç iyi değil. Doktor her şeye hazır olmamızı söyledi." 

Kris bu sefer televizyonu tamamen bırakarak ayağa kalktı. Uzun bacaklarıyla salonun diğer ucunda olan betayla arasındaki boşluğu hızla kapattı. "Sen iyi misin?"

Sehun ikisini izlerken aklından geçen tek şey Jongin'nin ne durumda olduğuydu. Minseok ile pek güzel anıları olmamıştı omeganın ama bu Jongin'nin babasından nefret ettiği anlamına gelmiyordu. Chanyeol'un anlattığı hikayelerdeki Minseok'u merak ediyordu bile. Gençken Jongin gibi miydi o da?

Hızlı bir şekilde bir şeyler mırıldanarak odasına çıkmak üzere merdivenlere yöneldi. Eğer koşmaya kalkarsa babasının dikkatini de çekeceğini bildiğinden büyük adımlarla ilerledi. Odasına gidip ceketini alacak ve bir bahaneyle evden çıkacaktı. Baekhyun'a gittiğini söyleyebilirdi. Omega sevgilisiyle buluşmak için sürekli annesine Sehun'lara gittiğini söylüyordu. 

Odasının kapısını açar açmaz yatağında oturan bedeni gördüğüne şaşırmamalıydı aslında. Esmerin kapıdan girme gibi bir huyu yoktu. Tabiki odasının penceresinden girmeyi tercih edecekti.

"Sehun!" Chanyeol'un sesinin aksine alfanın sesi oldukça neşeli geliyordu. Sanki hiçbir şey yokmuş ve öylesine geçerken uğruyormuş gibi. "Kıyafetlerini beğendim."

The WarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin