Sekai Day 31.2 Bölüm

1.6K 146 109
                                    

Bu güzel günü bölümsüz geçmeyelim dedim. Çok uzun bir şey değil ama keyifli okumalar sabah kahvelerim 💖 

 Çok uzun bir şey değil ama keyifli okumalar sabah kahvelerim 💖 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Normalde utandığınız zaman gözlerini kaçırırdınız değil mi? Ama Sehun şuan öyle çok kızarmıştı ki bütün kan yüzüne toplandığı için kafasını çevirecek kadar oksijen gitmiyordu vücut hücrelerine

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Normalde utandığınız zaman gözlerini kaçırırdınız değil mi? Ama Sehun şuan öyle çok kızarmıştı ki bütün kan yüzüne toplandığı için kafasını çevirecek kadar oksijen gitmiyordu vücut hücrelerine. Jongin'nin az önce söylediği şeyin ne kadarında ciddiydi bilmiyordu ama düşüncesi bile domates gibi olmasına sebep olmuştu.

İkilinin gözleri birbirinden dolaptan gelen gürültülü sesle bölündü. İkiside birden açılan kapıdan yere düşen bedene bakakalmıştı. Sehun odada yalnız olmadıklarının farkındalığıyla hızla geri çekilirken dizlerini göğsüne doğru çekerek esmer ile aralarına kendince bir sınır koydu.

Baekhyun yere düşerken çarptığı dizini ovarak yattığı yerde kıçının üzerine oturdu. Sehun arkadaşına içeri nasıl girdiğini sormak istiyordu ama cevaptan pek de memnun olacağını düşünmüyordu. Baek her zamanki Baekhyun'du işte.

"Tebrikler Jongin!" Baek neşeli bir sesle üzerine düşerek ezdiği konfetiyi havaya kaldırdı. Ancak paket zarar gördüğü için patlamayı reddetmişti. "İlk testi geçtin?"

Jongin'nin kaşları çatıldı. "Ne testi?"

"Ne sandın? Kyunggie ile anlaşabiliyorsunuz diye öyle kolayca Sehun'u sana verecek miyim?"

"Baek ne karıştırıyorsun yine?" bu sefer konuşan Sehun'du. Arkadaşının dolabında saklanıyor olmasını hala sindirememişti. Oraya nasıl sığdığını bile bilmiyordu. "Ayrıca ne zamandır oradasın?"

Baekhyun konuşmadan önce umursamazca omuz silkti. "Birkaç saat sadece." yerden kalkmak için avuçlarını yere yaslayarak güç aldı. Zira kimsenin kalkması için ona yardım edeceği yoktu. Kalkar kalmaz kapıya doğru ilerleyerek boş koridora doğru bağırdı. En azından sekai boş sanıyordu. "Sevgilim gelebilirsin!" 

"Yok artık Baek! Kyungsoo'yu da mı buna bulaştırdın?"

Sehun yüzünde tamamen hayal kırıklığı ile arkadaşını izlerken kısa alfa odasının kapısında belirdi. Her zamanki gibi sessizdi, yalnızca başıyla selam vermekle yetinmişti. Üzerinde yataktan çıkıp apar topar geldiği belli olan çok alakasız bir kombin vardı. Saçlarını düzeltmeye çalışmıştı ama inatçı birkaç saç tutamı buna karşı gelmişti. 

The WarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin