Bir abisi vardı. Hep bir abisi olsun istemişti. Ya da küçük bir kardeş... Hiç fark etmez onun yanında olacak bir istemişti. Baekhyun her zaman onun göz kulak olması gereken küçük kardeşi, Kyungsoo ona göz kulak olan abisi gibiydi. Ama Sehun gibisini istemiyordu.
Şimdi bir abisi olduğunu öğrenmek garipti. Kendini kötü hissettiği falan yoktu. Hala bir abisi olsun istiyordu. Sadece bu imkansız olarak gördüğünüz bir şeyin gerçekleşmesiydi. Dün sabah tek kardeşti. Şimdi abisi vardı. Hem de Jongin'le ortak.
Böyle söyleyince çok daha garip olmuştu. Jongin'le herhangi bir kan bağı falan yoktu sonuçta. Ama ortak kardeşleri vardı. Ne saçma bir durumun içine düşmüşlerdi tam olarak.
Babası şimdilik bunu saklamasını istediği zaman kabul etmişti. Hiçbir şeyi değiştireceğini düşünmüyordu. Ama eğer Chanyeol ve babası böyle olmasını istiyorsa onlar için bunu saklayacaktı.
Baekhyun ve Kyungsoo sürekli dalıp gitmesinden dolayı bir şeyin olduğunu anlamışlardı. Şimdiye kadar konuyu geçiştirmekte iyi iş başarmıştı. Aynı performansı Jongin ile göstermek zordu. Alfa ruh halindeki değişime kadar her şeyi hissedebiliyordu. Ve kesinlikle öğrenmeden bırakacak gibi değildi.
"Birbirimizden bir şeyler mi saklamaya başladık?" Jongin terli bedeniyle hemen yanında çimenlerin üzerinde yatıyordu. Bir sporcu olmasının avantajı olarak her zaman şekilli bir vücudu olmuştu. Ancak son bir aydır yeni antreman şekliyle kasları daha da belirginleşmişti.
"Birbirimizi gördüğümüz sayılı zamanda benimle bunu mu tartışmak istiyorsun?"
Esmer alfa gökyüzüne diktiği gözlerini sevgilisine çevirdi. Sehun sırtını bir ayaca yaslamış bir şekilde hemen yanında oturuyordu. Üzerinde okula giderken giydiği siyah tişörtü ve kot pantalonu vardı. Dizlerini göğsüne kadar çekmiş ve kollarını bacaklarına sarmış bir şekilde Jongin'nin kahverengi irislerine bakıyordu.
"Yapmak istediğin başka bir şey mi var?" Jongin tek kaşını kaldırdı. Tek dirseğinin üzerinde yükselerek omegaya doğru döndü.
"Hemen konuyu saptırıyorsun" Sehun sanki normal bir konuşma yapıyorlarmış gibi sesinin değişmemesi için uğraşıyordu. Yine de Jongin yanaklarını süsleyen kırmızılıkları çoktan fark etmişti.
Dizlerinin üzerinde kalkarak sevgilisine doğru ilerledi. Dizlerini sardığı kollarını açarak bacaklarını iki yana ayırdı ve omeganın bacakları arasına girdi. Sehun tek kelime etmeden diğerinin hareketlerini takip ediyordu. Nefes almayı bıraktığının farkında bile değildi.
Esmer alfa kollarını omeganın beline sararak bacakları arasına uzandı. Çenesini diğerinin karnına doğru yasladı ve Sehun'nun gözlerinin içine doğru baktı. Dudaklarında masum görünen bir gülümseme vardı. Sehun buna kanacak değildi ama ona ne kadar yakıştığını inkar edecek de değildi.
"Kalk üzerimden Jongin, terlisin."
Jongin kıkırdadı. "Eğer tekrar terleyeceksek ne anlamı var ki?" işte o masum gülümsemenin altındaki Jongin buydu.
Sehun bakışlarını esmerin gözlerinden kaldırarak bahçede onlarla birlikte olan çalışanların üzerinde gezdirdi. Bu evin içinde olanların bu evin içinde kalacağını biliyordu. Yine de insanların içinde Jongin'nin bu kadar ona dokunmasına asla alışabileceğini sanmıyordu.
"Kes şunu Jongin."
Jongin birkaç saniyeliğine sessizliğini korudu. Sehun bir an gerçekten diğerinin üzerinden kalkıp onu rahat bırakacağını falan düşünmüştü. Belki de sadece ummuştu. Tabiki istediğimi gitmiyordu hiçbir şey.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The War
FanfictionSehun dünyanın şansız omegasıydı. Gidip babasının bir kere bile anlaşamadığı Kim sürüsünün baş alfasının oğluna aşık olmuştu. İşin en kötü kısmıysa Kim Jongin o nefret ettiği egoist alfaların en şerefsiziydi.