Normalde bölümlere isim vermiyorum ama buna vermek istedim hahahahha size 2 bin kelimelil bir bölüm yazdım. Bana bol bol yorum bırakmayı unutmayın ki sizin iyi olduğunuzu bileyim. Umarım hepiniz sağlıklı ve iyisinizdir. KEYİFLİ OKUMALAR...
"Hayır Sehun yanlış hatırlıyorsun. Ceketimi çatınızdaki kaçamağımızı yaparken sırtın kirlenmesin diye altına sermiştim."
Kafedeki birkaç gözün bana döndüğünü biliyordum. Tamam birkaç belki az olurdu ama geri basacak değildim. İnsanların bana bakışlarından rahatsız olabilirdim ama Kim Kai'a asla istediğini verecek değildim. Bu yüzden başımı dik tuttum. Yanaklarımın kulaklarıma kadar kızarıp alev alev yanmasına rağmen.
Esmer alfa mükemmel gülümsemesini saklama gereği duymadan tek eliyle sandalyemin sırt yaslama yerini tuttu ve kulağıma doğru eğildi. "Sen bir alfa varisi olmayan sürü liderinin tek omega çocuğusun ve ben çok yakında baş alfa olacağım. Wu sürüsünü Kim sürüsüne katmak için bundan daha iyi bir fırsat olamazdı herhalde. Tamamen politik bir sebep ve arkadaşlarım beni anlayacaklardır. Sen bunu nasıl açıklayacağını düşün."
Jongin geri çekilmek için hareket ettiğinde ceketinin yakısından tutarak onu durdurdum. Dediğim gibi onun kazanmasına izin vermeyecektim. Bu sefer ben kulağına doğru uzandım esmerin. "Politika yapıyorum derken kendini Wu sürüsü mezarlığında bulmanı istemem. O yüzden politika yapacaksan en azından nasıl yapıldığını da öğren."
Kai'ın yüzündeki gülümseyi aynen kopyaladım ben de. Esmerin yüzünde oluşan birkaç parça şaşkınlık bile göğsümü kazanma sevinciyle kabartmaya yetiyordu. Diğeri hiçbir şey söylemeden yüzüne tekrar umursamaz ifadelerinden birini yerleştirdi ve masasına doğru ilerledi.
Ben de kendi masama döndüğümde tuttuğum nefesimi bırakıp dirseklerimi masaya yasladım. Kalbimin bu kadar hızlı attığını hatırlamıyordum bile. Oysa sanki göğsümden fırlayıp gidecekmiş gibiydi. Baekhyun'nun endişeli sesini duyduğumda başımı ellerimin arasına aldım.
"Baban bunu duyarsa sen çok fena öldün Sehun."
"Biliyorum." dudaklarımdan sesim çok çaresiz çıkmıştı ama masanın dışından kimsenin beni duymadığından da emindim. "Biliyorum." ikincisi daha çok kendi kendime konuşmamın bir ürünüydü.
Tabiki Esmer alfanın beni çökmüş bir şekilde görmesine izin veremezdim. Bu yüzden başımı kaldırdım ve her zaman olduğum omega oldum. Diğer insanların ne dediğini ne düşündüğünü gram götüne takmayan umursamaz omega. Babam olsaydı başımı düşürdüğüm için bana kızardı. Büyük ihtimalle böyle aptalca bir şey yaptığım için de kızardı.
Kafede oturduğum geri kalan süre boyunca Kai ve arkadaşlarını görmezden gelmeye çalıştım. Esmerin bakışlarını ara sıra üzerimde hissetsederken hiç de kolay olmadı bu. Garip bir kahkahası vardı ama nedense onu güldürmek ve gülerken daha fazla duymak istiyordum. Ben tabiki gururumdan hiçbir şey yokmuş gibi davranmaya çalışırken Baekhyun benim rahatsızlığımı anlamış olacak ki bir süre sonra kalkmamız için bir öneride bulundu.
"Sanırım artık dönmeliyiz. Bay Wu zaten beni hiç sevmiyor."
Baekhyun'nun cümlesini küçük bir kahkaha takip etti. Başta biraz zorlama bir gülümseme olsa da Kyungsoo ve benim onun zorlamasına gülmeye başlamamızla ise büyük neşeli bir kahkahaya dönüştü. Gülmekten karnım ağrımaya başladığında ellerimi karnıma sardım. Baekhyun ile birlikte olduğumda çoğunlukla başımıza bela alırdık ama en çok onunla birlikteyken gülerdim. Ve belki birazdan kasılmaktan karnıma ağrı girecek olsa da bunu sevmediğimi asla söyleyemezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The War
FanfictionSehun dünyanın şansız omegasıydı. Gidip babasının bir kere bile anlaşamadığı Kim sürüsünün baş alfasının oğluna aşık olmuştu. İşin en kötü kısmıysa Kim Jongin o nefret ettiği egoist alfaların en şerefsiziydi.