Bölümü yazmayı az önce bitirdim buraya bırakıyorum ki sabah karantinaya uyanınca bu bildirimi görün ve mutlu olun. 2 bin kelimenin tadını çıkarın. KEYİFLİ OKUMALAR...
"Bu lafını sana yedireceğim bir gün de gelir."
"Rüyanda görürsün."
Çevremdeki birçok alfada beni sinirlendirme yetisi vardı. Normalde ne kadar sinirlenirse sinirleneyim yüzümdeki tek bir mimik oynamazdı. Ama Kai'ın ağzından çıkan her kelime sinirden kulaklarıma kadar kızarmama sebep oluyordu.
Esmer alfa başka bir şey söyleyip de beni sinirden deliye çevirmeden önce tanıdık başka birinin sesi okulun koridorlarında duyuldu. Buraya geldiğimden beri üzerimden eksilmeyen gözler şimdi iki katına çıkmıştı. Hatta bazıları kelimenin tam anlamıyla bön bön bakmaktan geri kalmıyordu.
"Sehun senin burada ne işin var?" Pekala Kyungsoo aynı soruyu ben de sana sorabilirim. Ama insanların önünde bunu tartışacak değilim. "Baekhyun senin için çok endişelenmiş."
Ne kadar hesap sorar gibi görünse de ses tonu yumuşaktı. O da benim için endişelenmiş olmalıydı yoksa asla buraya kadar peşimden gelmezdi. Üzerindeki bütün gözleri görmezden gelerek hemen yanımda durdu. Ne bir adım önümde durdu kendini daha yukarıda görerek. Ya da kendimi koruyamayacağımı düşündüğü için beni arkasına aldı. Çünkü bu davranışlardan nefret ettiğimi biliyordu.
"Özür dilerim sizi endişelendirmek istemedim." İçten bir özür sundum alfa arkadaşıma. Çünkü hak edildiği zaman özür dilemesini de biliyordum.
"Baban fark etmeden okula dönelim lütfen." Bir alfanın omegadan bir şeyi rica etmesi çok sık rastlanan bir şey değildi. Bu yüzden birkaç şaşkın bakış yakalamıştım çevremizdeki insanlardan. Bütün omegalar için Kyungsoo'yu mitozla çoğaltmayı talep ediyordum.
Kyungsoo hep hayalini kurduğum eş tanımıma %100 uyan bu dünyadaki tek alfa gibi görünüyordu biliyorum. Ve akla şu soru geliyordu nasıl oldu da Sehun bu alfaya düşmedi. Çünkü benden önce o pozisyonu kaptılar. Ve bilirsiniz kankalık kitabı önce görenindir diye bir maddeye sahip. Dolayısıyla tek mükemmel alfayı da en iyi arkadaşıma kaptırmıştım. Ama hiç şikayetçi değilim. Çünkü yabancıya gitmiş sayılmazdı.
Baekhyun büyük ihtimalle Soo'ya buraya hesap sormak için geldiğimi söylemişti. Ve bir olay çıkarsa bu ilk babamın kulağına gidecekti. Haklı olduğunu bildiğim için uzatmak istemedim. Esmer alfaya son kez küçümseyici bir bakış attıktan sonra Kyungsoo ile arkamı dönerek uzaklaşmaya başladım.
"Demek nazik biri de olabiliyorsun Sehun." Yarım kalmış konuşmamız umrumda bile değildi. O hayatında bir kere olsun bana saygı göstermemişti ki ona karşı nazik olmamı bekliyordu.
Kyungsoo birden durup hızla havadaki yumruğu yakaladığında şaşkınca gözlerimi kırpştırdım. Gözlerimin önündeki esmer yumruk Soo tarafından havada yakalanmıştı. Şaşkınlık ve öfkeyle arkamı döndüm. Bir şey söylemek hatta belki de esmere her işi şiddetle çözmenin çözüm olmadığını söylemek için bağıracaktım ki Kyungsoo benden önce davranıp konuştu.
"Onurlu bir alfa asla rakibinin arkası dönükken saldırmaz." Soo havada yakaladığı kolu iterek bıraktığında soğuk bir sesle söyledi esmere doğru. Sesi hiçbir duygu barındırmasa da gözlerinde alfaların saldırmadan önceki tehditkar bakışları vardı. Kyungsoo ne kadar yontulmuş bir alfa olsa da en nihayetinde bir alfaydı. Gerekirse zor kullanırdı.
"Alfalığı senden öğrenecek değilim." Kai diğer yandan dişlerini sıktığı için tıslar gibi konuşuyordu.
"Doğru. Ama omegalara nasıl davranman gerektiğini öğrenmek istersen yardımcı olurum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The War
FanfictionSehun dünyanın şansız omegasıydı. Gidip babasının bir kere bile anlaşamadığı Kim sürüsünün baş alfasının oğluna aşık olmuştu. İşin en kötü kısmıysa Kim Jongin o nefret ettiği egoist alfaların en şerefsiziydi.