Bundan sonra bölümleri küçük kesitler şeklinde yazmayı planlıyorum. Yani bölümler arasında aylar hatta yıllar gibi zaman farkları olabilir. Eğer sizi için de bir sakıncası yoksa. Bir sonraki bölümlerine düğünlerini yazmaya başladım bile. Keyifli okumalar...
"Kazandım!" Baekhyun heyecanla çığlık atarak kollarını havaya kaldırdı.
"Hile yaptın?" Jongin elindeki oyun konsoluyla sevgilisinin kucağında oturan omegayı işaret ederek konuştu.
Baekhyun Jongin'nin tehditkar sesine karşı umursamazsa omuz silkip sevgilisinin göğsüne doğru yaslandı. "Kart mı çaldığımı sanıyorsun? Nasıl hile yapabilirim bilgisayar oyununda?"
"Bilmiyorum ama yaptın işte." Jongin inatçı bir şekilde konuştu. Kollarını göğsüne bağlamış ciddi bir şekilde Baekhyun'a bakıyordu.
Hemen yanında oturan Sehun esmer alfanın dudaklarını büzdüğünü görünce gülmemek için alt dudağını ısırdı. Eğer Jongin güldüğünü görürse kesinlikle işler iyi gitmezdi. Esmer alfa çoktan tehlikeli bir aura salıyordu çevresine.
Jongin'nin biraz sakinleşmesini umarak koltuğun neredeyse ucunda oturan bedene doğru yaklaştı ve kollarını esmerin belinde doğru sardı. Dudakları sweatinin izin verdiği kadar açıkta kalan boynuna arkadan bir öpücük bıraktı. Esmer alfanın vücudu Sehun'nun dokuşuyla anında rahatlamıştı. Omega kolları altındaki kasların gevşediğini hissettiğinde sevgilisini geriye doğru çekerek daha düzgün bir şekilde sarıldı.
"Kaybettiğini kabul et Jongin. En kötü ne isteyebilir ki?" Baekhyun'nun yüzünde anında şeytani bir gülümseme oluştu.
Jongin ve Baek oyuna başlamadan önce kazananın kaybedenden istediği bir şeyi yaptırması konusunda anlaşmıştı. Ama şuan Jongin'nin Baekhyun'nun yaptıracağı şey umrunda bile değildi. O kaybetmiş olduğu gerçeğini sindiremiyordu şuan. Neredeyse yemin edebilirdi Baekhyun'nun hile yaptığına karşı.
"Bir saniye" Baekhyun Kyungsoo'nun kucağından kalkarak hızla koridorda kayboldu. Üçü de sessizce Baek'in az önce çıktığı kapıyı izlerken içeride ölüm sessizliği oluşmuştu. Jongin sanki kesilmeyi bekleyen kurbanlıkmış gibi bir psikolojinin içine doğru sürükleniyordu.
Neyseki içerideki ortam iyice garip bir hal almadan Baekhyun geri döndü. Elindeki siyah tişörtü Jongin'nin kucağına doğru atarken yüzündeki şeytani gülümseme hiç silinmemişti bile. "Bunu giymeni istiyorum bu akşamki yemekte."
Esmer alfa ona doğru atılan tişörtü şaşkınca havada yakaladı. "Sadece bu mu?" Jongin tabiki siyah bir tişört giyebilirdi yemekte. Diğer yandan Sehun bunun sadece siyah bir tişöertten ibaret olmadığından emindi. Eğer ki arkadaşını birazcık tanıyorsa başka bir şey daha olmalıydı.
Şüpheci bakışlarını BaekSoo çiftinin üzerinde dolaştırırken kollarını Jongin'nin bedeninden çekerek biraz uzaklaştı. Baekhyun'nun yüzündeki pişmiş kelle gülüşü hayra alamet olamazdı. Kesinlikle tişöertte bir şey vardı.
"Baek tişörte kaşıntı tozu falan mı döktün?"
Baek alt dudağını ısırarak gülümsemesini durdurmaya çalıştı. Başını iki yana olumsuz anlamda sallayarak Sehun'nun sorusuna cevap vermişti.
"Afrodizyak?" Sehun tekrar denedi.
"Bu benim niye aklıma gelmedi. Siktir çok daha iyi olurdu."
"Basit bir tişört giymemi istemeyeceğini ikimiz de biliyoruz. Dökül baklayı"
"Önüne bak." Konuşmanın başından beri sessizliğini koruyan Kyungsoo olmuştu bu sefer yanıt veren.
Jongin merakla tişörtü omuz yerlerinden tutarak havaya kaldırdı. Siyah düz bir şeye denk gelmesiyle diğer tarafını çevirdi. Sehun'nun gözü anında tişörtün göğsünde kocaman beyaz harflerle yazılır daddy yazısından Baekhyun'a kaydı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The War
FanfictionSehun dünyanın şansız omegasıydı. Gidip babasının bir kere bile anlaşamadığı Kim sürüsünün baş alfasının oğluna aşık olmuştu. İşin en kötü kısmıysa Kim Jongin o nefret ettiği egoist alfaların en şerefsiziydi.