Aptal kafam yüzünden Bay A ile ilgili kurduğum tüm hayallerin paralel evren versiyonunu yaşıyor gibiydim.
"Balayı suiti seçmen ne hoş."
Cidden tüm bunların olduğuna inanamıyordum. Dört basamaklı bir rakamın bizi kalpli bir balayı suitine getireceğini beklemezdim. Ek olarak bu gece olan şeyleri 24 yıllık hayatımın hiçbir saniyesinde aklımdan geçirmezdim. Şu an eksik olan tek şey kaçak bir şekilde otelde kaldığımız için polis tarafından kovalanmaktı ve bunun da olması an meselesiydi. Sıradanlıkla geçen tüm yıllarıma tek bir gece meydan okuyordu ve bu durumdan hiç hoşnut değildim. Bu deliyle bir yola çıkmak kesinlikle bir akıllının yapacağı bir şey değildi ve anlaşmasını sessizce onayladığımda ondan farkım olmadığını anlamıştım.
Belki de bu şizofrenik bir rüyaydı, ya da kâbus...
"Yarın nasıl çıkacağımızı da düşündün mü?"
Ona seslendiğimde camdan dışarıyı izliyordu.
"Gece uzun, düşünürüz ama önce lambaları kapatmanı rica edeceğim. Ben de bu esnada birkaç mum yakarım."
Perdeleri çekip mumlara yöneldiğinde donuk bakışlarımı ondan ayırmıyordum. "Ne?" dedi sabırlı bir ifadeyle. "Dikkat çekmemeliyiz, seninle balayımızı romantikleştirmek için yakmıyorum mumları."
Başımı olumlu anlamda sallayarak dediğini yaptım ve lambaları kapattım. İçimden bir ses bu mumlarla yangın çıkarırsınız diyordu ama o sesi olabildiğince uzağa ittim.
"Bay A," diyerek ona seslendiğimde bana döndü. "Sana cidden Bay A mı diyeyim yani, bir ismin yok mu?"
Ela gözlerindeki yangın bakışlar bana döndü ve bir süre üzerimde durarak yaktı beni. "Bana neden Bay A lakabını taktın. Lokantaya gelen herkese bir isim takıp gözlemliyor muydun?"
"Hayır, sana özeldi dememi istiyor musun?"
Dudakları keyifli bir ifadeyle kıvrıldığında kendine has mimiklerini daha net görebiliyordum. "Mahalledeki en yakışıklı ben olduğum için bana özel olmasını doğal karşılayabilirim sanırım."
"Sana özeldi," diye itiraf ettim. "Ama bir sor, neden sana özeldi."
Kendini sırtüstü yatağa bıraktığında derin bir iç çekti. "Neden?"
Gözlerimi ondan ayırmadan camın kenarındaki kanepeye oturdum. "Yalancı herifin tekiydin çünkü."
"Ovv bu ağırdı işte."
"Miyop numarası yaptığına inanamıyorum! İnsanlara tiksinir gibi bakıyordun. Kabaydın, asosyaldin. Sana Bay A diyorum çünkü... Asosyal angutu daha kibar bir şekilde kısaltamazdım."
Kısık sesli bir kahkaha atarken tavana bakıyordu. "Başka ne biliyorsun hakkımda?"
"Her gün aynı saatte kedileri beslediğini."
"Başka?"
"Kadınlarla çok haşır neşir olduğunu."
Hafifçe doğrulup bana baktı. "Ee yuh ama kızım, sen baya sapık gibi beni takip mi ediyordun."
Bakışlarımı kaçırmadım. "Öyle denk geldi."
Şüpheli bir bakış attı. "Bu hikâyede çok fazla tesadüf var. Nedense tam şu an benim uyumamı bekleyip kaçacaksın gibi hissediyorum. Böyle bir düşüncen varsa söyleyeyim geceleri uyumuyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldız Kayarken Dilek Tutulmaz
Teen FictionEsin, 24 yaşında bir sarışın. Sırf 'en çok yağış alan bölge neresi' sorusu geldiğinde gözlerim diyebilmek için coğrafya okudu. Hayati kararlarla bu denli dalga geçmesinden midir bilmem, herkese ağzıyla gülen hayat, Esin'e o günden beri başka yerleri...