Elindeki kağıda bakan Jungkook gülümsemesini tutmaya çalışarak dudaklarını ısırdı. Utanmasaydı sınıfın ortasında oradan oraya zıplayacaktı.Gözlerini kısarak duvardaki saati görmeye çalıştı, bir yandan da zilin hemen çalmasını umuyordu çünkü acilen Jimin'i görmesi gerekiyordu. Önüne düşen hafif dalgalı saçlarını kısa bir baş sallamasıyla kenara attı. Oldukça uzun ve neredeyse toplanabilir saçlar gözlerine batmaya başlamıştı.
"Jungkook!" dedi birisi zil çalar çalmaz kapı tarafından. Dönüp bakana kadar Jimin koşarak dibine kadar gelmişti bile, öyle ki az daha kendisini durduramasa Jungkook'un göğsüne çarpacaktı. Minik elleri arasında köşesi buruşmuş bir kağıt tutuyor ve büyük gözleriyle Jungkook'u süzüyordu.
"Yavaşla," dedi Jungkook gülerek. Kaşlarını şaşkınlıkla kaldırarak karşısındaki heyecanlı yüze baktı. Onun da en az kendisi kadar heyecanlı olması sebepsizce daha çok heyecanlanmasına neden oldu.
"Kaç aldın? Kaç aldın? Geçtin mi?" Jimin tekerleme gibi sorularını sıralarken bir yandan da parmak ucuna çıkarak Jungkook'un elinde tuttuğu kağıdı görmeye çalışıyordu.
"Aynı saatte," diye mırıldandı Jimin'e kolaylık sağlamak adına, ardından kağıdı göz hizasına doğru uzattı. Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.
Hemen ardından sağ üst köşede yazan nota bakan Jimin'in gözleri şaşkınlıktan kocaman açıldı. "Nasıl?" dedi başını kağıttan kaldırırken. "Benden daha yüksek almışsın!" Kendi elindeki kağıdı uzatırken kısılan gözlerinin ardından Jungkook'a bakmayı sürdürdü.
"Bilerek yaptın."
"Ne?" Jungkook gözlerini kaçırarak mırıldandı. Yalanının ortaya çıkması hiç hoş olmazdı. "Neyi?"
"Edebiyatta en başından beri iyiydin aslında, değil mi?" Kaşlarını kaldırarak dik dik Jungkook'un yüzüne bakmaya başladı.
"Değildim Jimin," Dudağının içini ısırdı. "sadece verdiğin notlar oldukça açıklayıcı ve işe yarar olduğundan iyi bir not alabildim. Gerçekten." Söylediklerini desteklemek ister gibi gülümsedi.
Yüzünde mimik bulunmayan Jimin göz ucuyla Jungkook'u süzdü. "Haklısın aslında," dedi kısa bir düşünce sessizliğinin ardından elindeki kağıdı indirirken. "yoksa neden iyi olduğun bir derste kötü olduğunu söyleyip yardım isteyesin ki?"
"Değil mi," diye karşılık verdi Jungkook. Boştaki eliyle saçlarını karıştırdı. Yüzündeki ifadeden ve sesindeki tınıdan gergin olduğu çok kolay anlaşılabilirdi ama Jimin o sırada sınıftaki diğer öğrencilere baktığından fark etmedi.
"O zaman bu akşam aynı saatte." dedi kısa süre sonra Jimin, yüzünde kocaman bir gülümsemeyle uzanıp Jungkook'un yanağından öper öpmez çalan zilin ardından sınıftan çıktı.
Jungkook'un elindeki sınav kağıdı sıkmaktan buruş buruştu.
Bilerek mi yapıyordu? Bir şeylerin farkında olabilir miydi? Neden durduk yere öpüyor ve Jungkook'un kalbinin ağrıyacak kadar hızlı atmasına neden oluyordu?
"Siz sevgili miydiniz?" diye bir soru geldi sıra arkadaşından. Jungkook şaşkınlıktan büyüyen gözleriyle ona döndü ama cümle kurabilecek kadar kendine gelemediğinden sadece bakmakla yetindi.
"Yani eğer sevgiliyseniz," dedi cevap gelmeyeceğini anlayan çocuk. "arkadaşıma daha fazla Jimin'e karşı platoniklik yapmamasını söyleyeceğim."
Arkadaşıma daha fazla platoniklik yapmamasını söyleyeceğim.
Platoniklik yapmamasını.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
galaxy and stars [jikook]
Fanfiction"bazen yıldızları süpürürsün, farkında olmadan güneş kucağındadır, bilemezsin."