how i feel about you

530 70 204
                                    


Son günlerde Jungkook tüm enerjisinin tükendiğini hissediyordu, düşündüğü şeyler ve bunların doğru olabilme ihtimali onu korkutuyor ve ne yapacağını bilemez hale getiriyordu.

Bu sene sondu, ne yapacaksa yapmalıydı çünkü daha sonra sınava girecek ve üniversiteye gideceklerdi. Jungkook her zaman her yerde Jimin ile beraber olmak istiyordu ve küçükken aynı üniversiteye gittiklerine dair hayaller bile kuruyordu.

Ama bu hayallerinde hislerini saklamaya devam eden birisi değildi.

"Bu his çok rahatsız edici," diye mırıldandı kenardaki yastığını yüzüne bastırırken. Yatağın içinde dönüp durmaktan bulunduğu ortamı iyice dağıtmıştı, birkaç yastık ve yatak örtüsü yerdeydi ama bundan daha önemli problemleri vardı.

Jimin'e açılma fikrini ne zaman düşünse kalbine bir ağırlık çöktüğünü hissediyor ve nefesleri daralıyordu, bu his ona söylemekten vazgeçtirecek kadar rahatsızlık veriyordu fakat bunca yıl sustuktan sonra aynı şekilde kalmaya devam etmek de en az bu hisler kadar rahatsız ediciydi, tüm bunları aynı anda yaşamaksa kafasını daha fazla karıştırmaktan başka bir işe yaramıyordu.

"Yapabilirsin Jungkook." Kendi kendine mırıldanmaya devam etti, yüzündeki yastık sesinin boğuk bir şekilde çıkmasına neden oluyordu ama bunu bile umursamayacak kadar yorgun hissediyordu. "Ne var ki? Alt tarafı Jimin ile konuşacaksın. Hiçbir şey yok."

Hiçbir şey yok değildi. Bunu gayet iyi biliyordu ama hislerinden ve Jiminden bu kadar çekinmemeliydi. Artık değil.

Arkadaşlarını arayıp rahatlamak için konuşmayı düşünse bile onlara son zamanlarda fazla rahatsızlık verdiğini düşünerek vazgeçti. Namjoon zaten ona net bir şekilde ne düşündüğünü uzun zaman önce söylemişti, ona kızmıyordu çünkü oldukça haklı olduğunu çok iyi biliyordu. Yoongi her ne kadar ona istediği zaman yardım edebileceğini söylese de Hoseok ile ikisini daha fazla kendi saçmalıklarıyla engellemek istemiyordu, ikisinin de gitmesi ve alışması gereken bir üniversitesi vardı, ayrıca Jimin ve kendisi hakkındaki düşüncelerini her zaman dile getirdiklerinden Jungkook onları arayıp aynı şeyleri konuşmak ve aynı lafları dinlemek istemiyordu.

Ayrıca Jimin son zamanlarda gerçekten kayıp gibiydi, son senede olduklarından hem derslerine çok sıkı çalışıyor hem de dans kulübünde vakit geçiriyordu ve bu şekilde eve gelir gelmez uyuyordu.

Shuhua'nın partneri olmayı kabul ettiğinden beri ikisi daha fazla vakit geçirir olmuştu, bu da Jungkook'un canını sıkan bir diğer konuydu. Okulda Jimin'i gördüğü her an yanındaydı ve dans koreografileri hakkında konuşuyorlardı, Jungkook böyle durumlarda ne diye araya girip konuşmaya katılacağını bilemediğinden sessiz kalıyor ve izlemekle yetiniyordu.

Jimin'i oldukça çok özlüyordu, bu uzaklık onu her şeyden çok rahatsız ediyordu ve Jimin'in ne hissettiğini bilmemek işleri daha da karıştırıyordu. Jungkookla bile görüşemeyecek kadar meşgul müydü gerçekten? Gece vakti konuşmaları bitmiş miydi artık?

Belki de Jungkook çok fazla düşünüyordu.

Sonuçta Jimin'in de bir hayatı vardı ve Jungkook'unki kadar sakin geçmediği için onu suçlayamazdı, herkes gibi derslerine çalışıyor ve gitmesi gerektiği için dans kulübü ve Shuhua ile vakit geçiriyordu.

Sonu gelmez düşüncelerinin ardından uyanıp sabah olduğunda yastığın hâlâ yüzünde olduğunu görünce yüzüne biraz daha bastırıp homurdandı. Her öğrenci gibi senesini iyi değerlendirip erkenden ders çalışmaya başlaması gerekiyordu ama onun tek yaptığı aptal aşıklar gibi saatlerce Jimin'i düşünmekti.

"Bu sondu," dedi yastığı yüzünden çekip ayağa kalkarken. "Artık düşünmek yok Jungkook, yapmak var. Yerinde sayıp durmak yok. Adım atmak zorundasın."

galaxy and stars [jikook]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin