Jungkook bunun şu anda gerçekleşiyor olduğuna inanamıyordu.
Pekala Hoseok ile yaptığı konuşmayı unutmuş değildi ve bunun bir gün yaşanacağını biliyordu ama böyle bir anda olacağını tahmin edememişti.
"Adınıza çok sevindim," dedi Namjoon herkesten önce ve elini uzattı. "sen Hoseok olmalısın."
Yanakları pembeleşen Hoseok da rahatlamış bir nefes vererek Namjoon'un eline uzandı. "Sonunda Jungkook'un bahsettiği meşhur insanla tanışabildiğim için çok mutluyum!" Göz ucuyla Jungkook'un şaşkın suratına bakıp göz kırptı.
"Yani şimdi siz... çıkıyorsunuz?" Jimin hâlâ olayı anlamaya çalışır gibi Hoseok'un elini tutan Yoongi'ye baktı. Hoseok'a göre kısa kalıyor olmasında rağmen boyu kendisininkine yakın duruyordu.
"Evet!" dedi Hoseok yüzünde saklayamadığı bir heyecanla. Arkadaşları tarafından ters bir tepkiyle karşılaşmadığı için şimdi az öncekine göre daha rahat hissediyordu. "Açıkçası aramızda her zaman tuhaf bir iletişim vardı," diye anlatmaya başladı ağacın gölgesine oturdukları sırada ve Yoongi'yi yavaşça yanına çekti. "hislerimden bahsetmek için sınavın bitmesini bekledim, böylece daha rahat davranabilirdik ve başka şeylerin bize engel olmasını önlemiş olurduk."
"Karşılık bulmana çok sevindim." Jungkook yüzünde samimi bir gülümsemeyle Hoseok'a katıldı. Çimenlere uzanıp üzgün bir şekilde birinden hoşlandığını söylediği zaman dün gibiydi, şimdiyse bahsettiği kişinin elini tutuyor ve arkadaşlarıyla tanıştırmaya getiriyordu.
"Sana hyung demeliyim değil mi?" Jimin çekinerek Yoongi'ye baktı. Jungkook buraya oturduklarından beri Jimin'den gözünü alamıyordu çünkü verdiği tepkileri kaçırmak istemiyordu, ne düşündüğünü merak ediyordu ve kendi hislerinden bahsettiği zaman neyle karşı karşıya olacağını bilmek istiyordu.
"Biz Hoseok ile aynı sınıftaydık," dedi Yoongi o gün ilk kez konuşarak. "sizinle aramızda fazla yaş farkı yok ve isterseniz bana adımla da seslenebilirsiniz."
"Bu arada tebrik etmeyi unuttum." Jimin hızlıca tekrar konuşarak gözlerini kırpıştırdı. "Umarım her şey istediğiniz gibi olur. Çok sevindim." Utanarak gülümsedi.
Jungkook ve Namjoon farklı bir konu ortaya atıp herkes ortada dönen muhabbete dahil olunca farkında olmadan düşüncelere dalıp ortamdan uzaklaştı. Dizlerini büküp bacaklarını kendisine yaklaştırmış ve kollarını etrafına dolamıştı, çenesini kollarına yaslayıp düşünürken bakışları Jungkook'un yüzündeydi ama bunu bilinçli olmadan yapmıştı.
Jungkook uzun zamandır Hoseok'un arkadaşıydı, o halde Hoseok'un birinden hoşlandığını biliyor olmalıydı... Belki o kişi hakkında konuşmuşlardı ve Hoseok her şeyi anlatıp Jungkook'un fikrini almak istemişti.
Bir an için bu düşünceye karşı şaşırıp duraksadı, Jungkook onun en yakınıydı ama yine de çevresi hakkında hiçbir şey bilmiyordu. Namjoon ile yakın olan oydu, neredeyse haftanın her günü telefonla konuşan oydu, Hoseok ile okul çıkışlarında görüşen oydu. Kim bilir kendisinin bile bilmediği neler konuşuyorlardı.
"Sorun ne?" diye mırıldanarak yüzüne doğru eğilen Jungkook sayesinde rahatsız olduğu düşüncelerinden sıyrılarak gözlerini kırpıştırdı.
"Ne?"
"Yüzün asılmış," diye devam etti Jungkook hemen. Namjoon ve Hoseok hâlâ tanışma aşamasında olduğu için konuşacak çok fazla şeyleri vardı, bu yüzden kimsenin dikkati onlardan yana değildi. "bir şey mi oldu? Hoseok geldiğinden beri fazla konuşmadın, sohbete de katılmadın. Kendini iyi hissetmiyor musun? İstersen gidebiliriz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
galaxy and stars [jikook]
Hayran Kurgu"bazen yıldızları süpürürsün, farkında olmadan güneş kucağındadır, bilemezsin."