sorry

796 113 90
                                    

5 YIL SONRA

Son dersin de bittiğini gösteren zil çaldığı an Jungkook aceleyle eşyalarını toplayıp yan sınıfa koştu. Kapının ardından Jimin'in hala hazırlandığını ve birkaç arkadaşıyla konuştuğunu görebiliyordu.

"Jimin!" Birkaç bakış kendisine dönse de umursamadı. Asıl önemsediği Jimin'in bakışlarıydı.

Jimin kapıda bekleyen Jungkook'u görür görmez konuştuğu arkadaşlarının yanından ayrılıp omuzlarından düşmek üzere olan çantasıyla Jungkook'un karşısında durdu. Yüzünde derslerin bitmesinden kaynaklanan bir rahatlama ve Jungkook'u görmenin sevinci vardı.

"Gidelim mi?" Jungkook kaşlarını kaldırarak Jimin'in yüzündeki dağılmış fakat hala şirin gözüken ifadeye baktı. Gözlerini alamadığını hissettiğinde utanarak gözlerini kaçırdı.

"Gidelim."

Yol boyu Jimin derslerinin ne kadar zor olduğundan ve verilen proje ödevlerinden bahsetti. Jungkook hepsini yüzünden eksik etmediği tavşan gülümsemesiyle izlerken Jimin'in anlatma sırasında salladığı minik ellerine bakıyordu.

Evlerinin önüne geldiklerinde yavaşladılar. Kış kapıdaydı ve havalar da soğumaya başlamıştı. Ayrıca ilk sınavları yaklaşıyordu ve dersleri de gerçekten zorlaşıyordu.

"Anlamadığın bir ders olursa sana anlatabilirim," diye mırıldandı Jungkook.

Jimin her zaman yaptığı gibi gözlerini kocaman açarak heyecanla başını salladı. "Buna gerçekten çok ihtiyacım var."

"O zaman bir ara bize gelirsin, annem seni özlediğini söylüyordu." Yalan da sayılmazdı. Jimin uzun zamandır onlara uğramıyordu.

Düşünceleri arasında aniden Jimin'in güneşin altında parlayan yüzüne dalıp gitti. Kalbi yine çok hızlı atıyordu. 10 yaşındaki Jimin, 15 yaşındaki Jimin'den daha tatlı olsa da Jungkook bu halinden gözlerini alamıyordu. Küçükken kahverengi olan saçlarını liseye geçerken turuncuya boyatmış ve olgunlaşmaya başlayan suratıyla, gittiği dans derslerinden dolayı şekillenen vücuduyla ilk andan itibaren herkesin gözdesi olmuştu.

Jungkook onu sadece kendisine saklayamadığı için büyük bir kıskançlık duyuyordu fakat yapabileceği hiçbir şey yoktu.

Yine de, geceler sadece onlara aitti. Galaksiler ve yıldızlar da öyle.

"Aynı saatte?" diye mırıldandı Jungkook heyecandan terleyen ellerini çaktırmadan üstüne silerek.

Jimin duraksadı. "Bugün olmaz Jungkook, sınavların yaklaştığını biliyorsun ve geç saatlere kadar kalamam. Üzgünüm."

Jungkook'un yüzü anında düştü. Dudakları bükülmüş belli etmemeye çalıştığı yüzüyle Jimin'e baş salladı.

"O zaman yarın görüşürüz. İyi akşamlar Jiminie."

Jimin, Jungkook ile konuşmayı gerçekten istiyordu ama derslerden dolayı onu reddettiği için üzgündü. Yapabileceği bir şey yoktu. Lanet dersler.

"Görüşürüz Kookie."

Ardından Jimin arkasını dönerek çantasının küçük cebinden bir anahtar çıkarttı ve kapıyı açarak görüş açısından çıktı.

Jungkook da aynısını yapacağı sırada sokağın karşısında Hoseok'un ona doğru el salladığını ve yanına çağırdığını gördü. Evleri Jimin kadar olmasa da yakın olan, üst sınıflardan bir arkadaşıydı.

Elindeki anahtarı çıkarttığı gibi çantasına geri koydu ve karşı kaldırıma geçti. Bu sırada endişeli bir ifadeyle kaldırımdaki arkadaşının kendisine benzer düşük suratını süzüyordu.

galaxy and stars [jikook]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin