Elindeki bitmiş kutu sütü sıkarak kenardaki çöpe atan Namjoon gözlerini Jungkook'un asık suratına dikti. "Bunun senin için iyi olacağını düşünüyor musun?"
"Başka ne yapabilirim ki?" diye soruya soruyla cevap veren Jungkook bakışlarını kaçırdı. Namjoon'a ne şekilde karşılık verebileceğini bilmiyordu.
"Bilirsin..." dedi Hoseok dudaklarını birbirine bastırarak. Namjoon'un yanında ve Jungkook'un karşısında oturuyordu. "ona açıkça hislerini söyleyebilirsin."
"Yapamam," Jungkook rahatsızlık hissiyle inleyerek başını masadaki kollarına yasladı ve yüzünü gizledi. "yapamam."
"Ama neden? Hoseok'un haklı olduğunu biliyorsun," Namjoon elini Jungkook'un koluna uzattı. "belli ki Jimin gerçekten her şeyi 'arkadaşça' algılıyor ve sen gidip ona neler olduğunu söyleyene kadar da böyle algılamaya devam edecek. Pekala onun yerinde kim olsa şimdiye kadar bunu anlardı çünkü aslında oldukça açık veriyorsun..."
"Sorun da bu!" Jungkook hızlıca başını kaldırdı ve ellerini amaçsızca sağa sola sallamaya başladı. "Ona daha ne kadar açık olabilirim? Ne yapmam gerekiyor? Benden ne istiyor? Gerçekten nasıl hareket etmem gerektiğini bilmiyorum." Ellerini gözlerine bastırarak başını eğdi, canı gerçekten düşündükçe daha da sıkılıyordu. "Söylemek benim planımda bile yoktu, kendi içimde yaşamak oldukça iyiydi ve bununla herhangi bir problemim de yoktu ama son zamanlarda... bilmiyorum..."
"İçinde tutamayacağın kadar devleşen hisleri gizlemeye çalışmak sadece seni daha çok yıpratır," dedi Hoseok göz teması kurmaya çalışarak. Sonuçta aynı yoldan kendisi de geçmişti ve Jungkook'u az da olsa anlıyordu.
"Ya sonrası beni rahatlatmak yerine daha kötü hissetmeme neden olursa? Bu ihtimal atmak istediğim adımları engelliyor, görmezden gelemiyorum Hoseok. Ters bir tepki almaktan çok korkuyorum." Gerginlikle saçlarını geriye itekledi.
"Bu durumda hepimiz haklıyız," dedi Namjoon masaya eğilerek. "biz söylemenden yanayız çünkü uzun zamandır yaşadığın sürecin bir parçasıyız ve ne kadar zorluk çektiğini en iyi biz biliyoruz." Hoseok onaylar anlamda başını salladı. "ama sen hâlâ söylemekten kaçıyorsun ki bunda da oldukça haklısın çünkü o senin yıllardır en yakın arkadaşın, sen bunca sene ondan gizli bir şekilde onu sevdin ve şimdi birden bunu ona söylersen ters tepmesinden ve her şeyin daha da kötüye gitmesinden korkuyorsun." Bu sefer Namjoon söylediği cümlelere karşı başını onaylar anlamda salladı. "ki bu da olasılık dahilinde bir sonuç."
"Yani," dedi Jungkook kaşlarını kaldırarak. "sonuç?"
"Ona söylemezsen ileride elbet bunu senin yerine yapacak birisi çıkacak," Jungkook bunun elbette kim olduğunu çok iyi biliyordu. "Jimin'in hayatına başkası girecek ve seni sonsuza kadar arkadaşı olarak bilecek." Omuz silkerek arkasına yaslanan Namjoon oldukça kaba ve net konuştuğunun farkındaydı ama birinin bunu Jungkook'a hatırlatması gerekiyordu.
"Fakat söylersen ve olumlu bir tepki alırsan yıllardır hayallerinde olan çoğu şeyi gerçekleştirme fırsatı bulabilirsin," diyerek olayı yumuşatmaya çalışan Hoseok gergince gülümsedi.
"Tabii bir de olumsuz tepki alma ihtimalin var," dedi Namjoon hemen araya girerek. "belki Jimin senden uzaklaşabilir veya aynı hissetmediğini söyleyerek senden sadece arkadaş olarak kalmanızı isteyebilir. Bu şu an sana çok kötü bir şeymiş gibi geliyor olabilir-"
"Ki öyle," diyerek Namjoon'un sözünü bölen Jungkook sıkıntıyla bir nefes bıraktı. Bir süre üçünün arasında da sessizlik oluştu, sonra Jungkook gözlerini Namjoon'a dikip devam etmesini işaret etti.
"Kötü bir şey gibi görünüyor olabilir ama en azından üzerinden büyük bir yük kalkmış olacak ve en yakın arkadaşından saklamak zorunda kalmayacaksın. Söylememek ve ona fark ettirmeden buna devam ettirmek ne kadar zor biliyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
galaxy and stars [jikook]
Fanfic"bazen yıldızları süpürürsün, farkında olmadan güneş kucağındadır, bilemezsin."