•2•

415 46 42
                                    

-Evet benim?

Sesimin titrememesi için ekstra çaba harcamıştım. Başı bana doğru eğik olduğu için gözlerini ve yüzünü çok net görüyordum ve kabul etmeliydim ki oldukça etkilenmiştim!

- Bana Anatomi dersinin notlarını verir misin?

Anatomi mi! Ne diyordu bu değişik? O kadar kişi varken gelip beni mi bulmuştu? Ben bu kadar uzak durmaya özen gösterirken hemde!

- Şey tabi veririm ama şu anda yanımda yok.

Gülümsemişti... Gamzeleri insanı öldüren türden güzeldi! Ve ben orda ölmek istiyordum..

- Yarın getirirsin o zaman olur mu?

- Tabi.

Gidişini izledim. Daha sonra onu bekleyen arkadaşlarının bakışlarını fark etmiştim.  Neden öyle bakıyorlardı ki? Film çekmiyorduk. Tamam belki kimsenin takmadığı Kim inanılmaz Seokjin'den yani   benden not isteyen kişinin Namjoon olması garipti ama böylede bakılmazdı ki!

Kendimi toparlayıp Jae'ye dönmüştüm.

- Aman tanrım buda neydi! O seninle konuştu mu!

- Hadi ama havalı olmasam da ben de Kim Seokjin'im!  Burda neden sadece Namjoon övülüyor.

- Tamam susuyorum bay Kim.

Buna ikimiz de gülmüştük.

- Evet söyle bakalım neler oluyor?

- Çok mu beli oluyor?

- Evet! Notlar haricinde bir şey hakkında konuşuyoruz!

- Hey hadi ama her zaman notlardan konuşmuyoruz ki!

- Hadi dökül!

- Alt sınıflardan Jimin' i biliyorsun değil mi?

- Şu yeni gelen çocuk mu ?

- Evet!

- Sarı bir civcive benziyor!

- Hey bu komikti!

Bir süre gülmüştük ve gerçekten tatlı bir çocuktu.

- Sana göre küçük değil mi? Gerçi boylarınızı düşününce o daha uzun

- Küçük olduğunu nerden çıkardın bizimle aynı yaşta ! Ve boyumla dalga geçme!

- Ne ! Sen ciddi misin?

- Evet! Tiyatro okumaktan vazgeçmiş. Tıp fakültesine  başlamaya karar vermiş.

- Sen bunları nerden biliyorsun?

- İnanmayacaksın belki ama çocukluk arkadaşım ve beni hatırlamıyor! Bu arada Namjoon ile kuzenler.

- Ne! İnanamıyorum. Bu arada sadece çocukluk arkadaşın olduğuna emin misin?

Anında kızarmıştı kesinlikle ona karşı boş değildi!

- Yani şey bilmem ki... Galiba?

- Üstüne gelmeyeceğim!

Kahvelerimizi içip kalkmıştık. Son dört dersi de sabırla dinledikten sonra sonunda bittmişti. Ölü gibi yürüyordum. En yoğun günümüz bu gündü.

Eve geldiğimde kimse yoktu. Pek umursamadan odama geçmiştim. Ders notlarını üstün körü inceledikten sonra aklıma o gelmişti.

Gamzeleri ve gülüşü... Bu kadar mükemmel olmak zorunda mıydı? Aklıma anatomi notları gelince onları özenle düzenlemeye koyulmuştum.

Kapı çaldığında yemek saatini haber vermişti hizmetli.

Evde akşam yemeği her gün yedide yenirdi ve bu asla değişmezdi. Babama karşı çıkmaya kimse cüret edemezdi.

Yemek masasının etrafına toplanmışlardı. Ses çıkarmamaya özen göstererek yerimi aldım.

İş hakkında konuşan annem ve babam benimle kesinlikle ilgilenmiyordu.  Bu her zaman böyleydi.

Çok nadiren olan bir şey oldu ve babam bana soru sordu.

- Okul nasıl gidiyor?

- Güzel, sınav tarihleri yaklaşıyor.

- Bay Jang'ın kızıyla aranızın iyi olduğunu duydum.

- Birlikte ders çalışıyoruz.

- Güzel,böyle devam et. Yakında mezun olunca ikinizi birlikte bir gelecek bekliyor.

- Ne?

- Bana öyle bakma duydun işte.

- Kızlardan hoşlanmıyorum bu yeterince açık ve net.

- Bana karşı mı çıkıyorsun!

- Baba ben kızlardan hoşlanmıyorum üstelik Jae benim kardeşim gibi.

- Sen ne diyorsun!

- Dediklerimi tekrar etmeme gerek yok.

Yüzümde hissetiğim baskı canımı yakmıştı ama bu vazgeçeceğim anlamına gelmiyordu.

- Beni iyi dinle, bir daha sakın bana karşı çıkma!

- Ya çıkarsam!

- O zaman çık git evimden ve bir daha buraya dönme.

- Gitmeyeceğimi mi sanıyorsun!

- Paramla yaşamaya devam edeceksin sonuçta. Başka bir yerde yada burda. Bu yüzden istediklerimi yapmak zorundasın! Seni en iyi okulara gönderdim!  Her şeyi sana vermek için çabaladım!

- Ben yapmanı hiç istemedim! Parana da ihtiyacım yok!

- Eğer o kapıdan çıkarsan bir daha buraya dönemezsin!

Ve ben ilk defa kendim için karar vermiştim.

Mr.Kim| NamjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin