Selam 💃
Yaa bundan önce attığım bölüm için bildirim gitmemiş. Okumadıysanız önce onu okuyun.🥺
Bir süre aktif olamayabilirim. Martta Okul açılıyor ama hiç ders çalışmadım.
Başlıkta diğer bölümlere spoi varr.
Vote (oy) vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Iyi okumalar.
Amber'den;
Başımda bir ağrı ile uyandım. En son Klaus'un beni bayılttığını hatırlıyorum.
Sinirle ayağa kalktım. Sandalyede oturmuş bana bakan Klaus'u gördüm.
Gözlerimi kısarak ona baktım.
"Beni neden bayılttınız Bay Mikaelson?"
"Bayıltmasam kendi isteğinizle gelecekmiydiniz Bayan Mikaelson?"
"Hayır tabiki"
Bu dediğime güldü. Sonra neye cevap verdiğimin farkına vardım ve sinirle;
"Ben Mikaelson değilim!"
Kaşlarını yukarı kaldırdı ve yapmacık bir şaşırma ile "Öyle mi? Ama burada öyle yazmıyor."
Kimliğimi bana doğrulttu. Onu elinden çekip aldım. "Değiştirmeye zamanım olmadı."
Alayla bana baktı.
"Yüz yıl boyunca hiç mi?"
İstifimi bozmadan cevap verdim;
"Aynen öyle."
Bir anda ciddileşti. "Her neyse Amber. Hiçbiryere gitmiyorsun."
Kollarımı birleştirdim ve tek kaşımı kaldırıp ona baktım.
"Öyle mi? Sebep?"
"Dolunaya kadar burada kalacaksın. Yani ritüel tamamlanana kadar."
Gözlerimi büyüttüm. "Asla olmaz Klaus. Benim bir hayatım var. Benim için endişelenecek arkadaşlarım. Bir anda hayatıma girip beni bir odaya hapsedemezsin. Buna izin vermem!"
"Amber eğer gitmene izin verirsem onlara yardım edersin. Onlara yardım etmek benim karşımda olduğun anlamına gelir. Seni karşıma almak istemiyorum."
Sinirle nefes verdim. " Dolunay ne zaman?"
" Üç gün sonra."
"Ne! Ben ne zamandır uyuyorum?"
"Iki haftadır. Kurtboğanın etkisi geçince tekrar verdik ve bu böyle iki hafta sürdü."
"Sebep?"
" Ailemizi tekrar bir araya getirmek için zamana ihtiyacım vardı."
"Katherine nerede?"
"Oda burada gitmeyeceğine söz verirsen onu buraya getiririm."
Ona alayla baktım.
"Benim sözüme rağmen önlem aldığına eminim Klaus. Hatta şuan sınır büyüsü yoksa adımı değiştiririm." Dedim kendimden emin bir şekilde.
Ayağımı dışarı attığımda çıkabildiğimi fark ettim. Şaşkınlık ile Klaus'a baktım.
"Sana güveniyorum aşkım. Senin sözünü tutacağına güveniyorum."
"Güvenme. Kimseye güvenme. Yoksa en yakınım dediklerin arkandan seni bıçaklar." Bunu iğneleyici bir şekilde söyledim.
"Laf sokman bittiyse kararını ver aşkım."
Yatağa oturdum ve bacak bacak üstüne atıp ellerimi geriye koydum.
"Katherine'yi getir Klaus."
Bu yaptığıma önce şaşırdı sonra da sinsice sırıttı. Aslında ben bunu hicbir art niyet olmadan öylesine yapmıştım.
Klaus bana yaklaştı ve ellerini ellerimin üstüne koyarak bedenini bana yaklaştırdı. Böylelikle kaçamadım.
"Kokun yeterince kışkırtıcıyken benim yanımda böyle yapmamanı öneririm aşkım. Aksi takdirde kendime hakim olamayabilirim ve bu sadece senin suçun olur."
"Senin sarışınlardan hoşlandığını düşünüyordum."
"Bu kanıya nereden vardın?"
"Şu bizim çakma sarışın vampir. Burada Caroline'den bahsediyorum. Onun sürekli bahsettiği sarışın, mavi gözlü mükkemmel aksanlı adam sensin değil mi?"
Klaus buna kahkaha attı. Soğuk mentol kokusu yüzüme çarptı ve o zaman fark ettim hala dibimde olduğunu.
Ellerimi göğsüne koyarak onu ittirdim ama yerinden bir milim bile kıpırdamadı.
"Klaus uzaklaş."
"Istesen beni çoktan uzaklaştırmış olurdun aşkım. İstemediğini Ikimizde biliyoruz."
Dudaklarıma yaklaşınca onu büyü gücüm ile duvara fırlattım.
"Demekki istemiyormuşum. Artık Katherine'yi getir yoksa giderim."
Onu fırlattığım yerden kalktı. Sinirli gibi gözüküyordu. Umrumda mı? Hayır.
"Bana öyle bakma. Hakkettin. Bir daha bana o kadar yaklaşırsan daha beterini yaparım."
"Beni tehdit etmeyi kes aşkım."
"Kısasa kısas yapıyorum sadece" .
Bu dediğime gözlerini devirdi. Ardından Oda dan çıktı. Bir süre sonra ayak sesleri geldi. Yürüyüşünden bile belli ediyo kendini.
Gülümsedim. Ardından kapı açıldı
"Kendi kendine ne gülüyorsun şizofreni seni."
Katherine'yi görmemle ona sarıldım.
"Beni bu kadar sevdiğini bilmiyordum."
"Sus ve sarıl."
Ufak bir kahkaha attı ve ellerini sırtıma koydu. Biraz öyle durduk. Sonra ayrılıp beraber yatağın üstüne oturduk.
Gözlerimi ona diktim ve;
"Dökül"
Bana baktı ve "Ne?"Dedi.
Tırnaklarını yiyorsun ve kalp atışların düzensiz o yüzden "Dökül bakalım Katherine Piacers. Ben uyurken neler oldu?"
"Şimdi şöyle" diye başladı ve ben onu dikkatle dinlemeye başladım. Duyduğum şey ile "NE!" diye bağırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝕐𝕠𝕦 𝕒𝕣𝕖 𝕞𝕚𝕟𝕖~𝕒𝕝𝕨𝕒𝕪𝕤 𝕒𝕟𝕕 𝕗𝕠𝕣𝕖𝕧𝕖𝕣 / TAMAMLANDI
Fanfiction- Sende Klaus'un eve attığı sürtüklerinden birisisin sadece. + Kocamı öpmek sürtüklük sayılır mı ?