BANU - 7.Bölüm

3.9K 136 14
                                    


Bölüm: 7 – Zavazingo

*

Hayaller.

Bir insan dünya üzerinde hayal kurmadan nasıl yaşayabilirdi? Yaşayamazdı. Herkes hayal kurardı, imkansız olduğunu bilse bile kurmaya devam ederdi.

Hayal kurmak kadar güzel bir şey var mıydı şu dünya üzerinde? Bence yoktu... ben hep hayal kurdum küçüklüğümden beri mesela... annemle babamın yanında olduğunu, onlarla beraber büyüdüğümü.

Büyümek.

Büyüyünce insanın hayalleri de değişiyordu. Kendisi değişiyordu, her şeyi değişiyordu. Bütün benliğiyle gerçeğin farkına varıyordu.

Ben öyle değildim ama, bana gerçekler her zaman ağır gelmişti. Çocuk yaşta farkında olmaya başlamıştım yaşam ve ölüm arasındaki o çizginin derinliğinin. Tarifsiz bir özlem vardı içimde kimseye anlatamayacağım bir özlemdi bu.

Elbisemin eteklerini sıkıca tuttum, annemin mezar taşına baktım usulca. Elimi uzatıp hafifçe okşadım onu, hisseder belki diye. Küçüklükten beri alışkanlık edinmiştim bu hareketi ben.

"Anne...."

Mezar taşına bakındım usulca, "Ben... mutlu olacak mıyım? Hep o hayalini kurduğum yuva bana ait olacak mı? Sevecek mi beni demiştim sana?" gülerek bakındım mezara, "Sevmiş anne! İnanabiliyor musun... sevmiş beni. Farkına varamamış ama çok sevmiş. Benim kadar sevemez tabii"

Burnumu çektim hemen, "Kızdın mı baba? Onu affettim diye..." mezar taşına baktım buz gibi olan yüzümle, "Nevzat Dinçer... keşke sen yaşasaydın! Keşke sende yanımda olsaydın... çok zordu baba! O kadar zordu ki..."

Gözyaşım üstüme doğru adımladı, "İnsanların bana bakışları, acımaları... baba özür dilerim benim adımı orospu diye çıkartmışlar..." gözlerimden akan damlaları silmekle uğraşmıyordum artık.

"Değilim ki ben... bugün öyle kimsesiz gibi istemem oldu ama kızma bana! Kenan amca Mustafa'dan çok beni evladı olarak biliyormuş... öyle dedi, sonuçta senin en yakın arkadaşındı dimi?"

Dudaklarım titredi, "Bugün daha çok koydu bana baba... belki sen olsan beni hemen Mustafa'ya vermezdin... belki benim böyle ağlamama müsaade etmezdin"

"Seviyorum ama baba... çok seviyorum onu ben, gitsem onla kızar mısınız bana?" boş boş bakındım iki mezar taşına. "Kızmazsınız değil mi? Kızmayın nolur... hem teyzem de git dedi, ben... onu bıraksam sen kızmazsın değil mi annem?"

Sessizce geldiğim mezarlıktan ağlayarak çıkıyordum gene, bugün ne çok ağlamıştım ben sahi! Üzüntüden, burukluktan, mutluluktan!

Gecenin bir yarısı, üstümde Mustafa'mın beğendiği elbiseyle gizlice çıktığım eve doğru ilerliyordum ki birden karşımda Mustafa'mı gördüm.

Upuzun boyuyla, açık yakasıyla gece giymiş olduğu takımı üzerindeydi. Gözümden yaşlar akarak baktım ona, hızla koşup kollarının arasına girdim.

"Şşh, ağlama yavrum"

"Mustafaa"

"Ağlama... ağlama yavrum"

Hıçkırdım, bir saattir ağlayan ben değilmiş gibi ağlamaya devam ettim. Çok kötü hissediyordum, bütün duygularım birbirine karışmıştı. Bütün hislerim çekilmiş gibiydi. Kucakladı bir anda beni.

"Teşekkür ederim Mustafa'm"

"Yavrum, ağlama... bugün ne kadar çok ağladın"

Ağlamaklı bir şekilde güldüm, "Deli misin be adam" dedim başımı boynuna gömerken.

BANU (Mahalle Serisi - III) TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin