•1. Bölüm•

6.2K 622 572
                                    

İyi okumalar :)
.
.
.
.

Gijang-gun'da ciddi suçlar nadir işlenirdi. Hırsızlık, kapkaç, hakeret ve önemsiz kavgalar gibi ufak suçlar işlenir ve polis icabına bakardı. Minho ekibinin başına geçtiğinden bu yana ciddi suçlar %13 oranında azalmıştı. Bu ufak bir oran gibi görünse de Busan gibi bir liman şehrinin tek ilçesinde büyük bir başarıydı.

Minho bir aydır yakalayamadıkları hırsızı görünce afalladı. Gijang-gun'da 11 evi, 17 arabayı ve 5 dükkanı her seferinde kamera olmasına rağmen rahat bir şekilde soyan hırsız 13 yaşında bir kız çocuğuydu. Soygunları sabaha karsi güneş doğmadan yaptığı, uzun boylu ve her seferinde bol-siyah giyindiği için kimsenin aklina hırsızın 13 yaşında küçük bir kız cocugu olacağı gelmemişti. Minho küçük bir kızı haftalardır yakalayamadığı için kendisine inanamıyordu.Çocuk polisine kızı teslim ettikten sonra araçlara bindiler. Her iki arabada da kimseden çıt çıkmadan karakola gittiler ve ayni sessizlikle ekip odasına toplandılar.

Saatin tik takları, araçların kornaları ekip odasındaki sessizliğine eşlik ediyordu. Ekip bu durumun fırtına öncesi sessizlik olduğunu biliyordu. Herkes sadece birbirine bakıyor, Minho'a bakmaya cesaret bile edemiyorlardı.Oysa onun gözleri ve dudakları sımsıkı kapalı sakinleşmeye çalışıyordu fakat ekip işe yaramayacağını biliyordu,hiçbir zaman yaramamıştı. Bu gergin atmosfer kapının çalmasıyla dağıldı. İçeri iri yarı bir polis memuru girdi. Minho tepki vermeyince kâğıdı kalkıp Changbin aldı ve göz gezdirmeye başladı.Iri yarı polis odadan çıkınca o gergin sessizlik tekrar hakim oldu. Ekip üyeleri birinin tekrar sessizliği bozmasını bekliyorlardı, Changbin'i. Komiser yardımcısı olarak bir tek o cesaret edebilir fakat o da kağıdı okumakla meşguldü.

"Ekibe biri katılmış"

Changbin sandalyeden fırlayarak sessizliği bozdu.

"Ne?"

"Nasil?"

"Ne zaman?"

"Kim?"

"Kız ?"

Ekip üyelerinde gelen tepkilerin ardında Minho kağıdı çekip aldı ve göz gezdirmeye başladı.Ardından gözleri tek bir kelimenin üzerinde takılı kaldı-Erkek Omega- tekrar tekrar okudu, kağıdı buruşturup çöpe fırlattı ve kapıyı çarparak odadan çıktı.

Ekip üyeleri bu duruma anlam veremedi ve sessiz atmosfer tekrar oluşmadan Hyunjin konuştu.

"Kimmiş?"

Changbin az once okuduğu bilgileri tekrar hatırlamak istercesine duvara odaklandı ama unutmasi imkansızdı, ardından bakışları Hyunjin'e döndü.

"Han Jisung, Incheon'da doğup büyümüş, ilk görev yeri burası, 22 yaşında,165 boy, 55 kilo.."

Changbin asıl haberi söyleyip söylememekte kararsız kaldi çünkü ekip üyeleri zaten duyduklarına inanamamışlardı. Hyunjin ve Seungmin yeni üyenin bilgilerini tartışırken Felix, Changbin'nin birşeyler düşündüğünü farketti. Ne zaman kafasina birşeyler taksa küpeleri ile oynamaya başlardı. Felix onu çok iyi tanıyordu.

"Omega..degil mi?"

Felix zekice bir tahminde bulunmuştu. Changbin bu zekice tahmine şaşırmıştı ama söz konusu Felix ise şaşırmaya gerek yoktu.

"Hayir, çok zeki falan değilim. Sizde durumu ve yeni üyenin bilgileri üzerine düşünseniz sizde tahmin edebilirsiniz."

Hyunjin ve Seungmin şok içerisinde ikiliyi izlerken Hyunjin artik kendini tutamadı ve herkesin aklını kurcalayan o soruyu sordu.

"Eğer bir omega ise yetenek sınavını nasıl geçti? Boyu için bir ayrıcalık yapılmış olabilir ama yetenek sınavını çelimsiz bir omega vücudu ile nasıl gecebiliyor? Burnuma kötü kokular geliyor"

"Naneli sakız çiğnemiştim ama demek soğan kokusunu bastıramamış, kusura bakmayın"

"Seungmin sabah sabah soğan mı yedin? Ayrıca bana sabahları bir şey yemediğini diyette olduğunu söylemiştin"

Hyunjin çocuk gibi kollarını bağlayarak Seungmin'e arkasına döndü ve dudaklarını büzdü. Seungmin yalan söylemediğini sadece bu sabah diyete biraz ara vermek istediğini Hyunjin'e anlatmaya çalışıyordu. Hyunjin dinlemek yerine küçücük odadaki büyük masanın etrafında dönerek ondan kaçıyordu.

Changbin ve Felix yeni ekip üyesine torpil yapılıp yapılmadığını tartışıyorlardı. Bir omeganın yetenek sınavını geçme ihtimalini hesaplamaya çalışan Felix ve 165 boyundaki yeni ekip üyesinden ne kadar uzun olduğunu ölçen Changbin.

Ardından odaya elinde kahve tepsisi ile çaylak bir polis memuru girdi. Biraz geç kalmıştı ve Minho tarafından azarlanmaktan korktuğu icin aceleci davranıyordu.
Odaya girdi ve kapıyı kapatmadı.Felix ve Changbin 'nin kahvelerini masaya bırakırken küt diye bi ses geldi. Herkes bakışlarını sesin geldiği yöne yani kapıya çevirdi ama sadece kapı açıktı kimse yoktu. Sonra bi ses daha duyuldu bir inleme sesi. Bakışlar yerde 2.80 yatan Hyunjin ile buluştu.

Çaylak polis memuru olayın kendisi yüzünden olduğunu farkedince daha cok panikledi ve eli ayağına dolaştı. Tepside kalan son iki kahveyi de Hyunjin'in üzerine döktü. Hyunjin den bir inleme daha geldi ve polis memuru daha çok panikledi Changbin ve Felix art arda gerçekleşen olayları takip etmekte zorlamışlardı. Hyunjin'i kaldırmaya çalıştılar ama kalkmıyordu, 112'i aramalarını söylüyordu.

Seungmin en sonunda onu ikna etti ve yerden kalktı. Çaylak polis memuru Hyunjin'nin yaralanmasına sebep olduğu için ona revire kadar eşlik etti.

Ardından odaya daha sinirli bir Minho daldı. Koltuğa oturmak yerine arkasına geçip kollarına koltuğa dayadı.

"Müdür Chris ekibimize yeni birini eklemiş. Soracağıniz sorular varsa cevaplayabilirim ama söyleyecek daha fazla sey yok gelince tanışırız."

Bunları söylerken masanin etrafında dolaşmaya başlamıştı. Bu tip konuşmalar yaparken oturmayı sevmezdi.

"Ne zaman gelicek?"

"Bu gün ama saat kaçta bilmiyorum"

Kapının önünden geçerken durdu ve kapıya yaslandı, masanın diger tarafındaki pencereden dışarıyı izlemeye basladi. Diğerleri onun dışarıyı izlemediğini sadece baktığını biliyordu. Birşeyler düşünüyordu. Çok belliydi. Hyunjin 'nin yokluğunu bile farketmişti. Diğerleri kendi aralarında bugünkü hırsızlık meselesi hakkında gözden kaçırdıklarıni konuşuyorlardı. Onlar konuya dalmıştı ve Minho hala bir şeyler düşünüyordu. Ardından beklenmedik bir hareket yaptı ve yaslandığı kapıyı dönüp açtı. Böylece diğer üyelerde kapının ardındaki omegayı gördü.

Jisung ve Minho'nun bakışları bir saniyeliğine buluştuğunda, Jisung geriye doğru birkaç adım attı farketmeksizin.

"Tam 2 dakika 13 saniyedir ordasin,kapinin arkasinda, kimsin ve burda ne yapıyorsun?

Diğerleri bu beklenmedik harekete şaşırmışlardı.

"Siz nasi-?"

"Siz omegalar feromonlarınızı hiç bir zaman kontrol edemediniz."

Jisung utanmış ve başını yere eğmişti. Ne diyeceğini nasil davranacağını bilmiyordu. Minho bunu farketmişti ve daha fazla üzerine gitmemeye karar verdi.

"Jisung.."

"Evet ,efendim"

Minho kapıyı tam açıp eliyle zarifçe içeriyi göstererek.

"Ekibime hoşgeldin, umarım anlaşırız."

.
.
.
.
.
Okudugun icin teşekür ederim :)

Bütün eleştirileriniz benim icin çok değerlidir.

Omega In Team || minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin