•20. Bölüm•

2.7K 354 415
                                    

İyi okumalar..

***
Ekip üyeleri sesizce işlerinin başındaydı. Bu gün sakin ilerliyordu.
Benim işim bitmişti. Zaten dün gece fazladan çalışmıştım. Ekip üyelerine haber verip emniyetten ayrıldım ve evin yolunu tuttum.

İş çıkışından önce çıktığım için trafik yoğun değildi. Eve düşündüğümden daha cabuk ulaştım. Salondaki saate göz attım daha öğlen olmamıştı. Jisung neredeydi acaba. Hala uyuyor olabilirdi bu yüzden bağırmak istemedim. Odasına gidip kapıyı yavaşça tıklattım. Ses gelmeyince ağır harekelerle kapiyi açtım. Yataktaydi ve mışıl mışıl uyuyordu. Bir kaç adım atıp ona yaklaştım. O da ne? Benim kıyafetlerim yatağın üzerinde.. Üstelik kirli kıyafetlerim. Onlara sarılmış uyuyor..

***

Bir kaç adım daha atıp yatağın yanına gittim. Eğilip dikkatlice baktım.  Bunlar dün geceki, feromonlarımın sindiği kıyafetlerim. Neden Jisung? Neden feromonlarımına ihtiyacın var?

Yatağın ayak ucuna oturdum ve Jisung'a göz attım. Uyuyor. Sarı saçları yastığa yayılmış ve salyası akmış. Changbin de mesai sırasına masada uyuya kalıyor ve salyasi dosyaların üzerine akıyor, iğrenç. Fakat Jisung iğrenç değil sevimli.
Ağzı tamamen doluyken, çilekli süt içerken ve şaşırmış yüzü çok sevimli.
Aklından yaramaz düşünceler geçirip utandığı zaman sevimli. Çocuklara karşı tavrı sevimli. Gülerken ve gülümserken, hatta sinirlendiği zaman bile sevimli..
Oysaki feromonları hiç sevimli değil.
Aksine.. güzel olduğu kadar sert,
saf olduğu kadar etkileyici, hafif olduğu kadar derin..

Üzerini örttüm ve odama geçtim. Kitaplığa yönelip rastgele bir kitap aldım. Hayvan Çiftliği. İlk sayfayı okudum. Fakat sadece okudum , anlamadim. Tekrar okudum ve tekrar.. Odaklanamıyorum. İlk cümleden sonra aklım hep başka bir yere gidiyor. Aslında hep aynı yere.

Kitabı kapattım ve yerine koydum. Tekrar oturdum ve düşündüm. Kafami karıştiran bir şey vardı. Daha doğrusu beni rahatsız eden. Sorun şu ki. Ne olduğunu bilmiyorum. Bilmediğim bir şeyi kafaya takmak, bu çok can sıkıcı. Balkona çıktım. Belki iyi gelir. Gözlerimi kapattim ve derin nefes aldım. Yavaş yavaş geri verdim. Derin nefes al ve yavaş yavaş  geri ver..

"Telefon çalar"

"Efendim,yine mi sen?, hayır, hayır dedim, sadece tek seferlikti bunu anlamayacak kadar aptal mısın?, duygu mu? Ne aşkı sen saçmalıyorsun,evet bu kadardı, bir daha sakın bana ulaşmaya çalışma.."

Aptal. Odamdan çıktım ve mutfağa girdim. Sinirli, gergin, kafası karışık..
Çok saçma duyguları bir arada yaşıyordum. Bu haldeyken bir kadeh kımızı şarap içmek iyi geliyor. En azından kafam dağılıyor. Nerede? Burada olduğuna eminim. Her zaman burda olur. Bitti mi? Hayır. Nereye koydum..

"Hyung, bunu mu arıyorsun?"

"Evet ama o neden sende?"

"Şey.."

"Içiyor muydun?"

"Hayır, sen içme diye."

"Ben içmeyeyim öyle mi? Doğru mu anladım."

"Evet."

"Neden?"

"Alkol sonuçta."

"Ben alışığım."

"Bende içerim."

"Ne? Dur! Sakın, saçmalama. Tamam,içmeyeceğim. Hemen kapağını kapat ve bir daha bunu aklından bile geçirme. Hem.. hem sen açsın değil mi? Sana bir şeyler hazırlayacağım."

Omega In Team || minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin