•19. Bölüm•

2.7K 366 168
                                    

İyi okumalar..

***

Saat 11.48 ve 8. kahvemi içiyorum. İşim bitmek üzere bu yüzden son kahvem. Aslında daha erken bitirmem gerekiyordu çünkü yarın yine mesai var. Son mailleri attım ve dosyalardaki son kontrolleri..

"Hyung..".

"Jisung, uyanmışsın."

"Evet uyandım ve aşeriyorum."

"Ne, neye? Çabuk söyle gidip alacağım. Himalayalarda olsa bile bulup getireceğim."

Hızlıca kalkıp, kapıya yöneldim ve ceketimi giydim.

"Çilekli süt.."

***
Bu bölüm Minho'nun bakış açısından yazılmıştır.

Kapının kilidini açtım ve elimdeki kutuyla içeri girdim. Bir kaç adım atınca onu koltukta uzanırken buldum.Tavanı seyrediyordu. Bir kaç adım daha attım..Sonra bir kaç adim daha ve karışındaki koltuğa oturdum Hiç bir şekilde tepki vermiyordu.Beni farketmeyecek kadar dalgındı. Endişeli sesim ister istemez fısıltılı çıkmıştı.

"Jisung."

Sadece gözlerini kapattı ve geri açtı. Ardından tek bir göz yaşı yanaklarından boynuna ulaştı. Tekrar gözlerini kapattı. Dudakları kıvrılıp , genişledi.. Bir damla daha boynuna ulaşınca, kıkırdadı.

"Jisung.."

Bu sefer sesime merakta karışmıştı.Yutkundu ve sakin bir sesle cevap verdi.

"Hyung.."

"Sen iyi görünmüyorsun?"

"İyiyim,çilekli sütüm?"

"Aldım."

Sözlerimin üzerinr gözlerini açmadan doğrulup,oturdu. Derin bir nefes alıp gözlerini açtı. Gözlerini açar açmaz bir damla daha yanaklarında süzüldü.

"Bir paket mi aldın? Sadece bir kutu yeterdi."

"Ah bilemedim."

Ayağa kalktım ve yanına oturdum. Hafif kıpırdandı sonra dönüp kucağımdaki paketten bir kutu çilekli süt aldı. Pipeti takarken bir damla daha boynuna aktı.

"Bana anlatmak ister misin?"

"Neyi hyung?"

"Gözyaşlarının sebebini.."

"Önemli bir şey değil."

"Önemli, önemli ki göz yaşların sessiz sedasız yanaklarından akıyor."

"Te- teşekkür ederim.."

Sözlerinin ardından kafamı çevirip ona baktım. Bir, iki, üç, dört.. sayamayacağım kadar fazla göz yaşı..
Hiç bir şeyi bilmiyorum ama anladığım bir şey var. Bu göz yaşları, hem hüzün hem mutluluk göz yaşları.
Kolundan tutum ve kendime çevirdim.Yüzüne baktım. Gözlerinden yaşlar süzülüyordu ama dudakları genişlemiş ve kıvrılmıştı.
O paramparça gülümsüyordu. Belinden tutup kendime çektim.Başını göğsüme yasladı. Bir elim ile onu sıkı sıkı tutuyordum. Diğer elim saçlarındaydı. Parmaklarımı saçlarının arasında dolaştırıyordum. Sessiz hıçkırıklarını duyamıyordum ama hissedebiliyordum.

Onu sakinleştirmek istiyordum çünkü  ağlarken görmeye dayanamıyordum. Ama ağlamasını izin veriyordum çünkü çok üzgün ama bir o kadarda huzurlu olduğunu anlayabiliyordum.
Çok doluydu. Bu çocuğun başına ne geldi?

Omega In Team || minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin