26. Bölüm

2.1K 286 136
                                    

İyi okumalar güzelim..

***

"Seni sevmeseydim sence bu canımı bu kadar yakar mıydı? Bunun gerçek olmasını bende istemiyorum ama gerçek. Seni seviyorum ve bırakmak istemiyorum..
Aynı şekilde Eun mi'yde.."

Bir şeyler söylemek istedim ama yapamadım

"Jisung lütfen bir şeyler söyle! Lütfen, yeter ki susma."

Ne söyleyebilirdim ki..

"Jisung.. Lütfen.."

Tek yapabildiğim ağlamak.

"Jisung.."

Sözlerinin ardından onunda hıçkırıklarını duydum. Onu ilk defa bu şekilde.. Yanına gitmek, ona sarılmak istedim ama başımı kaldırıp bakamadım bile..

***
Bu bölüm 3. Kişi bakış açısından yazılmıştır, yani yazarın gözünden..

"Şey.. beyefendi çok içtiniz bu şekilde araba kullanabilecek misiniz?"

"Hı hm.."

"İsterseniz size bir taksi çağıra-"

"Hayır, gerek yok. Teşekkür ederim."

"Ama.."

"2 kadeh içtim diye sarhoş olacak değilim."

"Peki efendim."

Bardan ağır adımlar ve dalgın bakışlar ile çıkmıştı. Kim olsa onun sarhoş bir adam olduğunu düşünürdü,  vale gibi. Fakat onun bu tavrı alkol yüzünden değil acıdan kan ağlayan yüreğindendi. Ayrıca kafası da epey karışıktı. Hüzün, güvensizlik, acı, korku..

Vale aracını getirmişti, şoför koltuğundan inerken dizleri titriyordu neredeyse yere düşecekti. Minho onu pek umursamadi. Kendi derdi ona yetiyordu. Araca binerken valeye tekrar bir göz ucuyla baktı. Vale bir omega ha! Demek bu yüzden titriyordu. Minho olumsuz duygular hissederken farketmeden feromanlarini yaymıştı. Fakat Minho onu farketmemisti. Bir omega olduğunu hissedemeyecek kadar kendinde değildi.

Aracı çalıştırdı ve boş caddelerde, sokaklarda kırmızı ışıklarda durdu. Yeşilin yanmasını beklerken içinde bulunduğu durumu tekrar tekrar ele alıyordu. Fakat her seferinde düşünceleri yarıda kalıyor, bir sonraki kırmızı ışıkta en başa dönüyordu. Kafası giderek daha çok karışıyor, içinden çıkılmaz bir hal alıyordu.

Kırmızı-yeşil, kırmızı-yeşil, kırmızı-yeşil, kırmızı-yeşil..
Sarı ışığı farketmiyordu bile..
Kırmızı, duruyor, düşünüyor..
Yeşil yandı bile, tekrar düşünceler yarıda kalıyor.. Belki sarı ışığı farketse  düşüncelerini yarıda bırakmaz, bir sonraki kırmızı ışığa kadar hazırda bekletirdi..

Aynı hayat gibi. Biz dur-kalklarla stresli, yorucu bir yaşam sürerken sarı ışıkları farketmiyoruz, umursamıyoruz.
Beklenmedik, ani gelişen olayları, durumları sevmiyoruz ama hazır ol ışıklarınıda görmüyoruz. Sarı ve hazır ol. Kısa süreli yanan o sarı ışığa bak ve hazır ol.

"Düüüütt!"

Korna sesi ile kendine gelip son anda direksiyonu sağa kırdı. Yoldan çıktı, toprak bir alana girdi ve frene bastı. Nefes nefese araçtan indi ve yola doğru baktı. Bir araç yolun ortasında durmuştu. Şoförün küfürlerini korna sesleri bastırıyordu. Fakat o adam araçtan inenmemisti, pencereden el kol hareketi yapıp, gitmişti. Anlaşılan iyiydi.

Araca tekrar binmek için döndü ama vazgeçti. Yürümek istiyordu ve eve az kalmıştı. Aracı kitleyip yürümeye başladı.

...

Omega In Team || minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin