(29)

220 27 13
                                    

Tamda şu anda söylediği sözlerden sonra onu sevdiğim ve tanıdığım güne lanetler savuruyordum.

Dolmuş olasa da gözleri, bakışlarıyla bana bunu hissettirmek istemiyordu. Hayal kırıklığıyla daha içten ve son kez bakmıştım gözlerine. Hissetsin istiyordum kırgınlığımı. Hissetsin ve beni anlasın istiyordum. Bunu anlar mıydı bilmiyorum ama anlamasını istiyordum. Kırıldığımı bilmesini istiyordum. Birseyleri değiştirir miydi bu bilmiyordum ama değiştirsin istiyordum. Bana hissettirmek istemediği göz yaşlarını bile saklayan adamın beni anlamasını istiyordum. Ama maalesef beni anlamayacaktı. Tekrar  sırtımı ona dönüp, yürümeye devam etmiştim. Benimde umrumda olmamalıydı birşeyler. Belkide unutmalıydım onu. Bitirmeliydim içimdeki ve aklımdaki onu.

JUNGKOOK

Hayal kırıklığı vardi yüzünde ve o hayal kırıklığı her ne kadar hissettirmesemde canımı yakıyordu. Bana sırtını dönüp, gidecekken tekrar hareketlenip, kolunu tutmuş ve onu durdurmuştum. Herşeyi anlatmak istiyordum ama önce oturup, sakinleşmesi gerekiyordu.

JK:Bak beni dinlemen lazım. Önce biraz sakinleşmemiz lazım Mia.

Ona ihanet ettiğimi düşünüyordu. Belkide öyleydi.
Çaresizce yüzüme bakıyordu. Gözlerini dolduran ardında yanaklarına kadar süzülen göz yaşlarını silme gereği bile duymuyordu. Hala kolunda olan elimi indirip, ona doğru bir adım daha atmıştım. Aramızdaki mesafe azalana kadar ilerlemiştim. Yanına yaklaşınca tam göz yaşlarını silmek için elimi yanağına yakınlaştırmak istediğim sırada o benden bir adım uzaklaşmıştı. Ona hak veriyordum. Bende birinin bana ihanet ettiğini düşünseydim bende ondan uzaklaştırdım.

JK:Beni dinlemelisin!

Dinlemeliydi. Dinlemesini sağlamalıydım çünkü ben onu kaybetmek istemiyordum.

Her zaman sert üsluplu bir insan olmuşumdur. Kendimi her zaman böyle ifade ederdim ama şu kısacık zamanda, Miayla tanıştığım günden bu yana herşey değişmişti. Kişisel özelliklerim bile. Nadir sinirlenen bir insan haline gelmiştim. Ne zaman sinirlensem hemen düşünmeye başlıyor oldum. Ve her düşündüğümde kalbim karşımda Mia olunca beni haksız çıkaracak birşeyler muhakkak buluyordu. Şuan olduğu gibi. Evet ona ihanet etmiştim her ne kadar biz gerçek bir çift olmasakta ben ona ihanet etmiştim ve bunu ona açıklamak için sert konuşmuştum ama konuşur konuşmaz içimde birseyler beni yanlış yaptığıma dair sessizce  uyarmaya başlamıştı.

İhanet değişirdi. Kimine göre ihanet sevdiğin, değer verdiğin birinin yerine başka birini koymaktır kimine göre sevdiğin değer verdiğin birine yalan söylemektir yada kimilerine göre ihanet olmaması gereken birine aşık olmaktır!

Ben bu ihanetlerin hiç birini kimseye etmemiştim ama bu ihanetler bir bir bana yapılmıştı. Benim ihanetim sadece karşımdaki kadını çok sevmeme rağmen birşeyleri saklamak olmuştu. Yalan değildi. Sadece sakladım. Mesela! Beni sevdiğini bildiğimi ondan sakladım. Mesela Hara'nın Yu-Jinin kardeşi olduğunu ondan sakladım. Mesela Mia'nın babasının aslında öz babası olmadığını Miadan sakladım. Mesela kuzen olduğumuzu bildiğimi ondan sakladım ve mesela o gece onu evde yalnız bırakıp, Yujin'e gittiğimi ondan sakladım.

İhanet değişirdi demiştim. Ona hiç yalan söylemedim ama ihanet ettim. Çünkü onu benden uzaklaştıracak hiç birşeyi görmek ve ona söylemek istemedim.

Şuan bile tek korkum benden gitmesi olan bu kadını durdurmak için onca çabayı harcıyorken tüm bunların onu benden soğutacağını bildiğim halde ona söyleyemezdim. Yapamazdım.

Derince nefes alıp, karışımdaki kadına bakmıştım. Tek elinde tuttuğu montunu elinden alıp, yağmurun ıslattıgı bedenine atmıştım. Ben bunları yaparken bana karşı koymamıştı. Montunu omuzlarına atıp, yakasını düzeltirken ona doğru biraz daha yaklaşıp, az önce yaptığım ve benden uzaklaştıgı hareketimi yapmıştım bu defa kaçmamıştı ve bende yanaklarında yağmur damlalarına karışan göz yaşlarını silip, yanağını okşamıştım.

Serzeniş (J.J.K) "Tamamlandı"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin