(23)

223 28 9
                                    

Evlilik hiçte öyle kolay birşey değildi. Deliler gibi sevdiğiniz, aşık olduğunuz belkide yıllarınızı verdiğiniz bir adamla bile bu kararı almak zorken, ben şimdi duygularımın daha ne olduğuna emin olmadığım beni sevmeyen bir adamla evlenmek durumundaydım. Tamam belki seviyordum ama yinede emin olmam gereken şeylerde vardı.

Kaçırılma gecesinden sonra hiç bu konuyla ilgili konuşmamıştık. Dahada doğrusu bu süre içinde bir birimizi hiç görmemiştik.
Ben odamdan yemekten yemeğe çıkıyordum oda işe erken gidip, geç geliyordu. Sebebini bilmesemde bunu beni görmek istememesine bağlıyordum.

Bir hafta olduğu gibi bugünde geç kalkıp, rutin işlerimi halledip, kahvaltı için Maria ve Hari'nin yanına gelmiştim. Maria ve Hari çok sormuştu neyiniz var ne oldu diye ama ben birşey söylememiştim. Bana sorulan sorulardan anladığım kadarıyla Jungkook beyde birşey söylememişti.

Hari: Mia, Jungkook bey seni yemek odasında bekliyor.

Beni mi bekliyordu. İşe gitmemiş miydi bugün yani. Kısa bir düşününce bugünün pazar olduğunu anlamıştım tüm yaşadıklarımızın bir hafta olmasını sağlayan son gün. Başımı aşağı yukarı sallayıp, Hariyi onaylamıştım.

Odaya gitmeden önce kendime koca bir bardak su doldurup, içip öyle gitmiştim.

Yavaşça odanın yapısına gelince girip, girmemek arasında gidip gelmiştim. Nefesimi tutup kapı kulpunu indirmiştim nede olsa aynı ev içerisinde birgün karşılaşacaktık öyle değil mi ve o gün bu gündü.! Kapı açılınca tam karşımda baş köşede ve sırtı bana dönük kahvaltısını yapıyordu. Tuttuğum nefesimi verip omuzlarımı ve belimi dikleştirip, sanki hiç birşey olmamış gibi kahvaltı masasına doğru ilerlemiştim. Sandalyeyi çekip, oturduğum sırada gözleri beni bulmuştu.

Önündeki telefondan, kısa süreli bakışını çekip  bana dikmişti. Önünde bir telefon olduğunuda masaya oturunca fark etmiştim.

JK: Sanada günaydın Mia!

Tekrar telefona dönmüştu Sesinde ki tonda sanki ona günaydın deme zorunluluğum varmış gibi hissetmiştim, ama elbette böyle bir  zorunluluğum yoktu.

Mia: Günaydın. Biraz geç uyandım kusura bakmayın. Geceleri uyumak zor oluyorda.

Yoktu ama yinede karşılıksızda kalsında istemiyordum cümleleri. Jungkook az önce telefona indirdiği bakışlarını kurduğum cümleyle tekrar bana yöneltince istemsiz bende ona bakmıştım.

JK:Yine sizli bizli olmuşuz.!

Pardon da ne zaman senli benli olmuştuk ki. Ayrıca kesinlikle dengesiz bir adamdı bugün başka yarın başkaydı. Tavır konusunda katiyen ona güvenmiyordum. Şaşkın şaşkın yüzüne baktığımı görünce kollarını masadan çekip, sırtını oturduğu sandalyeye yaslamış ve rahat bir üslup, takınmıştı.

JK: Yapma Mia! Sencede o akşam başka çarem var mıydı.! Bak seni koruyacağıma dair babama söz verdim.

Gözlerimi kapatıp, sakinleşmeye çalışmıştım ama faydası yoktu. Elime ne zaman aldığımı bilmediğim çatalımi sinirden çoktan sıkmaya başlamıştım bile.

Mia:Ama verdiğiniz para karşılığında benimle evlenmeyi düşünmeniz çok büyük ayıp öyle değil mi sizede.!

Bu bir soru değildi çünkü cevabı gayette ikimiz tarafından biliniyordu.. Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalışan bu defa oydu..

JK:Tamam peki.. Senin fikrin neydi.? Söylesene o evden seni başka nasıl kurtarabilirdim.! Babana işi bıraktığını söylemişsin. Patronu olarak seni kurtarmak için babanın borcunu kapatıyorum ve Seni alıp, o evden çıkıyorum.. Hadi bana açıkla babana başka ne diyebilirdim.

Serzeniş (J.J.K) "Tamamlandı"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin