Sabah gözlerimi açtığımda arkamda derin ve belirli aralıklarla nefes alıp veren ve her verdiği nefes önce saçlarıma, onunda ardından enseme degen Jungkook vardı. Her ensemde hissettiğim nefes beni sanki buz gibi suya bir anda giriyormuşum gibi ürpertiyordu. Bunun hoşuma gitmedigini söylesem yalan söylemiş olurdum. Bu beni nedensizde olsa mutlu ediyor ve acıdan zevk alan mazoşist gibi ürpertiden zevk almamı sağlıyordu.
Bi anda uyumadan önceki son halimiz gelmişti gözlerimin önüne. Güzel anların ardından ona sırtını dönen bendim o ise belime sarılıp, saçlarıma minik minik öpücükler kondurup, yine saçlarımı koklamıştı. Uyuduğumuz pozisyonda uyanmıştım. O ise hala mışıl mışıl uyuyordu.
Yavaşça uyanmamasına dikkat ederek elini belimden çekip, yatakta doğrulmustum biraz zor ve sancılı olsada doğrulmuştum. Oturduğum pozisyonda başımı yanımdaki adama çevirip, ufak çaplı gülümsemiştim. Çok güzel bir güne uyanmama..Daha doğru tabir edilirse çok güzel günlere uyanmama sebepti. Yavaşça ona yaklaşıp, elimle alnındaki saçlarını okşayarak naifce geriye çekip, minik bir buse kondurmuş ondan, birazda olsa uzaklaşmıştım. O ise biraz kıpraşsada uyanmamıştı.
Ondan geri çekilip, daha önce defalarca da olsa odasına gelmeme rağmen sanki ilk defa geliyormuş gibi süzmüştüm. Belki defalarca gelmiştim ama ilk defa onun karısı olarak buradaydım ve ilk defa birlikte uyuyup, birlikte uyandığımız odaydı burası. Tabi her ne olursa olsun o olduğu için bir başkaydı burası. O yanımda olduğu için ait hissediyordum bu odaya, hatta itiraf etmek gerekirse bu eve..
Onsuz, neresi olursa olsun kimin evi olursa olsun tüm haneler bana dört duvardan fazlası etmezdi. Ev benim için onunla evdi. İçinde onunla olunca da evimdi.
Hala yatakta onu izlediğimi fark edince dayanamayıp, bir öpücük daha almıştım ondan bu defa nasiplenen dudaklarıydı dudaklarımdan. Biraz izinsiz gibi oluyordu ama ne yapalım oda bu kadar güzel uyumasaydı öyle değil mi ama.
Hemen yataktan kalkıp, banyoya ilerleyip, güzelce bir duş almıştım. Ve ardından bilinçli bir şekilde üzerimde onun bornozuyla çıkıp, giyinme odasında, sahte düğünümden sonra kıyafetlerimizin koyulduğu dolabımızın önüne gelmiş ve şifon bir gömlek, kumaş bir pantolon çıkarmıştım hemen iç çamaşırlarımın olduğu çekmeceyi açıp giyeceğim kıyafete uygun Beyaz iç çamaşırlarımıda alıp, giyinmeye başlamıştım.
Sahi düğünüm! Niyeyse o günü hiç hatırlamak istemiyordum. Çünkü hatırlayınca hep kötü anlar geliyordu aklıma.. Yu-Jin, Hara'nın söyledikleri. O gece yalnız kalışım falan bir sürü şey.. Hemen başımı iki yana sallayıp kötü anları silip, güzel anılarla doldurmuştum mesele dün gece onunla uyuduğum Jungkookla.
Üzerimi giyinme işim bitince odadan çıkıp, yatağa doğru yürüyüp, hala uyuyan, uyurken bile asilligini bozmayan sevdiğim adamın yanına, yatağa oturmuştum. Elimi yanağına atıp, okşayarak konuşmustum.
Mia: Jungkook! Aşkım! Uyan hadi!
Bir iki mırıldansa da uyanmamıştı. Tekrar yanağını okşamaya devam edip, konuşmamı sürdürmüştüm.
Mia: İşe geç kalıyorsun! Saat dokuza geliyor.
Saate bakarak konuşmuştum. Tekrar mırıldanıp, boğuk ve yeni uyanan taraklı sesiyle konuşmuştu oda.
Jk:Hımm! Bugün işe gitmek istemiyorum. Yorgunum ben.!
Tabi yorgun olurdu! Bakışları beni bulunca kısa bir üzerimde oyalandıktan sonra gülümseyip, hali uykulu olsada elini ıslak saçlarıma atıp, konuşmuştu.
JK:Sen ne ara uyanıp, birde duş aldın! Ahh! Beni beklemeliydin!
Başını saniyelikte olsa geriye yatırıp hemencecik doğrulmustu. Saçlarımdan ellerini çekip, anlamadığım bir anda tamamen doğrulup, hızla belimden kavrayıp, beni yataga, sol yanına yatırınca kendide olduğu yerde, ağırlığını vermeden, üzerime eğilmiş ve saçlarımı koklamıştı. Aynı zamanda da bedenini yataktan destek alarak ayakta tutan kolunun, elinin parmak uçlarıyla saçlarımı okşuyordu. Her okşadıgında biraz doğrulup, gözleriyle elinin hareketlerini de ara ara takip ediyordu. Tabi saçlarımdan, dudaklarımdan ve yanaklarımdan gözlerini ayırabildigi zamanda, şanslıysam gözlerime ilişiyordu bakışları.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serzeniş (J.J.K) "Tamamlandı"
FanfictionSana karşı olan askima bile bir serzenişin var...Ne acı...! Oysa ben senin. Belki, bana olacak aşkını beklemeyi sevmiştim. Değilmiş...! Bir insan hemcinsinden farklı değilmiş...Ve ben farkli olmadığını bile bile sevdim seni... ...