Her zaman olduğu gibi yine hırpalanarak
uyandırılmıştım...Gözlerim uyumak için bana yalvarsada, tek eliyle yakamdan tutup çekiştirerek yere kadar düşmemi sağlayan babama gözlerimi ovuşturarak bakıyordum. Alışmak bu olsa gerekti..Sakince gözlerimi ovuşturmayı bırakıp, yüzüne daha umutsuz ve umursamaz bakmıştım.Gözlerim kısa süreli onun arkasında ki saate kaymıştı.. Daha işe gitmeme iki saat vardı... Her zaman ki durum böyle olduğu için çokta umursamadan hemen ellerimden destek alıp uykulu halimi arka plana atıp, kulağımı konuşan baba vasfindaki adamı dinlemek için kabartmış ve doğrulmuştum.. Üzerine giydiği eskiye nazaran yıpranmış takımla dışarı çıkacağı belliydi...
"Bana para ver...!"
Ona karşı direnmemeyi öğrenmiştim...Bu yüzden doğruldugum yerden tamamen kalkıp, kapının arkasına astıgım çantamdan cüzdanımı çıkarıp, daha dün aldığım haftalıgımdan bir miktar kendime ayırıp,
gerisini ona vermek icin uzatmıştım. Ama ne fayda o hepsini bir çırpıda çekip elimden almıştı..Bu defa ne olacağını umursamadan
konuşmuştum...Mia: Hey! Hepsini alamazsın! Yol param bile yok.! Geri ver..!
Bu defa umursuzca davranma sırası ondaydı.. Pişkin pişkin yüzüme bakıp benden aldığı paraları sayıyordu..
Evet çok birşey değildi.! Onun için içki alınca bir gecede bitecek bir miktar.. Benim içinse, bir hafta yemek yiyecek ve işe götürmeye yetecek bir miktardi..
Karşımda elindeki paraları cebine koyarken konuşması oldukça ağır. Hatta şahsıma yapılmış bir hakaretti..
"Dün gece yediğin tokat işe yaramamış sanırım..."
Söylediği şeyle beni umursamadan öylece
çıkıp gitmişti şimdide... Bir kendi halime birde yatağıma bakıyordum...Bana bu yatağı ilk aldığımız günü
hatırlamıştım bian..13 yaşındaydım...Herşeyin güzel olduğu
son yaşımda...Ondan sonra başlamıştı herşey...Mesela Annem kansere o sene yakalanmış çok geçmeden, sadece 2
yıl sonra hayata gözlerini yummuştu... Güya annemin acısından sonra başlamıştı babamın içkiye olan, kumara olan bağımlılığı...Herseyimizi bir bir kaybetmiştik. Şimdi ise mutlu aile tablosundan bana kalan tek şeydi yatağım...Artık uyumama gerek yoktu zaten 1 saat sonra ise gitmek için evden çıkmalıydım. Her zamanki gibi yine işe
gitmek için bile param kalmamıştı.Yürümeliydim uzunca bir yol gitmeliydim.
15 yaşımdan sonra hep çalışmıştım...Kafe, restorant, market vs...Simdi ise haftanın 5 günü bir kafede çalışıyor
diğer birgün ise temizliğe bir eve gidiyordum.Daha 21
yaşında olsamda bana tanrı tarafından verilen bu gücün ilahi bir hediye olduğunu düşünüyordum... Sabah, onlarca şey yaşamama ragmen, keyifle çalıştığım yerden içeriye girebildiğim de daha net anlamıştım bunu..Dahada keyiflenebilmek için, Derin bir nefes alıp, arkadaşlarıma selamımı öyle vermiştim...
Mia: Günaydın herkese..
Hem giyinme odasına doğru yürüyüp hemde girişte bulunan masanın üstünden süs niyetine koyulmuş gerçek kirazlardan bir tane ağzıma atıp, öyle ilerlemiştim..
Üzerimi değiştirirken bugün günlerden Çarşamba olduğu anlık aklıma gelip, kafenin sükunetinin neye borçlu olduğumuzu anlamıştım..
Her çarşamba toplantılarını bu kafede yapan JN Group şirketi...Bu çarşambada kafeyi başka bir toplantı için kapattırmış olmalıydı.. Ah Bay Jeon acaba neden iki haftadır ortalıklarda yoktu..Bunun sebebini düşünmeyi daha sonralara erteleyip sıradaki işimi düşünmüştüm..Kafenin sakinliğinden faydalanarak, market kısmına geçip yiyecek ve içecekleri düzenlemeye başlamıştım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serzeniş (J.J.K) "Tamamlandı"
FanfictionSana karşı olan askima bile bir serzenişin var...Ne acı...! Oysa ben senin. Belki, bana olacak aşkını beklemeyi sevmiştim. Değilmiş...! Bir insan hemcinsinden farklı değilmiş...Ve ben farkli olmadığını bile bile sevdim seni... ...