Mutlu Olmayı Haketmek

15 3 6
                                    

Fadime teyze mayomun olmadığını tahmin ederek dolaba bir kaç mayo ve bikini koymuştu. Herkes vücudumun çok fit ve mükemmel göründüğünü söylerdi. Çünkü sürekli spor yapmayı seven biriydim. Bu yüzden hep bikini giymeyi tercih etmişimdir. Haki yeşili bir bikini takımı geçti elime yalnızdım zaten bu yüzden fazla özenmemiştim. Uzun saçlarımı boş bırakmıştım. Saçlarım gerçekten uzundu. Kalçamdan aşağıdaydı. Ayağıma terliklerimi giyip havlumu aldığım gibi havuza indim. Havuzun önünde 3 tane şezlong vardı. Belki arkadaşlarım falan olur diye fazla koymuşlar sanırım.

Gerçekten de arkadaşlarım olur muydu acaba? Yaaa çok güzel olurdu. Hem Ayla da gelecekti. Ben şimdiden hayal kurmaya başlamıştım bile...

Önce telefonumla bir selfie çekilip instagram durumuma ekledim. Sonra da havuzun merdivenlerinden inerek havuza girdim. Artık suyun tadını çıkarıyordum. Küçükken babam hep bizi denize götürürdü. Orda bana yüzmeyi az da olsa öğretmişti. Ama ben küçükken boğulma tehlikesi geçirdiğim için denizden korkardım. Bu yüzden bidaha denize gitmemiştim. O yüzden yüzmeyi çok bilmiyordum. Ama havuzda bir yerden bir yere gidebilecek kadar yüzebiliyordum. Zaten bu kadarı da bana yetiyordu. Çok iyi yüzücü değildim ama yine yüzmeyi biliyordum. Ben suyun tadını çıkardım. Havuzdan korkmuyordum çünkü ayaklarım yere değiyordu. Su omuzlarıma geliyordu çünkü. Ve havuz küçüktü. Deniz kadar büyük değildi ayrıca içinde de ayaklarıma değen balıklar yoktu...

Yaklaşık 2 saat kadar yüzdüm. Suya doymuştum. Sudan çıkıp havlum ile iyice kurulandım. Telefonumu da alıp yukarı çıktım. Üst kattaki odama gidip güzel bir duş aldım. Sonra da dolaptan iç çamaşırlarımı eşofman şortumu ve ince üzerime büyük gelen tişörtümü alıp hızlıca giyindim. Saçlarımı taradım. Kurutmamıştım. Şortum biraz mini olduğu için tişörtüm elbise gibiydi. Bir ucunu şortun içe kattım salaş ve güzel duruyordu. Tişörtüm ince olduğu için içini gösteriyordu ama çok serseri ve tam bir ev hali insanı gibi duruyordum. Tarzımı beğenmiştim nemli saçlarım tel tel duruyordu ve mükemmel kokuyordu. Oldukça rahattım ve artık yiyecek bir şeyler hazırlayıp film izleyebilirdim...

Mutfağa indim. Çekmeceleri karıştırmaya başladım. Mutfak geniş ama çok az eşyalı olduğu için aradığımı kolayca bulabiliyordum. Çekmecelerde bir sürü cipsi, kuruyemiş, çikolata ve bisküvi vardı. 1 paket acılı cipsiyi tabağa boşalttım. Buzdolabını açtığımda gözlerime inanamadım. Dolapta yok yoktu. İçeceklerden bile çifter çifter vardı. Meyveli soda aldım kendime. Güzel bir de meyve tabağı yaptım. Erik, çilek, kivi, muz, elma ve şeftali den azar azar koydum tabağa. Bunlar bana yeterdi zaten akşam yemeği yapmama gerek yoktu...

Tam yukarı çıkacakken kapı çaldı. Şaşırmıştım. Kimdi ki? Burayı ve beni tanıyan çok az kişi vardı. Biraz tedirgin olmuştum aslında. Kapı deliğinden baktım. Bir erkek vardı kapıda. Tanıdık geliyordu ama yine de tam çıkaramamıştım. Yavaşça kapıyı araladım. Kapıda seyrek sakallı siyah saçlı ve vücudu mükemmel biri vardı. Tanıyordum ben bu çocuğu. Demir'di bu...

Görmeyeli ne kadar değişmişti. Yüzüne erkeksi bir tavır oturmuştu. Ve zaten yakışıklıydı daha da yakışıklı olmuştu sanki. Ben ona şaşkın gözlerle bakarken o da beni süzüyordu galiba. Uzun sessizliği Demir bozdu:

-Merhaba Rihem beni tanıdın mı?
-Demir abi sensin sanırım dedim. Yanlış bir şey yapmaktan korkuyordum çünkü.
-Evet benim ama aramızda 3 yaş var hatta 2 bile sayılır sen 19 olacaksın yakında dedi.

Doğum günümü biliyordu. Çünkü geçen yaz hep birlikte kutlamıştık. Ama bu yıl ailem olmayacaktı. Ve benim doğum günümde sevdiğim adam evleniyordu. Bu yüzden bu yıl bir kutlama yapmayacaktım. Onunla konuşmaya devam ettim:

-Peki Demir. İçeri geçmez misin?
-Tabiki bir an hiç söylemeyeceksin sanmıştım.

Biraz gülümseyerek içeri geçtik salona geçti Demir. Üstünde siyah üzerine yapışan ve vücudunu belli eden kısa kollu bir tişört vardı. Altında ise beyaz şort. Koltuğa oturdu. Bende diğer koltuğa oturdum. Ve Demir söze girdi:

YILDIZLARA DOKUNMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin