İmkansızlığım o gün başlamıştı. Bir yaz günü, her şey normaldi aslında. Nefes almayı unutacağımı bilmiyordum. Yakın arkadaşlarımdan Ayla bize gelmişti yatılı olarak. Ayla uzun boylu, zayıf koyu kestane omzundan dökülen dalgalı saçları ve açık kahve gözleri ile çok tatlı bir kızdı. Odamıza çekildek, sohbet etmeye başladık. O anda telefonuma bir mesaj gelmişti. Mert'ten. Mert, kahverengi gözlü, açık kumral saçlı, biraz uzun boylu, saçları genelde dağınık, çıkık elmacık kemikleri, çoğu kıza göre yakışıklı, zengin ve benden yaşça büyük biriydi. Ben 18 yaşındayım o ise 25 yaşındaydı. Çoğu kızın hayaliydi belki, çok kibar, çok anlayışlı, cana yakın, çok tatlı, ilgili, çok inatçı, duygusal aynı zamanda disiplinli ve güldüğü zaman kalbinizi ısıtan biriydi. Mesajda "günaydın" yazıyordu. Bende karşılık verdim. Sonra bir mesaj daha "benim işlerimde bir sıkıntılar oluştu yardım edebilir misin?". Mert aynı zamanda tanıdığımız olduğu için kabul ettim. Ayla ile beraber yarım saat sonra yanına gitmiştik. İşleri hallettik ve eve döndük. Ayla da seninle konuşmam lazım dedi ve odaya geçtik. Ne olduğunu merak etmiştim çünkü telaşlanmıştı. Ve bana:
-Rihem, Mert abi senden hoşlanıyor mu? diye sordu. Ben:
-Adı üstünde abi dedim. Beni dinlemedi bile ve söze devam etti.
-Rihem sana bakışlarını gördüm, sen gülünce resmen o da gülüyordu, bildiğin sana yakın olmak için sürekli bahane buluyor dedi. Durdum bian bu gerçek olabilir miydi? Olamazdı herhalde. Kafamı karıştırmıştı. Sosyal medyadan stolklamaya başladım ve Ayla'ya
-Gördün mü? Sevgilisi var. Bence sen yanlış anlamışsın dedim. Bir hayal kırıklığı yaşamış gibiydi. Ama bende bir şey olmadı çünkü biliyordum böyle bir şeyin olmadığını. Mert sürekli iş için bana mesaj atıyordu. Bende cevap veriyordum. Konuşuyorduk. Bende sayısal okuduğum için hesap işlerini hep bana soruyordu. Onun işini ondan çok ben yapıyordum. Ama Ayla hala aynı düşüncedeydi. Ona göre Mert bana farklı bakıyordu. Ben gülünce gülüyordu. Benim canım yansa o üzülüyordu. Sürekli benle konuşmak istiyordu. Bana kaçamak bakışlar falan attığını düşünüyordu. Ama ben hiç böyle düşünmüyordum. Çünkü olmazdı hem aradaki kocaman yaş farkı hemde sevgilisi vardı. Bence Ayla yanlış anlıyordu. Ona bunu anlatmaya çalışıyordum ama anlamıyordu. Kafam çok karışmıştı. Bende dikkat etmeye başladım. Galiba Ayla haklıydı ama onun bir sevgilisi vardı ve benden çok büyüktü.Ertesi gün, Ayla ile kahvaltı yaptıktan sonra basketbol oynamaya gidicektik. Çünkü ben basketbol oynamayı çok severim. Ayla daha çok voleybolu sever ama o gün o da bana uydu. Ve beraber basketbol oynamak için yola çıktık. Bizim ev ile saha arasında biraz mesafe vardı. Yürürken telefonuma bir bildirim geldi. Yine Mertti. "Günaydın" yazıyordu. Sanırım yine bir şey istiyecekti ama niye istediği şeyi söylemek için benden de "günaydın" mesajını bekliyordu?. Bende cevap verdim. Hiç gecikmeden diğer mesaj geldi. "Müsaitseniz gelebilir misiniz?". Bende basketbol oynamaya gittiğimizi gelemiyeceğimizi söyledim. Sonra bir cevap gelmedi. Ayla ile oyun sahasına varmıştık. Bir kaç tur ısınma yapıyorduk. Bir araba sesi geldi. Ayla da ben de gözümüzü yola dikmiştik. Arabanın içinden Mert inmişti. Ayla birden Mert diye bağırdı. Ona sus derken Mert bize doğru yaklaşmaya başladı. Ve:
-Selam kızlar dedi. Ayla hiç durmadan:
-Merhaba Mert abi diye atıldı. Mert onu duymadı bile bana doğru bakmaya devam ediyordu ve bana:
-Rihem, yazmıştım ama basketbol oynamaya gidicez dedi. Bende işleri yalnız yapamadım. Siz oyunuzu oynadıktan sonra sizi alıp giderim diye düşündüm dedi. Saşkınlıktan ne diyeceğimi bilemiyordum. Gerçekten bizi almaya mı gelmişti? Bu sadece iş için miydi?. Ben hala sessizliğimi koruyordum. Ayla hemen atladı:
-Mert abi istersen sende oyna dedi. Bu sefer ben sessizliğimi bozdum:
-Ama takımlar eşit olmayacak bir kişi eksiğimiz var dedim. Ayla her zamanki gibi telefonundan bişeyler yapmaya başladı. Benden daha hevesliydi. Ayla telefonuyla ilgilenirken Mert ve ben sürekli göz göze geliyorduk. Bu beni rahatsız etmeye başlamıştı. Bunu nasıl yapabiliyordu. Sevgilisi vardı. Eğer böyle bir şeyi kasıtlı olarak yapıyorsa, Mertten rahatsız olmaya başlamıştım. Ama Ayla'nın umrunda değildi. Gülerek konuşmaya başladı:
-Rüya geliyor. Takımlar eşit dedi. Rüya, zayıf ortalamada bir boy uzunluğu olan omzunun üstündeki koyu kestane saçları çıkık elmacık kemikleri ve ela gözleri ile gerçekten güzel bir kızdı ve yakın arkadaşlarımdandı. Ama Ayla sen ne yapmıştın. Ben ondan uzak durmaya çalıştıkça o daha yakınlaştırmaya çalışıyordu. Ben kafamın içindeki düşüncelerle boğuşurken Mert:
-İsterseniz Rüya gelene kadar şurda oturalım dedi ve ekledi Rihem neden gerginsin bir sorun mu var diye bana sordu. Ben:
-Yok Mert abi bi sorun yok biraz başım ağrıyor o kadar dedim. Mert "abi" buydu benim için ama o gülüncede ayrı bir mutlu oluyordum. Gerçekten kafam karışıktı. Mert bizden izin istedi birazdan gelicem dedi ve yanımızdan ayrıldı. Bende Ayla'ya niye böyle bir şey yaptığını Rüya'yı niye çağırdığını sordum. O da bana:
-Rihem sen kafam karışık dememiş miydin? Bende her şeyi netleştirmek istiyorum. Dedi. Mantıklı gelmişti neyin ne olduğunu anlamam lazımdı. Bir an Ayla'ya hak vermiştim ama Ayla'nın haksız olduğunu kanıtlıyacaktım. O yanlış anlamıştı. Çünkü Mert benim abimdi bende onun kardeşi. Olay buydu. Çok geçmeden Mert geri geldi. Elinde küçük bir poşet vardı. Yürürken rüzgar dağınık saçlarına vuruyordu. Zaten yakışıklıydı biraz daha olmak zorunda mıydı? Yanımıza geldi. Ve bana dönüp:
-Başının ağrısına iyi gelir dedi. Poşetin içinden bir ilaç ve bir su çıkardı. Ama ben bunu öylesine söylemiştim. Küçük bir baş ağrısı için ilaç mı getirmişti. Ayla gülümsemesini tutamıyordu. Bozuntuya vermeden ilacı içtim ve teşekkür ettim. Mert tam bir şey söyleyecekken Rüya geldi. Lafını yutup bana gülümsedi. Rüya'ya kısaca bir hoşgeldin sohbetinden sonra takımlar belli oldu. Ben ve Rüya; Mert ve Ayla olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZLARA DOKUNMAK
Любовные романыHayallerini kurduğunuz aşkın hayali olarak kalmak... Rihem ve Mert bedenleri ayrı ama ruhları beraber. Zorluklara rağmen sevgileri ayakta. Ama yıldız olmak varsa kaderde boyun eğmekten başka çaremiz yoktur. Sadece yıldızlara dokunmak için çabalarız...