t-fest x scriptonite - lambada
''Biraz çıplak soyun, daha önce ekipmanını görmedim.''
''Ne yaptığını sanıyorsun sen ya?''
Önümdeki 3 kişiye çevirdim bakışlarımı. İki kız arkada, bir kız da önde duruyordu ve önümdeki kız sanırım grubun lideriydi. O ellerini göğsünde birleştirmişti, arkadaki kızlar da ellerini beline yerleştirmişti. Oturduğum masada vücudumu dikleştirdim ve kızlara baktım.
''Burası bizim masamız, derhal kalk.'' dedi kendinden emin bir tavırla. Bakışlarımı içerideki öğrencilerde gezdirdim. Herkes nefesini tutmuş bizi izliyordu. Ve tabii ki şuan buradan kalkıp gidersem imajım yerle bir olacaktı, yeni gelmiş bir korkak olmak istemiyordum. Bakışlarımı önümdeki siyah saçlı kıza çevirdim tekrardan. Cevap vermediğim için kudurduğunu görüyordum.
''Kime diyorum aloo? Kalksana kızım! Burası bizim masamız diyorum duymuyor musun?'' kulağımın dibinde cırladığında iç çekerek oturduğum yerden doğruldum.
''Burası önceden sizin masanızdı, gördüğün üzere şuan benim masam. Çok oturmak istiyorsan başka bir masaya geç ve sesini kes.'' dedim veyüzünün mosmor olduğunu gördüğümde arkasındaki iki kıza çevirdim bakışlarımı ve konuşmama devam ettim.
''Arkadaşınızı tuvalete götürseniz iyi olur, pek iyi görünmüyor. Gerçi, yüzündeki bir ton makyaj boşa gitmiş olacak ama olsun. Bu arada ben Lalisa. Sizin isminizi öğrenmek istemiyorum, susabilirsiniz.'' dediğimde kızlar öfkeden deliye dönmüşlerdi ve öndeki kızın koluna girip onu kafeteryadan çıkardılar.
Tekrar masada eski pozisyonumu aldığımda etraftaki öğrencilerin fısıldamaya başladığını da duyuyordum. Kısa bir süre içeride göz gezdirdikten sonra telefonumu elime aldım ve sosyal medyada gezinmeye başladım. İlk günden bu şekilde kükremem doğru değildi çünkü insanlar beni kavgacı birisi olarak algılayabilirdi ancak kendimi ezik konumuna da asla sokturtmazdım.
Telefona baktığım sırada önümdeki sandalyelere iki kişi oturdu ve yanımdaki sandalye de çekildiğinde dayak yiyeceğimi düşünmeye başladım ve derin bir nefes alarak kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Kafamı kaldırıp üç kızda da göz gezdirdim. Bu kızlar biraz önce gelen kızların arkadaşı olmalılardı. Fakat, neden gülüyorlardı? Kaşlarımı çatarak hemen önümdeki siyah saçlı kıza baktım.
''Kızım sana helal olsun! Harikaydın! Mükemmeldin! Muhteşemdin! Olağanüstüydün! Seulgi'nin yüzü mosmor olmuştu!'' kız keyifli şekilde konuşup kahkaha atıyordu ve ben de meraklı bir ifade ile diğer konuşan kıza çevirdim bakışlarımı.
''Jennie! Gülmeyi bırak artık!''
''Ne yapayım Rosé! Seulgi'nin göt oluşunu izlemek çok eğlenceliydi!''
''Hey, sohbet etmeyi kesin artık. Kız bizi tanımıyor.'' dediğinde çaprazımda oturan siyah ve uzun saçlı kıza çevirdim bakışlarımı. Gerçekten ne olduğunu henüz anlamış değildim ancak isminin Seulgi olduğunu öğrendiğim kızla aralarının kötü olduğunu tahmin edebiliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
betrayal high school, liskook
FanfictionŞizofreni, hastaların gerçek ile gerçek dışı olan olguları birbirinden ayırt edememesine yol açan, sağlıklı düşünce akışı, duygu kontrolü ve normal davranışa engel olan ciddi bir beyin hastalığıdır. ↺ #1 bangtanpink #2 jennie #5 liskook #5 jinsoo #1...