10

1.6K 143 31
                                    

Dark Piano - Sociopath

''Sen delisin, sen kötüsün, sen suçlusun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

''Sen delisin, sen kötüsün, sen suçlusun.''

Ellerimi montumun cebine sokmuş tedirgin şekilde karanlık sokakta yürüyordum. Nereye gittiğimi bilmiyordum, burası neresi bilmiyordum. Sokak lambaları yanmıyordu ve dükkanlar kapalıydı. Sadece gökyüzündeki ay, yıldızlar ve düşünceleri içinde boğulan ben vardım.

Bugün berbattı. Bana unutulmayacak izler bırakan bir gündü. Tarihe yazmıştım. 16 Mart 2021, duygularımı bir kez daha hiçe sayıp beni ezip geçen lanetli günlerdendi. Gözlerimin dolmasını engelleyemiyordum ve yerdeki metal içecek kutusuna tekme attım. Karanlık ve uzun sokakta sadece benim ayak seslerim ve vurduğum metal kutunun sürüklenişi duyuluyordu. Arada sırada arka caddelerden geçtiğini düşündüğüm araba sesleri de var tabii.

Hayatım boyunca hiç bir insanın melek gibi olmadığını bir kez daha kabullenmiştim. Rosé okuldan atılmıştı. Ben de yaptığım(?) sunumdaki yazılar yüzünden cezalandırılmıştım. Okuldaki tuvaletleri temizleyecektim ve bunu yaparken üzerime iğrenç bir kıyafet giyecektim. Yarın benim için kesinlikle berbat geçecekti.

Rosé okuldan çıkarken bana tiksinircesine bakmış ve konuşmama izin vermeden oradan ayrılmıştı. Jisoo ise benimle konuşmak yerine Jin ve arkadaşlarıyla zaman geçiriyordu. Suçsuz olduğum halde bana triplenmişti. 

Seulgi yüzsüz şekilde okulda dolanmaya devam ediyordu ve insanlara zorbalık etmekten çekinmiyordu. Başımıza ne geldiyse onun yüzünden gelmişti zaten.

Kafamı yere eğip ellerimi montumun cebinden çıkardım. Esen rüzgar saçlarımı harekete geçirirken bedenim titriyordu. Kimdim ben? 

Yutkundum. Yürümeyi bırakıp karanlık caddede kafamı kaldırıp önümdeki eski binalara baktım. İstemsizce mırıldandım.

''Sahiden, kimim ben?''

''Neden her berbat olay benim başıma geliyor? Neden sürekli başrol ben olmak zorundayım? Neyin bedelini ödetiyorsun bana Tanrım?''

(???): ''Lalisa Manoban.'' Dedi ciddi bir ses. Ürktüğüm için gözlerim açılmıştı ve korkarak başımı hafif sola çevirmiştim. Omuz hizasından arkamdaki karanlık bedene bakıyordum. 

(???): ''Umarım ilaçlarını almışsındır. Şuan karşımda bir delinin olması isteyeceğim son şey.'' dedi dalga geçercesine.

Gözlerimi sıkıca kapatıp açıyor ve yanak içlerimi ısırıyordum. Bu karanlık yerde bir yabancı bana neden bunları söylüyordu? 

(???): ''Korkma, ben senin gibi deli değilim. Sana zarar vermem. Sadece kendini kusursuz bir melek sanman sinirlerimi bozdu ve buraya geldim.''

Kaşlarımı kaldırdım ve arkama döndüm yavaşça. Karanlıkta yüzünü seçemiyordum ancak tanıdık birisine benzemiyordu.

Lisa: ''Sen kimsin?'' dedim sesimin düzgün çıkmasını umarak.

(???): ''Daha kendini tanıyamayan birisi, benim kim olduğumu neden bilsin ki?'' dedi yine dalga geçer gibi. Konuşmak için ağzımı açıyordum ki susturdu beni.

(???): ''Okulum güzel olmadığı için babam beni buraya gönderdi, blablabla...''

Kafamı yana yatırmış ne dediğini anlamaya çalışıyordum.

(???): ''Neden yalan söylüyorsun? 'Sevdiğim çocuk bana yüz vermedi diye defalarca kez intihar etmeye çalıştım, okulumdakiler benim deli olduğumu söyleyince tedavi aldım, sonra da babam bana yeni bir sayfa açmaya çalıştı.' demek zor mu?''

Dedikleriyle dehşete kapılmış bir şekilde önümdeki yabancıya bakıyordum. Eski okulumdan değildi. Yüzünü daha önce hiç görmemiş gibiydim. Peki ya o zaman kimdi bu? Nereden öğrenmişti bunları?

(???): ''Sırların var, hiç kimsenin bilmediği. Ve istiyorsun sırları olan birisini.''

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

Bölüm sonu.

betrayal high school, liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin