aurora - run away
''Kaybolmuşum.''
Lisa karanlık odada bir o tarafa bir bu tarafa yürürken, tekrar umutsuzca bağırdı ve ses tellerine acı çektirdi.
''Kimse beni duymuyor mu?''
Bağırışları boş odada yankılanıp ona geri dönerken Lisa yanaklarını şişirip nefesini vermişti bıkkınca. Bodruma kilitlemek de neydi? Çocuğu tanımıyordu bile. Neden bunu yapmıştı?
Kendini yere bırakarak arkasındaki duvara yaslandı. Dizlerini karnına çekip karanlık odada gözlerini gezintiye çıkardı.
O sırada bir kaç kez kapıya tıklandı ve Lisa korkuyla yerinden sıçradı.
''İçeride birisi mi var?''
Ses tonu ona çok tanıdık gelmişti. Titreyerek yerden kalkıp kekelemeden konuşmaya çalıştı.
''Ben varım, lütfen bana yardım et!'' dedi sakin olmaya çalışırken.
''Lisa?''
Kaşlarını kaldırıp kapıya yaklaştı Lisa.
''Sen kimsin?''
Arkadan anahtarın çevirilme sesi gelirken geriye çekildi ve kapının açılmasını bekledi. Kapı yavaşça açılırken ve adım sesleri içeriyi doldururken Lisa istemsizce bir kaç adım geriye geldi. Karşısındaki yüzü görünce de şaşırarak ona baktı.
Sehun: ''Şimdi tanıdın mı?''
Gele gele Sehun mu gelmişti? Sehun'un da diğerlerinden farkı yoktu. Şimdi onu buraya tekrar kilitleyebilirdi.
Sehun: ''Ne oldu? Niye öyle bakıyorsun?'' dedi gözlerini kısarak Sehun.
Lisa: ''Soruyor musun gerçekten? Neden beni kandırdın Sehun? Ben sana hiç bir şey yapmadım.'' Lisa peş peşe sıralarken cümlelerini Sehun kaşlarını kaldırdı. Ona bir kaç adım daha yaklaştıktan sonra ellerini pantolonunun cebine soktu.
Sehun: ''Ne kandırması?''
Lisa: ''Rosé ile planlarınız çok güzel işledi. Bilerek Seulgi'yi gönderdin ve kavga etmemizi sağladın. Bravo sana.'' Ellerini birbirine vurarak alkışlamaya başladı Lisa.
Sehun: ''Ne? Jungkook beni tehdit ettiği için gelmedim oraya. Telefonumu alıp numaranı engellediği için de seni bir daha arayamadım. Jungkook ile uğraşmak istemiyordum.''
Lisa kaşlarını çatmış onun dediklerini idrak etmeye çalışırken Sehun yanaklarını şişirip arkasına döndü.
''Pekala Lisa, beni böyle birisi sanmana kırılmadım değil. Ama önemi yok.''
Odadan çıkan Sehun'u takip eden Lisa ona seslense de Sehun sanki duymuyor gibiydi. Bahçeye çıktıklarında çok kişi olmadığını gören Lisa Sehun'a yüksek sesle bağırdığında bakışlar ona döndü.
Lisa: ''Sehun kaçacak mısın gerçekten?''
Sehun olduğu yerde sabit kalırken Lisa fırsattan yararlanarak yanına gitti. Onun önüne geçtiğinde Sehun bakışlarını bahçede gezdirdi.
Bingo!
Jungkook da oradaydı. Ve ikisine bakıyordu.
Lisa: ''Kime güveneceğimi şaşırdım, ash cidden.'' elleriyle alnına sertçe vurduğunda Sehun onun ellerini tutup başından indirdi.
Sehun: ''Kendine zarar verme.''
Jungkook: ''Ona tavsiye vermek sana mı kaldı?'' diyerek onlara yaklaşan Jungkook'u fark eden Lisa kaşlarını kaldırdı.
Jungkook ikisinin yanına geldiğinde önce Lisa'ya ardından Sehun'a baktı. Ardından Lisa'nın kolunu sıkıca tutup Sehun'un yanından ilerlemeye başladı.
Lisa: ''Ne yapıyorsun?'' dedi Lisa kaşlarını çatarken. Sonuçta ilgilenmesi gereken bir Nayeon vardı değil mi?
Jungkook onu umursamadan binanın içine girerek en üst kattaki boş sınıflardan birinin kapısını araladı. Lisa'nın kolunu hala bırakmazken içeri onu sokup sonra kapıyı kapattı.
Jungkook: ''Neredeydin sen?'' dedi kaşlarını çatarken.
Lisa kolunu çekip boştaki eliyle sıvazlarken başını kaldırıp ona aynı sert ifadeyle baktı.
Lisa: ''Bu seni ne ilgilendirir?'' dedi soğuk sesiyle.
Jungkook: ''Ne demek o? Hepimiz seni çok merak ettik. Jennie ortalığı birbirine kattı haberin var mı? Bu tavırlar da neyin nesi? Küçük bir çocuk gibi davranıyorsun.'' dediğinde bakışları iyice keskinleşti Lisa'nın.
Lisa: ''Tanımadığım birisi beni bodruma kilitledi. Sehun'da bulup çıkardı. Bu durumda ben ne yapabilirim?''
Jungkook: ''Sehun'dan uzak durman gerektiğini öğrenemedin mi hala Lisa?'' dediğinde bir adım atarak onun tam önünde durdu.
Lisa: ''İyi ki öğrenmemişim. Senin söylediğin yalanlar yüzünden ona düşman oluyordum az kalsın. Numara engellemek de ne demek ya? Sana ne benim kiminle konuştuğumdan?''
Jungkook: ''Ne?''
Lisa: ''Diyorum ki, Sehun ile ilgili söylediğin yalanları öğrendim. Anlaman mı kıt? Ayrıca sen Nayeon'un yanına gitsene. Sonuçta benimle yeteri kadar eğlendin. İstediğini aldın. Bak kavuşamadığın aşkın geldi. Git onun yanına hadi.''
Jungkook kaşlarını iyice çatmış Lisa'ya delici bakışlarını gönderirken Lisa onun yanından geçmeye yeltendi ama başaramadı. Jungkook onun kolunu yine sertçe tutmuştu.
Lisa: ''Jungkook canımı acıtıyorsun bırak.''
Jungkook: ''Sehun'la ilgili söylediğim hiç bir şey yalan değildi. Ve seninle eğlenmedim. Nereden çıkardın bunu?''
Lisa: ''Ona sarılırken öyle söylemiyordun?''
Jungkook: ''O bana sarıldı, ne yapabilirdim?''
Lisa: ''Bakışların tam tersini açıklıyordu.''
Jungkook: ''Geçmiş bir anda karşına çıksa aynı tepkileri sen de verirdin Lisa.''
Lisa: ''Daha fazla konuşmak istemiyorum, bırak kolumu.''
Jungkook: ''Benim olana kadar bırakmayacağım kolunu.''
***
Bölüm sonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
betrayal high school, liskook
FanfictionŞizofreni, hastaların gerçek ile gerçek dışı olan olguları birbirinden ayırt edememesine yol açan, sağlıklı düşünce akışı, duygu kontrolü ve normal davranışa engel olan ciddi bir beyin hastalığıdır. ↺ #1 bangtanpink #2 jennie #5 liskook #5 jinsoo #1...