Halsey - Gasoline
''Benim gibi Mary Jane almadan kafayı buluyor musun?''
Jennie: ''Sen, Lisa Sehun'la buluşmasın diye mi uğraşıyorsun?'' dedi sağ kaşını kaldırarak. Aynı şekilde ben de Jungkook'a bakıyordum.
Jungkook: ''Jennie ne saçmalıyorsun sen? Sadece iddiaya girdiğimiz için uyarıyorum. Kaybetmemesi için yardımcı oluyorum. Ayrıca Sehun'la mı buluşuyormuş? Ahahahahah, şimdi öğreniyorum zaten. Ve benden sana bir tavsiye, Sehun gibi bir aptalın seni kullanmasına izin verme Lisa.''
Ellerimi göğsümde birleştirip Jungkook'a dik dik bakmaya başladım. Tam konuşacaktım ki arkadan konuşan Rosé ile susmak zorunda kaldım.
Rosé: ''Bir dakika, bir dakika... Ne iddiasına girdiniz siz?'' dedi ikimize de gözlerini kısarak bakarken.
Lisa: ''Amigo Takımını alıp alamayacağımız konusunda iddialaştık, tabii ki ben kazanacağım.''
Jungkook: ''Hah, sen öyle san. Bugün Sehun'la buluşursan sizi seçmeyeceğim. İş başka aşk başka.''
Jisoo: ''Ne işi ne aşkı yaa? İyice kaptırdınız kendinizi.''
Jungkook: ''Ben diyeceğimi dedim. Karar Lisa'da.'' dedi ellerini kaldırıp sinir bozucu ifadesiyle bana bakarken.
Rosé: ''Jungkook pardon da sana ne bundan? Verdiğin cevaplar çok saçma. Hangi takım bugün çalışmaya başladı? Ayrıca başladılarsa da bu bizi zerre ilgilendirmiyor tamam mı? Lisa'nın ne yapacağına karışıp bunu takıma veya o saçma iddianıza çekemezsin.''
Rosé'nin konuşması bittiği sırada arkadan sessizce yaklaşan Jimin onun yanağını öptüğünde ikisi birbirini pataklamaya başladı ve omuzlarımı düşürdüm. Jungkook'a döndüğümde o da bana bakıyordu.
Jungkook: ''Karar?''
Lisa: ''Yapacağım şey seni ilgilendirmez?''
Jungkook: ''Ne yaptığın sikimde mi sence? Siktir git Sehun'un altına yatan kızlar listesine eklet kendini.'' soğuk ses tonuyla konuşup delici bakışlarını vücudumda gezdirdi.
Lisa: ''Ne diyorsun sen ya?'' dedim kaşlarımı çatarak.
Jungkook: ''Masum görünüyordun. Sinsinin tekiymişsin. Sikilmeyi bu kadar çok istiyor muydun gerçekten? Hadi, Sehun seni bekliyordur.''
Jennie: ''Ne diyorsun Jungkook? Kelimelerini düzgün seç!''
Jungkook: ''Söylediklerime karışmak senin haddine değil, siktir git sen de Taehyung için ağla.''
Jisoo: ''Ne diyorsun amına koyayım? Burada ağlayan bir kişi var o da sensin.''
Çok çabuk sinirlenen ve duygu patlaması yaşayan birisiydim. Küçükken de kavga edip, hakarete uğradığım zaman, kalbim kırıldığı zaman hep gözlerim dolardı ve ağlamaya başlardım. İnsanlar bunu kendimi acındırmak için yaptığımı falan düşünüyordu ama ben sinirlenince öfkem gözlerimde birikiyordu. Yine aynısı olmuştu ve gözlerim dolmaya başlamıştı. Hepsi bir kavgaya girdiğinde daha fazla ''tanımadığım'' insanların bana laf atmasını dinlemek istemediğim için oradan uzaklaşıp koşarak arka bahçeye gittim.
Telefonum çaldığında Sehun olduğunu düşündüğüm bir numaranın aradığını gördüm. Telefonu kulağıma yaklaştırdığımda duyduğum sesle bu kişinin Sehun olduğunu doğrulamıştım.
''Neredesin Lisa? Gidiyoruz değil mi?'' dedi merakla.
''Arka bahçedeyim Sehun. Sen neredesin söyle ben yanına gelirim.''
''Ha, orası boş mu?'' dediğinde bakışlarımı bahçede gezdirdim. Kimse yoktu.
''Evet, neden sordun?''
''Arka kapıdan çıkarsak bir sorun olacağını sanmıyorum. Beni orada bekle, geliyorum.'' diyerek telefonu kapattığında derin bir nefes alıp gözlerimi sildim. Neyse ki ağlamamıştım, yoksa kendimi susturmam çok uzun sürerdi.
Yaklaşık 10 dakika onu beklediğimde sıkıntıdan patlayacaktım. Bütün okulu turlasam en fazla 10 dakika sürecekken Sehun henüz yanıma gelmemişti. Oturduğum bankta huzursuzca kıpırdanırken kahkaha sesleri ve ayak sesleriyle bakışlarımı binanın olduğu tarafa çevirdim. Çevirmemle birlikte gözlerimi devirmem bir oldu. Seulgi ve arkadaşları gülüşerek benim olduğum tarafa geliyorlardı. Öfkeyle nefesimi dışarı verdim ve oturduğum banktan doğrulup yanlarından geçip gitmeye çalıştım. Ama Seulgi beni kolumdan tutup önüne fırlattığında kaşlarımı çattım.
Seulgi: ''Nereye gidiyorsun Lisa? Daha çay içeceğiz.'' dediğinde arkasındaki Ryujin ve Yeji kıkırdamaya başladı.
Lisa: ''Ne istiyorsan çabuk söylesen iyi edersin. İşim var, seninle uğraşamam.'' dediğimde dudaklarını büzüp kafasını hafif yere eğdi ve hüzünlü bir yüz ifadesi ile bana bakmaya başladı.
Seulgi: ''İşin Sehun ile sürtüşmek mi?''
Tanrım, sayıyla mı geliyor bunlar bana? Önce Jungkook, sonra Seulgi. Cidden mi ya? Bu okuldaki herkes birbirini mi sikiyor?
Ryujin: ''Sana soru sordu, cevap versene.'' dedi bana yaklaşarak.
Şuan üçü birden benim önümde dizilmiş şekilde duruyordu. Bu konuşmanın nereye gideceğini düşünemiyordum. Sehun ne zaman gelecekti? Bu kızlarla saç baş kavgaya girdikten sonra falan mı?
Lisa: ''Sehun seni kabul etmiyor diye mi kuyruk acısı çekiyorsun Seulgi?''
Seulgi dediğim şeyle kahkaha atmaya başlamıştı ve kızlar da sinir bozucu şekilde sırıtıyorlardı.
Seulgi: ''Sana masal anlatmışlar sanırım. Duyduğun her şeye inanıyor musun sen?''
Lisa: ''Sehun senin gibi birisini neden hayatına alsın Seulgi. Üzgünüm ama gerçekler acıdır. Neyse ya, takma kafana. Ne yapalım, başkasına artık.''
Dediğim şeyle kaşlarını çatıp bana yaklaşmaya başladığında ben de tırsarak geri geri adım atmaya başlamıştım. Bana doğru koşmaya başladığı sırada arkadan gelen seslerle bakışlarımı o yöne çevirdim.
Jungkook, Taehyung, Jennie. Üçü birden koşturarak bizim olduğumuz yere geliyordu ve Jennie kaşlarını çatmış öfkeyle bağırıyordu.
''Seulgi var ya bittin sen kızım! Sıçtım senin ağzına bekle sen! Lisa'ya mı saldırıyorsun sen göt lalesi? Amına koyacağım kızım senin!'' diyerek Seulgi'nin saçlarına yapışıp benim önümden aldığında Seulgi çığlık atmaya başlamıştı.
Yeji çığlık atıyor ve Ryujin de Jennie'nin yanına yaklaşıyordu. O sırada Jennie'ye saldırmaması için kollarından tutup sertçe çektim ve yere ittirdim. Düştüğünde beni ayağımdan yere çekti ve ben de onun üzerine düştüm. Saçlarıma yapıştığında çaresizce onu engellemeye çalışıyordum. Daha fazla bunu yapmasına izin vermeyerek kulağındaki büyük küpeleri tutup çektim ve çığlık atmaya başladı. O sırada belime sarılan ellerle onun üzerinden çekilmiştim. Jungkook, şuan beni kucağında tutuyordu. Beni hızlıca oradan uzaklaştırırken omzunun arkasından Taehyung'un Jennie'yi tutup çektiğini görmüştüm.
Binanın önüne geldiğimizde kulağıma yaklaşıp fısıldamaya başladı;
''Onları oraya Sehun gönderdi. Kavga etmeniz için.''
***
Bölüm sonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
betrayal high school, liskook
FanfictionŞizofreni, hastaların gerçek ile gerçek dışı olan olguları birbirinden ayırt edememesine yol açan, sağlıklı düşünce akışı, duygu kontrolü ve normal davranışa engel olan ciddi bir beyin hastalığıdır. ↺ #1 bangtanpink #2 jennie #5 liskook #5 jinsoo #1...