Bu bir kabus olmalıydı. Napacağımı bilemiyordum. Hayal'i uyandırsam. Ona zarar verebilirdi. Bağırsamda anneme zarar verebilirdi.
Bir anda üzerimdeki örtünün çekilmesiyle korkudan bağırmam ve bir elin ağzımı sıkıca kapatması bir oldu. Hayal'e baktığımda sadece biraz kıpırdamıştı. Korkudan kocaman açılan gözlerimle hem çırpınıyor hem ağzımı kapatan kişiye bakıyordum.
Tanımadığım bir yüz ve bana çok iğrenç bakan gözler.
Korkum o iğrenç bakışları gördükten sonra daha çok artmıştı. Kendimi ondan kurtarıp avazım çıktığı kadar bağırmak istiyordum.
Ben çırpındıkça onun ağzımı kapatan eli daha da sertleşmişti ve bu benim canımı acıtıyordu.
Yüzünü yüzüme yaklaştırıp derin bir nefes aldı.
Elimle Hayel'e vurup uyandırmaya çalışırken diğer eliyle elimi tuttu."Şiitt sakin ol güzellik. Oyun bozanlık yapmayalım lütfen."dedi alaylı ve bir o kadar tehditkar ses tonuyla.
Şimdi elimi çekecem ve sakin olacaksın eğer bağırırsın senin için hiç iyi olmaz."dedi Hayal'i işaret ederek.
Korkuyla başımı olumlu anlamda salladım.
"Aferin sana akılı ve güzel kızları severim." Yavaşça elini ağzımdan çekip bir adım geriledi.
Derin bir nefes alıp olduğum yerden doğruldum.
Korkuyla karşımda ki yabancıya bakıp, "Kimsin sen? Ne istiyorsun benden?" Dedim ama o kadar korkmuştum ki titrek ve kesik kesik çıkmıştı ağzımdan kelimeler."Balkona gel burada olmaz," diyip odanın balkonuna doğru ilerledi. Bu adamda ki rahatlık beni rahatsız etmedi değildi. Kendine bu kadar güvenmesi ya psikopat biriydi, ki büyük ihtimal öyleydi de. Diğer sebebi söylememe gerek yoktu zaten. İlk seçenek yüz de yüz doğruydu.
Ürkek ve yavaş adımlarla yanına gitmeden önce telefonumu alıp Mert'i aradım ve arka cebime koydum en azından buraya gelene kadar onu oyalayabilirdim.
Adamın yanına gidip "Kimsin sen? Ne istiyorsun benden?" Dedim.
Hızlı adımlarla yanıma yaklaşıp elini arka cebimdeki telefona götürüp telefonu hızlı bir şekilde alıp açık olan aramayı kapattı.
"Mızıkçılık yok demiştim." Dedi elinde benim telefonumu salayarak.
Hiç bir şey demeden yüzüne bakakalmıştım.
Telefonu mu alıp cebine koydu. "Amacım sana zarar vermek değil. Bunu sende anlamış olmalısın."
"Ben seni tanımıyorum ve senin benimle ne işin olur? Bu sorumun cevabını alırsam iyi olur." Ellerimi göğüsümde birleştirip başım dik bir şekilde cevabını bekledim. Ama içimden bir ses fazla cesaret iyi değildir diyor.
Ufak bir kahkaha attı. Başını gülerek iki yana salladı. Bir anda yüzünü bana çevirip "her halin çok komik." Dedikten sonra bir anda ciddileşti.
"Gelelim asıl konumuza. Benimle iş birliği yapmani istiyorum. Ve bu süreçte hiç bir soru sormadan dediklerimi harfiyen yapacaksın.""Allah Allah nedenmış o. Ben oradan bakılınca ezik falan mı duruyorum. Tanımadığım biri gecenin bilmem kaçında gelecek bana böyle konusacak bende aaa tabi efendim diyeceğim öylemi?" Ufak bir kahkaha atıp, "Benim bu işten ne gibi bir yararım olacak peki."
"Senin bu işten tabi bir yararın olacak hatta en çok senin olacak diyebiliriz." Dedikleriyle ufak bir şaşkınlıkla tek kaşımı kaldırıp "Merak ettim şimdi neymiş o en çok beni ilgilendiren şey?"
Koyu mavi gözleri gecenin karanlığında resmen büyülüyordu. O sert ve emri vaki bakışları bir anda gidip yerine birazdan yaşayacağım şoku en ince ayrıntısına kadar izlemek isteyen meraklı ve anlayamadım farklı bir bakış yer aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALP YARASI
RomanceTam dış kapıdan çıkacakken önüne geçtim. Sıkıca sarıldım. "Nolur gitme beni bırakma sensiz yaşayamam yapma bunu bana." Bir süre öylece kaldı. Kurduğu cümleyle sarılı olan kollarım boşluğa düştü. "Benim onca adamın artığı olan biriyle işim olmaz." Be...