~19.BÖLÜM ~

268 34 17
                                    

Şaşkınlıktan dona kalmıştım adeta, bu Ekin di. Ama bu nasıl olurdu.

"Sen sen, ama nasıl olur bu!" Dedim, şaşkınlıktan dilim tutulmuştu.

"Naber güzellik"dedi yüzünde ki o öfke bir anda kaybolmuştu adeta.

"Ama sen?" Dedim ve sımsıkı sarıldım.

"Öldün sandım. Benim yüzümden öldüm sandım Ekin." Göz yaşlarım yanaklarımdan usul usul akmaya başlamıştı. O da benim gibi bana sarılmıştı.
Bir süre öyle sarılı halde kalınca beni kendinden uzaklaştırdı. Hayal bana anlatmıştı ama bir anda karşımda kanlı canlı görünce bir tuhaf olmuştum.

"Nerelerdeydin sen kaç yıl geçti seni aramadığımız yer kalmadı. Şaşkınlığım sinire dönmüştü. Omuzuna bir tane yumruk attım. Benim bu hareketime kahkaha attı.

"Benden kurtuldun diye sevindin sanıyordum." Yüzünde ki alay dolu ifade güldürmüştü beni.

"Yani sevinmeme engel olan şeyide biliyorsun bence!" Dedim ima dolu bir sesle.

"Aaa yani gerçeği bilsen benim öldü haberime sevinecektin yani öyle mi? Valla bak şimdi alındım işte. O kadar mı çok bıkmıştın benden."dedi yüzünü düşürerek.

"Saçmalama sen benim en yakın arkadaşımsın. Tabiki de yine aynı derecede üzülürdüm."

Yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu.
"Ben seni ziyarete gelecektim ama geri yurtdışına dönmem gerekti. Bilirsin işte doktorluk zor iş. Daha bügün geldim.Dedim benim en değerli hastam nasıl oldu. Kendine iyi bakıyor mu yoksa yine iyileşmeden ayaklanmaya başladımı."

"Bak sen şuna doktor olmuşta bana doktorluk taslarmış. Ben gayet iyim hem başımda annem olduğu sürece kolay kolay iyilesmeden o yataktan kalkmazdım zaten. Ayakalandığıma göre turp gibiyim."Dedim saçımı geriye atıp havalı bir duruş yaptım. Bu halim baya eğlendirmişti Ekin'i.

"Belli belli baya bi toparlamışsın kendini. Hadi gel sana bir kahve ısmarlayayım." Dedi sevecen bir sesle.

"Çok güzel olurdu ama annem yemeğe bekliyor baya geç kaldım zaten. Ama sana söz yarın takılırız seninle."

Samimi bir sesle "Tamam aldım sözünü bak." Dedi.
Kısa bir vedalaşmanın ardından hızlı adımlarla eve geçtim. Anahtarla kapıyı açarken beni nelerin beklediği az çok biliyordum. Gözümü korkutmuyor değildi.  Annem değilde en çok Hayal'in tepkisi beni korkutuyordu. O son bakışında ki kırgınlık canımı yakmıştı.

"Güçlü ol Buket baban için." Kendi kendime telkinler vererek holden geçip oturma odasına doğru yöneldim.

Annem ve Hayal'e göz göze geldiğimde bana sinirli bir şekilde bakıyorlardı. Ellerimi havaya kaldırıp.

"Tamam teslim oluyorum.Lütfen o öldürücü bakışlarınızı çekin üzerimden." Dedim ürpermiş gibi yaparak.

Annem "Kızım saaten haberin var mı senin. İki saat dedin beş saat oldu. Daha yeni çok büyük bir olay atlattın."

"Mert'leydim." Dedim bir anda.
Ikiside ilk önce bir birlerine sonra bana baktılar.

Hayal "Buket umarım tahmin ettiğim şeyi yapmamışsındır." Sesinde ki tereddüt ve hayal kırıklığı canımı acıtmıştı.

"Önce bir oturun sizinle önemli bir konu hakkında konuşmam gerekiyor" Dedim, elimle üçlü kanepeyi gösterip. Annem "Olmaz açsın kaç saattir ne diyeceksen yemek yerken söyle. Hem ilaç saatinde geçiyor." Sesinde ki sinir kendini zor tuttuğunun belirtisiydi. Zorlamasam iyi olacaktı.  Aksi halde güzel bir terlik yiyecektim.
Hep beraber masaya geçtik. Ama Hayal asla bana bakmıyordu. Anlamıştı zaten kararımı.

KALP YARASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin