Saçlarımda hissettiğim el ve yüzüme değen bir nefesle kendime geliyordum. Vücudum o kadar halsizdi ki tepki bile veremiyordum. Ayağımda ki ağrıyla bana neler olduğu beynime hücum etmiş bir şekilde dolmuştu adeta. Gözlerimi açtığımda ise annem baş ucumdaydı ve bir hastanedeydim. Ağlamaktan gözleri kızarmıştı."Uyandı sonunda. Iyimisin canım? Nasıl hissediyorsun? Bir yerin ağrıyormu?" Hayal'in ses tonu hem endişeli hem sevinç doluydu.
Annem Hayalin sesiyle doğrulup bana baktı. "Ben hemen doktoru çağırıyorum."diyip anlıma öpücük kondurup hızla yanımdan uzaklaştı. Ağzımda ki oksijen maskesini ağır hareketlerle indirip. "Noldu bana" dedim bitkin bir ses tonuyla.
"Bir telefon geldi annene yılan sokması sonucu hastaneye getirilmişsin. Apar topar geldik, doktorlar zehrin vücuda yayıldığını ve geç kalındığını söyledi. Tam bir haftadır uyuyorsun." Bir haftamı ohaa o kadar çok mu uyumuşum. Hayal'in dedikleriyle şaşkınlıktan ağzım açık dinliyordum.
"Yirmi dört saat daha uyanmasaydın bitkisel hayata girecektin. Annen o kadar çok ağladık ki bir an ben de inanıyordum gideceğine."
Gözlerinden akan yaşları elinin tersiyle silip hızlı adımlarla yanıma gelip sıkıca sarıldı bana.
"Aptal çok korkuttun bizi, sakın bir daha tehlikeye gireyim deme yoksa seni ben öldürürüm. Ömrümden ömür gitti. Sana bir şey olacak diye kaç gündür hiç uyumadan nefesini kontrol eder oldum. Ama şimdi çok iyisin Rabbime şükürler olsun."
Dedikleri gözlerimin dolmasına sebep olmuştu. Tam konuşacakken doktor içeri girdi. Kısa bir muanenin ardından iyi olduğumu ama çiğerlerimin biraz fazla etkilendiginden oksijeni biraz daha kullanmam gerektiğini söyledi galiba bir süre nefes açıçı ilaçta kullanmam gerekiyormuş. Annem ne zaman çıkabiliriz dediğinde doktor her şeye karşı bir iki gün daha müşadele altında kalmamı önerdi. Tehlikenin geçmediğini her an ani bir krize karşı tedbirli olmakta fayda var dedi. Annemin endişesi gözlerine yansiyordu. Her ne kadar beli etmemeye çalişsada bunu gözlerinde görebiliyorum.
"Kendimi çok iyi hissediyorum doktor bey bence bir şey olacağını sanmıyorum. " Dedim annemi az da olsa rahatlatmak için.
"Buket hanım vücudunuzdaki zehir Tam anlamıyla çıkmadı hangi organa nasıl bir zarar verdi daha tam olarak bilmiyoruz o yüzden gözlem altında kalmanız gerekiyor. Bir hasar bıraktıysa önümüzdeki bir kaç güne kendini belli eder. Sizi getiren adam panzehiri iki dakika daha geç getirseydi şuan hayatta olmanız imkansızdı. O yüzden en ufak anormal bir şeyde lütfen hemşireyi çağırın olurmu?"
Nasıl bir yılan ki bu, bu kadar tehlikeli olabiliyor. Ne kadar belli etmesemde bende korkmuştum. Hem Mert nerdeydi. Ben bu hale onun yüzünden gelmiştim ama resmen beni hastane atıp gitmişti.
Daha fazla ısrar etmeyip doktoru onayladım. Doktor gittikten sonra annem yanıma oturup beklediğim o soruyu sormuştu.
"Kızım seni buraya getiren çocuk kim? Nasil oldu da seni yılan sokabiliyor. Sen neredeydin ki öyle zehihirli bir yılan sana denk geldi?"
Hayal'e kurtar beni bakışı attım. Beni anladı Allah'tan.
"Teyzecim bence bu soruları daha sonra sorarsın. Görmüyormusun yüzü hayla bembeyaz." Annem bakışlarını Hayal den çekip bana kısa bir bakış attı."İyi bakalım öyle olsun ama şunu unutma bana bu soruların cevaplarını vereceksin." Uyarıcı ses tonu beni korkutmadı değil.Annemi onaylar şekilde başımı salladım. Hayal de neler olduğunu annem kadar merak ediyordu. Sorgu dolu bakışları bunu çok net belli ediyordu. Bende neler olduğunu hayla kavramış değilim zaten. Önce bir sapık tarafından taciz ediliyorum, sonra bir ruh hastasının evinde gözlerimi açıyorum. Buda yetmezmiş gibi o psikopatin vahşi hayvanlarını evinde beslediğini acı bir şekilde öğreniyorum. Yaa tamam vahşi hayvan beslediğini biliyordum ama evin yarısını onlara ayırmasını anlayamıyorum nasıl bir psikopatlık bu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALP YARASI
RomanceTam dış kapıdan çıkacakken önüne geçtim. Sıkıca sarıldım. "Nolur gitme beni bırakma sensiz yaşayamam yapma bunu bana." Bir süre öylece kaldı. Kurduğu cümleyle sarılı olan kollarım boşluğa düştü. "Benim onca adamın artığı olan biriyle işim olmaz." Be...