MERT'EN
"Onu öyle görmek ne kadar berbat ve boktan birşey olduğunu anlayamazsın Emre. Onun kadar benim de canım yanıyor. O şerefsizleri bin kerede işkence yapıp öldürsem içim soğumuyor."
Elimde ki bardağı hızla fırlatıp ayağa kalktım. İçimde ki öfke her geçen saniye daha da artıyordu. Bir ileri bir geri bahçenin ortasında gidip gelmeye başladım. Ellerimi saçlarımın arasına geçirip sakinleşmeye çalıştım.
"Biliyorum çok zor inan onlara hak ettikleri şeyi misliyle yaşattık. Zaten biri hariç hepsi işkencelere dayanamayıp öldüler elimizde sadece Demir şerefsizi kaldı. Onuda sen bana bırakın dediğin için fazla bir şey yapamadık."
Sandalyeden kalkıp yanıma geldi tek elini omuzuma koyup, "Buket bizim içinde önemli biri. Biliyorum zor seni anlamaya çalışıyorum çok zor ama Buket için kendini toparlaman gerek." Derin bir nefes aldım, haklıydı. Ama yapamıyordum sinirin beni ele geçirmesi çok kolay oluyordu.
"Haklısın ama o piç kurusunu öyle bir hale getirecem ki yaşayan ölü olacak. Buket biraz toparlansın. Onu şimdilik yılanlarların kafesine koyun iki gece orada kalsın. Yılanların zehirsiz olan yere koyun ama o bilmesin biraz da o korkuyla baş etsin bakalım." Dedim sinsi bir gülüşle. Emre de benim gülüşüme eşlik edip, "sonrada akreplerin odasına koyayim mi nolur en çok sevdiğim yer orası." Dedi yapmacık bir yalvarma sesi istemsizce gülmeme sebep olmuştu.
"Ölmesinde naparsan yap. Bu ara da Yağmur nerede sesi soluğu çıkmıyor." Uzun zamandır görmüyordum.
"Onun Buket için çok güzel planları var hazırlıklarla uğraşıyor. Baya iddealı bende merak ediyorum." Dedi meraklı bir sesle.
"Buket kalabalık özellikle erkeklerin olduğu ortamlara gelemiyor parti falan düşünüyorsa şimdiden iptal etsin."
"Yok yok merak etme hem -" bir anda yüzünün düşmesiyle kaşlarımı noldu dercesine kaldırdım.
"Şey Yağmur'un da başından geçti ya o bilir şimdi nasıl yaklaşılacağını." O anlar aklıma geldikçe geriliyordum. Emre'nin modunun düşmesiyle konuyu değiştirmek için, "ama haddlerinide iyi bildirdik bir daha isteseler de o işi yapamayacaklar onlara en büyük ders o bence."
"Bir kızın hayatını bitir-" Emre'nin sözünü kesen Buket'in bağırmasıydı. Koşarak eve girdim.
Ses Savaşın odasından geliyordu.
Adımlarımı o yöne doğru yönlerdirdim. Köşeye sinmiş bir şeyler söylüyordu yine o ana gitmişti. Tam yanına gidecekken bir anda Savaşa sarılmasıyla olduğum yere çakılıp kaldım.Savaş ona sen çok güçlüsün diye telkinler veriyordu. Allahım bu nasıl bir çaresizlikti. Sevdiğim kadın bu halde ve elimden birşey gelmiyordu.
Çaresizliğin ve acının dolu dolu olduğu bir sesle "Buket!?" Diyebildim. Bakışlarını bana çevirdiğinde gözlerinde görmek istemediğim o yaşlar daha da arttı. Koşarak yanıma geldi ve sarıldı bu davranışı beni hem şaşırtmış hemde sevindirmişti.
İlk defa kendi isteğiyle sarılmıştı.Bana Savaşı kurtardığım için teşekkür ediyordu. Ama ben bunu onun için yapmıştım.
Daha fazla dayanamayarak sıkıca sarıldım. Buna ihtiyacım vardı. Gücüm tükenmişti. Bana tek iyi gelen ise onun kokusu. Doya doya içime çektim eşi benzeri olmayan kokusunu.
"Senin değer verdiğin her şey benim içinde önemli sevgilim. Senin mutlu olman için o yüzünün gülmesi için herşeyi yaparım." Kendimden biraz uzaklaştırıp yüzünü ellerimin arasına aldım. O kadar solgun ve bitkin duruyordu ki bu halini görmek istemiyordum. İnatçı asi sevgilimi geri istiyordum.
"Sen benim dünyamsın o gözlerinde artık göz yaşı değil sevinçten parlayan bir göz görmek istiyorum anlaştık mı?" Anlını öpüp sıkıca sarıldım. Bu dünya da ki yaşama sebebimdi adeta.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALP YARASI
RomanceTam dış kapıdan çıkacakken önüne geçtim. Sıkıca sarıldım. "Nolur gitme beni bırakma sensiz yaşayamam yapma bunu bana." Bir süre öylece kaldı. Kurduğu cümleyle sarılı olan kollarım boşluğa düştü. "Benim onca adamın artığı olan biriyle işim olmaz." Be...