Onur'un bu denli Mert'ten korkması beni çok şaşırtmıştı. Bir insan birinden hem bu kadar korkup hemde nasıl intikam almak ister ki. Bunların arasında ne vardı? En önemlisi Onur kimdi? Mert ile arasında ne olmuş olabilirdi ki en iyisi bunu belli etmeden Mert'ten öğrenmekti.
Galiba sandığımdan daha kötü bir işin içindeydim. Battıkça batıyor ve bunu bile bile birşey yapamıyordum.
Bakışlarım dolap ile bana doğru gelen Mert arasında gidip geliyordu.
Mert ile göz göze geldiğimde endişeli bir şekilde önce gözlerime sonra ise bakışları boynuma kaydı. Boynum morarmış olacak ki korkudan beş adımlık mesafeyi iki adımda gelmiş bakışları daha bir dikatli boynumda oyalandı.
Ben ise mal mal Mert'in suratına bakıyordum. Yada olayları yavaş yavaş idrak edebiliyordum.
"Buket boynun hali ne böyle noldu sana." Sesinde ki endişe sinir hat safadaydı. Doğruyu söyleyemeyeceğim için mecbur bir yalan uydurmak zorundaydım.
"Ne olmuş ki boynuma?" Dedim yapmacık bir merakla.
"Daha ne olsun morarmış Buket! Biri birşey mi yaptı?" Sinirle etrafına bakınmaya başladı.
"Ben o piç herifleri boşunami hastaneye yığdım lan Asımm." Sesi odadan taşmış hastanenin koridorunda yankılanmaya başlamıştı.
"Aşkım sakin ol birşeyim yok kimse birşey yapmadı. Sadece boynumu biraz sert kaşımış olabilirim." Sesimin normal olması için elimden geleni yapmıştım ama korkuyu sesime ne kadar uğraşsamda engeleyememiştim.
Bir anda olduğu yerde dona kaldı. Ani bir manevrayla bana doğru döndü.
Ben ne olduğunu anlamadan tekrar "Asımm neredesin lan piç herif!?"
"Mert ne oluyor? Yok birşey dedim."
Beni duymuyordu adeta. Koşarak içeri giren genç iri yarılı bir adam eleri önünde, başı eğik bir şekilde, " buyur abi." Dedi.
Tam yumruğunu kaldırmıştı ki korkudan ayağa kalkıp önüne geçtim.
"Naptığını sanıyorsun sen ya birşey yok diyorum adama suçsuz yere darp mi edeceksin?" Bakışlarında ki sorgulayıcı ve endişeli bakış beni geriyordu.
"Buket yalan söylüyorsun. Tehdit ediliyorsun belli biri sana birsey yapmış ve bana anlatmiyorsun. Kimdi o güzelim söyle hadi." Sağ eliyle yanağımı okşuyordu.
Sakin ol Buket sakin belli etme ve dolaba bakma sakın.
"Bunu da nereden çıkardın. Cidden benim tenim hassas ondan dokunsan bile morarır." Adının Asım olduğunu öğrendiğim adama bakıp, "Sen çıkabilirsin bir yanlış anlaşılma oldu." Dedim kendimden emin bir şekilde.
Ama Mert hayla bana tuhaf bir şekilde bakıyordu.
"Neden bana öyle bakıyorsun. İnanmıyormusun bana yoksa." Alıngan bir şekilde ona bakıyordum. Umarım yerdi numaramı.
"Sen bana hiç bir zaman aşkım demezsin Buket zorda kalınca yada birşeyleri saklayınca aşkım gibi kelimeleri kullanırsın. O yüzden neler olduğunu söyle yoksa ben öğrenmesini bilirim."
Ağzım açık bir şekilde Mert'e bakıyordum. Beni bu kadar iyi tanıması korkutmuyor değildi. İstemsizce gözüm Mert'in arkasında ki dolaba kaydı. Mert bakışlarımın olduğu yere bakarak elini belinde ki silahı atınca korkudan gözlerim yuvalarından çıkacaktı. Asım'a bakış attı.
"Tamam canım ben yanlış anlamışım. Hadi gel doktor bizimle konuşacak ondan sonra eve geçebiliriz." Tam birsey diyecekken eliyle sus işareti yapmasıyla kelimeler ağzımda hapis olmuştu. İşte şimdi sonum gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALP YARASI
RomanceTam dış kapıdan çıkacakken önüne geçtim. Sıkıca sarıldım. "Nolur gitme beni bırakma sensiz yaşayamam yapma bunu bana." Bir süre öylece kaldı. Kurduğu cümleyle sarılı olan kollarım boşluğa düştü. "Benim onca adamın artığı olan biriyle işim olmaz." Be...