Salona kadar ondan destek alarak gittim. Babam salonda oturmuş camdan dışarıyı izliyordu. Babamı görünce birden telaş yapıp omzumu üstünden çektim ve yine yere düşmemle bağırmam bir oldu. Demir "Napıyorsun kızım deli misin niye bıraktın?" diye bağırdı telaşla ve beni kaldırdı. Babam aniden bize döndü ve o an yaptığım şeyin anlamsızlığını sorguladım. Babam yanımıza yaklaştığında demirin kollarından beni alıp koltuğa oturttu ve pis pis bakışlar attı ona. Demir umursamayıp yanımıza oturdu ve telaşı gözlerinden belli oluyordu. Aptal aptal aptal. Babam gerilmişti ve benimle ilgilenmek yerine demiri sorguya çekmeye başladı. Oradan sıyrılmak istedim ve duvarlardan tutunarak mutfağa, Sevda hömkürüğüne yardım etmeye gittim. Bu halimi görünce apar topar yanıma geldi, telaşlanmıştı. Beni hemen sandalyeye oturttu. "Duygu iyi misin? Neyin var?" dedi. Bu davranışı beni baya bi şaşırtmıştı, benim için endişelenmesi... bana annemi hatırlattı. Ama banane "Sanırım ayağım burkuldu, demir sağolsun yardım-" sözümü bitirmeme izin vermeden "Demirle iyi anlaşmanıza çok sevindim canım. Şimdi bileğine bir merhem süreceğim sonra da saralım hiçbişeyin kalmaz yarına ciddi bir şey değil." dedi ve içten bir şekilde gülümsedi. Acısı azalmıştı. Ona teşekkür ettikten sonra yardım etmemi istedi bok. Her şeyi masaya taşıdık ve biraz süsledik. Sonra babam ve demiri çağırmaya gidecekken onları koyu bir sohbetin ortasında buldum. Kapıdan gizlice dinlemeye başladım. Babam sinirli görünüyordu "Kızımı iki dakika emanet ediyorum ve senin yaptığına bak bileğini burkmuş?!" dedi. Demir hala endişeliydi "Benim hatam değildi duştayken kayıp düştü ben de yardım et-" sözünü bitiremeden araya girdi babam "Ne demek duşta düştü? Siz beraber duş mu aldınız!" dedi. Demir afalladı "Hayır ben bağırma sesini duyunca içeri girmek zorunda kaldım tek amacım yardım etmekti." dedi. bence de. Babamın hoşuna gitmiş gibi görünmüyordu. İşler daha da kızışmadan araya daldım. "Sevda ablayla yemekleri hazırladık hadi gelin." 🦵🏿dedim sevecen tavrımla. Hiçbir şey çaktırmadan mutfağa doğru ilerledik. Ben Demirin yanına oturacaktım ki babam benden önce davrandı. Ben de Sevdanın yanına iliştim. yemeye başladık. Sevda abla hepimize birer kadeh şarap doldururken babam garip gözlerle ona baktı. "Çocuklara da mı koyuyorsun?" dedi. He çocuk amk. Sevda niye böyle bir tepki verdiğini anlamamıştı. "Demir reşit, duygunun da bir geceliğine bir kaçamak yapmasında sakınca görmemiştim fakat sormalıydım çok üzgünüm" diyip bana döndü. "İstiyor musun duygu?" diye sordu. Bana sorması iyiydi. Ben de babamın bana attığı iğneleyici bakışları görmezden gelip "Olur sevda abla" dedim. Sonra babam konuştu. "Eh iyi bari bu gecenin şerefine kadehlerimizi tokuşturalım, ailemize!" dedi. Biz de hep bir ağızdan "Ailemize!" dedik. Bu kelime de aklımda uzun süre dönüp dolaşacağa benziyordu, çok maldı 'aile' diye geçirdim içimden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşüncesiz Aşkım
Ficción GeneralAnnesinin ölümünün üzüntüsünden hemüz kurtulamamışke olan Duygu'nun babasının başka bir karıyla (sevdamalıXd) evlenmek istemesi üzerine Duygu'nun kendini bambaşka bir hayatın içerisinde bulan Duygu'nun seksomanyak üvey abisiyle maceraları