Sabah kalktım mı kalkmadım mı anlayamadım bile. Düşüncelerimin içinde, kendi pisliğimde kaybolmuştum. Bencilce davranmamın cezasını çektiriyordum kendime. Büyük gün yaklaşıyordu toparlanmam gerekiyordu. Okuldaki sanat fuarı nedeniyle dersler olmayacaktı ben de fuarda görevli olmadığım için okula biraz geç gitmeye karar verdim. Ama şöyle ki sanat bahane götün şahane🙇♂️ Bugünü daha çok kendimle ilgilenerek geçirmeye karar verdm çünkü götüm şahane. Taytımı, braletimi, eşofman üstümü giydim ve temiz havada bir koşu yapmak üzere dışarı çıktım. Spor ve temiz hava beni kendime getirebilirdi. Saatlerce koştum bu ilaç gibi geliyordu, zinde hissediyordum, koştukça iyileştim. Good bye hastane masrafları.😍😏 Birkaç saat sonra eve döndüm. Demir de okula gitmemişti. Mutfakta kahvesini yudumluyordu. Artık kendime iyi gelen dışında bir şey yapmayacaktım. "Demir gelir misin benimle?" dedim sırıtarak. Şaşkın bi şekilde kafasını salladı ve peşimden gelmeye başladı. Odama girdik üstümdekileri çıkarmaya başladım. Üstümde hiçbir şey kalmayınca duşa girdim. Bir kaç dakika sonra demir arkamdan geldi ve kapıyı kilitledi. Yanıma yaklaştı. Şaşkındım ondan bunu pek beklemiyordum "Cesaretine hayranım abicim" dedim. "Sen iyi misin yoksa ben bir rüyada mıyım?" dedi tek kaşını kaldırarak. "Konuşma" dedim ve elimi dudaklarına götürüp 'sus' işareti yaptım. Elimi ağzından çekti ve beni belimden kendine doğru çekip dudaklarımdan öptü. Haha thats how i shoot my shot😏☝🏻 Suyun altında dakikalarca öylece öpüştük. Boynumu emerken elleri tüm vücudumda geziyordu, sanki bulutların üstündeydik. İlk öpücüğümün üvey abime gideceğini hiç hayal etmezdim. Ben ona aşık olmuştum. Ama imkansız bir aşktı bu... 'Tam da sana göre Duygu aferin' diye içimden geçirdim. İçimden geçen bu negatif düşünceler moralimin yerle bir olmasına yetmişti. O benim abimdi ve öyle kalacaktı. Kurduğum hayaller, arzuladığım şeyler imkansızdı. Onu ittim ve havlumu alıp duştan çıktım. Herkesin dengesini bozmaya, duygularıyla oynamaya hakkım yoktu belki. Napim. biraz iyi hissetmeye hakkım vardı. Bunu çok iyi biliyordum. "Ben okula gidiyoruum" diye seslendim. Arkamdan öylece baka kaldı. Baka. Eskisi gibi bisikletimi aldım ve okulun yolunu tuttum. Okula geldiğimde ilk iş Giray'ı ve Eylül'ü buldum. İkisine de sımsıkı sarıldım. Giray herkese gösterirmişcesine beni yanağımdan öptü. Az önce yaşadıklarımı düşününce bu biraz garipti ve kötü hissetmeme sebep olmuştu. "Yarın düğüne geliyorsunuz değil mi?" diye sordum. Giray gülerek "Kavalyen olmak için sabırsızlanıyorum" dedi. Bir de bu çıkmıştı. Mal amk. Gülümsemekle yetindim. "Okuldan sonra işiniz yoksa bize gelseniz nasıl olur?" dedi Eylül. Kafa dağıtmak için tam ihtiyacım olan şeydi bu aslında "Çok isterdim ama malum bizim hazırlıklar devam ediyor bugün gelemem ama siz bize gelebilirsiniz." dedim. İkisi bir ağızdan tamam dedi ve bize gitmeye karar verdik. Fuarı iyice bir turladık ve yeni kitaplar aldım hepsini okumak için sabırsızlanıyordum. Tam bizim eve geçmek için yola çıkacakken Eylülün telefonu çaldı arayan annesiydi. Kardeşi hastalanmış ve acilen hastaneye gitmeleri gerekiyormuş. Biz de gitmek için çok ısrar ettik ama Eylül moralimiz bozulmasın diye kabul etmedi. Biz de girayla beraber bize gitmeye karar verdik. Eve girdiğimizde Demiri her zamanki yerinde kahve içerken gördüm. Girayı gördüğünde bize attığı bakışları korkutucuydu. Go daddy go. Girayı elinden tuttum odama gidecektik. Arkamızdaki sert bakışları hala çok net bir biçimde hissedebiliyordum. Giray merdivenin önünde birden durup beni belimden kendine doğru çekti ve dudaklarımdan öptü. Bunu neden yapmıştı? Şu an bunun için doğru bir zaman mıydı? Özellikle de Demir bize iğneleyici bakışlarını yollarken. Birden içeriden bir şeyin kırılma sesi geldi. Girayı bırakıp sesin geldiği yöne koştum. Demirin eli kan içindeydi. Kupa elinde parçalanmıştı. Yes kurtardı beni. Telaşla elini suya tutmak üzere lavaboya götürdüm ve tüm kanı temizledikten sonra Sevda ablanın bana öğrettiği gibi elini bandajla sardım. Girayla yaşadığımız garip andan sonra ne yapacağımı bilemedim. Yanına gittim "Giray saat çok geç olmuş sen gitsen iyi olacak yarın malum büyük gün erken kalkmam gerekiyor" dedim ve yanağından öpüp onu kapı dışarı ettim. Belki biraz ayıp olmuştu ama bu kadar şey benim için çok fazlaydı. Bir günde iki öpücük mü? İmkansız!😏😏
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşüncesiz Aşkım
Narrativa generaleAnnesinin ölümünün üzüntüsünden hemüz kurtulamamışke olan Duygu'nun babasının başka bir karıyla (sevdamalıXd) evlenmek istemesi üzerine Duygu'nun kendini bambaşka bir hayatın içerisinde bulan Duygu'nun seksomanyak üvey abisiyle maceraları